Translate
"talk"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
talk
1.konuşmak, 2.konuşma, görüşme, 3.sohbet, 4.konuşma biçimi, konuşma, 5.boş laf
talk
ağız
TALK
DEDİKODU
TALK
GÖRÜŞME
TALK
GÖRÜŞMEK
TALK
HOŞBEŞ
Talk
i. Konuşma, görüşme
TALK
KONUŞMA
Talk
KONUŞMA, KONUŞMAK
TALK
KONUŞMAK
TALK
LAF
talk
lakırdı etmek
talk
müzakere
TALK
SOHBET
talk
sohbet etmek
talk
söylemek
TALK
SÖYLENTİ
TALK
SÖZ
talk
v.konuş:n.konuşma
talk a blue streak
jet gibi konuşmak
talk a mile a minute
çan çan etmek
TALK ABOUT
BAHSETMEK
talk about
hakkında konuşmak, bahsetmek, lafını etmek
talk about
konu edinmek
talk about
konu etmek
TALK ABOUT
SÖZ ETMEK
talk about business
iş ile ilgili konuşmak
talk about worldly things
dünya kelamı etmek
talk as you like
içinden geldiği gibi konuş
talk at
boşuna konuşmak
talk away
durmadan konuşmak, konuşarak vakit geçirmek
TALK BACK
CEVAP VERMEK
talk back
iç konuşma
TALK BACK
KARŞILIK VERMEK
talk back to
karşı gelmek
talk back to
karşı gelmek, karşılık vermek
talk back to
sert karşılık vermek
TALK BIG
YÜKSEKTEN ATMAK
talk big
övünmek, atıp tutmak, dem vurmak
talk business
iş konuşmak
TALK DOWN
AŞAĞILAMAK
TALK DOWN
BASKIN ÇIKMAK
talk down to
aşağılayarak konuş
talk down to
küçümseyici bir biçimde konuşmak
talk freely
içinden geldiği gibi konuş
TALK INDISCREETLY
BOŞBOĞAZLIK ETMEK
talk in circles
lafı ağzında gevelemek
talk in sleep
sayıklamak
talk in telephone numbers
bire bin katmak
talk into
ikna et
talk into
-meye ikna etmek
talk large
büyük konuşmak
talk nineteen to the dozen
hızlı ve sürekli konuşmak
talk nonsense
1. saçmalamak, 2. zırvalamak, çene yormak
TALK NONSENSE
SAÇMA SAPAN KONUŞMAK
TALK NONSENSE
SAÇMALAMAK
TALK NONSENSE
ZIRVALAMAK
talk of a place
bir yerdeki tüm sohbetlerin konusu olan kimse/şey
talk of the devil!
biz de senden bahsediyorduk!
TALK ON
BAHSETMEK
talk on
konuşmaya devam etmek
talk one’s head off
birisinin kafasını şişirmek
talk one’s head off
kafasını sikmek
talk one’s way out of
içini dökmek, konuşup rahatlamak
talk out of
-memeye ikna etmek, -den vazgeçirmek
talk out of
yapmamaya ikna et
TALK OVER
BAHSETMEK
talk over
görüşmek, tartışmak
talk over
üstünde konuş
talk round
1. caydırmak, 2. ikna etmek
talk round
fikrini değiştir
talk sense
mantıklı konuşmak, makul konuşmak
talk shop
iş konuşmak
talk show
sohbet programı
TALK SMB. OUT OF SMTH.
CAYDIRMAK
TALK SMB. OUT OF SMTH.
VAZGEÇİRMEK
talk somebody to death
kafese almak
TALK THE HIND LEGS OFF A DONKEY
BOŞ KONUŞMAK
talk the same language
aynı dili konuşmak
talk the talk don’t walk the walk
konuşur ama söylediklerini de uygular (lafta kalmaz)
talk through dictionary
sözlük vasıtasıyla konuşmak
TALK THROUGH ONE’S HAT
AHKÂM KESMEK
talk through one’s hat
olur olmaz konuşmak
talk through one’s hat
palavra atmak, saçmalamak
TALK THROUGH ONE’S HAT
SAÇMALAMAK
TALK THROUGH ONE’S HAT
UYDURMAK
talk time
konuşma süresi
talk to
konuş
talk to me
konuş benimle
TALK TO ONESELF
KENDİ KENDİNE KONUŞMAK
TALK TO SMB.
AZARLAMAK
talk to the hand
seni dinlemiyorum
talk to the hand
umurumda değil
TALK UP
ÖVMEK
TALK WILD
SAÇMA SAPAN KONUŞMAK
TALK WILD
SAÇMALAMAK
TALK WITHOUT THINKING
AĞZINA GELENİ SÖYLEMEK
talk with a lisp
yanlış konuş
talk with me
konuş benimle
talk without restraint
içinden geldiği gibi konuş
talk, speak
konuşmak
TALKATIVE
ÇENEBAZ
TALKATIVE
ÇENESİ DÜŞÜK
TALKATIVE
DİLLİ
TALKATIVE
GEVEZE
TALKATIVE
KONUŞKAN
TALKATIVENESS
GEVEZELİK
talkative
konuşkan
talkative
konuşkan, çenesi düşük, geveze
talkative
s. konuskan. talkativeness i. konuskanlik.
talkativeness
konuşkanlık
talkativeness
konuşkanlık, gevezelik
talkback
kayıt stüdyolarında kullanılan ses sistemi
talked
v.konuş:adj.konuşulan
TALKEE-TALKEE
PALAVRA
talkee-talkee
palavra, masal
TALKEE-TALKEE
SAÇMALIK
TALKER
KONUŞAN
talker
konuşmacı
TALKIE
SESLİ FİLM
TALKING
KONUŞMA
TALKING IN ONE’S SLEEP
SAYIKLAMA
TALKING PICTURE
SESLİ FİLM
TALKING-TO
AZAR
talkie
konuşkan, geveze
talking
1. konuşan, 2. konuşma
talking
konuşkan
talking
n.konuşan:v.konuş:prep.konuşarak
talking
s., i konusan, konusabilen; konuskan; i. konusma. talking machine eski gramofon. talking point ustunde durulacak nokta.
talking drum
çalarken ton değiştirme özelliğine sahip afrika’ya özgü bir vurmalı çalgı
talking drum
geleneksel olarak kol ile vücut arasına sıkıştırılarak çalınan afrika’ya özgü bir vurmalı çalgı
talking head
ekranda vücudunun sadece omuzundan üstü görünen program sunucusu
Talking machines
Konuşma makineleri
talking picture
sözlü film
talking point
(belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular
talking point
konuşulacak konu
talking terminal
konuşma uçbirimi
talkingto
i., k.dili. azarlama, paylama.
talkingto
paylama
talking-to
azarlama, paylama, azar, fırça
talky
geveze
TALKY
KONUŞKAN
talky
s. konuskan; geveze, cenesi dusuk; palavrasi bol.
talky talk
gevezelik
TALKY-TALK
BOŞ LÂF
TALKY-TALK
GEVEZELİK