Translate
"spread"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
spread
1.yaymak, 2.yayılmak, 3.yaymak, sermek, örtmek, 4.açmak, 5.açılmak, kenara çekilmek, 6.sürmek, 7.uzanıp gitmek, 8.bölmek, bölüştürmek, dağıtmak, 9.yayılış, dağılma, 10.örtü, 11.genişlik
SPREAD
AÇIK
SPREAD
AÇIKLIK
SPREAD
AÇILMAK
SPREAD
AÇMAK
Spread
Alış-Satış Farkı
SPREAD
ARA
SPREAD
AYIRMAK
SPREAD
AYNI KONUYU YAZAN KARŞILIKLI İKİ SAYFA (GAZETE)
SPREAD
BULAŞMA
spread
bulaşmak
SPREAD
BULAŞTIRMAK
SPREAD
DAĞILMA
SPREAD
DAĞILMAK
SPREAD
DAĞILMIŞ
spread
dağıtmak
SPREAD
DÖŞEMEK
SPREAD
EKMEĞE SÜRÜLEN ŞEY
spread
ekmek vb´ne kolayca sürülen
SPREAD
GENİŞLEME
SPREAD
GENİŞLEMİŞ
SPREAD
GENİŞLİK
SPREAD
GERGİN
SPREAD
GÖZ ALABİLDİĞİNE UZANMAK
spread
i. yayilma; saha, vusat; ortu (sofra veya yatak icin); k.dili. ziyafet; ekmek uzerine surulen yiyecek; gazetede ayni konuyu ele alan karsilikli iki sayfa.
spread
iki uç arasındaki genişlik
spread
iki uç arasındaki uzunluk
SPREAD
İKİ YANA AÇMAK
SPREAD
İYİCE AÇILMIŞ
spread
kaplamak
SPREAD
KÂR ORANI
spread
neşretmek
spread
neşrolunmak
SPREAD
ÖRTÜ
spread
saçılmak
spread
saçmak
spread
saha
spread
serilmek
spread
sermek
SPREAD
SÜRMEK
SPREAD
SÜRÜLEN
SPREAD
SÜRÜLMEK
SPREAD
ŞİŞMANLIK
SPREAD
ŞÖLEN
SPREAD
UZANMAK
SPREAD
UZATMA
SPREAD
UZATMAK
spread
v.yayıl:n.yayılma
spread
yay
SPREAD
YAYILIM
Spread
yayılma
spread
yayılmak
Spread
YAYILMAK, YAYMAK
SPREAD
YAYILMIŞ
spread
yaymak
SPREAD
ZİYAFET
spread (to) (brood nest); to expand (brood nest)
kuluçkaları ayırmak
spread (to) (of disease)
hastalığı bulaştırmak
spread foundation
yayık taban
spread like wildfire
ağızda sakız olmak
spread like wildfire
büyük bir hızla yayılmak
spread of dataism
verikuramı yayılımı
SPREAD ONESELF
YAYILMAK
spread oneself too thin
kırk tarakta bezi olmak
SPREAD OUT
AÇMAK
SPREAD OUT
AYIRMAK
SPREAD OUT
GENİŞLEMEK
SPREAD OUT
SERMEK
SPREAD OUT
YAYILMAK
SPREAD OUT
YAYMAK
SPREAD OVER
İSTİLA ETMEK
spread over
yayıl
Spread Plate Technique
Yayma Yöntemi
spread spectrum
yayılı izge (spektrum)
spread spectrum (SS)
yayılı spektrum
spread spectrum communication
yayılı spektrum iletişimi
spread spectrum multiple access
yayılı spektrumla çoklu erişim
Spread test
Yayılma deneyi(lehim)
spreadeagle
gösterişçi
spreadeagle
s. kollari ve ayaklari gerilmis vaziyetteki; A.B.D., k.dili. asiri vatanperver, gosterisci.
SPREAD-EAGLE
ABARTILI
spreader
1. yayıcı, serici, 2. gübre serpme makinesi, 3. dağıtıcı
SPREADER
ANTEN GERGİSİ
SPREADER
DAĞITICI
SPREADER
DUŞ FİSKİYESİ
SPREADER
GERGİ
SPREADER
GÜBRE SERPME MAKİNESİ
spreader
i. yayan veya, suren sey veya kimse; iki telin birbirine dokunmamasi icin aralarina konan tahta; tarlaya gubre serpen makina.
spreader
iki telin birbirlerine temas etmemesi için aralarına konan tahta parça
SPREADER
Kantarma.İskele askısı.
SPREADER
PÜSKÜRTÜCÜ
SPREADER
SERPİCİ
SPREADER
TEREYAĞI BIÇAĞI
spreader
uçurtmanın ön kısımdaki çıtayı gergin tutmak için kullanılan çıta
Spreader
Yayıcı
Spreader stoker
Yayıcı ızgara
SPREADING
AÇILMA
SPREADING
DAĞITAN
SPREADING
SERPME
SPREADING
YAYMA
SPREADING OVER
İSTİLA
spreading
n.püskürtme:v.yay:prep.yayarak
spreading
n.yayılan:v.yay:prep.yayarak
Spreading apart of turbine cylinder flanges
Türbin flanşlarını açma
spreading loss
yayılma kaybı
spreadsheet
elektronik çizelge (programı)
spreadsheet
elektronik çizelge(programı), hesap tablosu
spreadsheet
e-tablo
spreadsheet
Hesap Çizelgesi
spreadsheet
kutuçizim
spreadsheet application
elektronik çizelge uygulaması
Spreadsheet software package
Hesap tablosu yazılım paketi
Spreadsheets and enhancement software package
Hesap tabloları ve geliştirme yazılım paketi