Translate
"tell"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
tell
1.söylemek, ayıtmak, 2.anlatmak, 3.tembihlemek, 4.emretmek, 5.bildirmek, 6.göstermek, belli etmek, 7.etkili olmak, göze çarpmak, belli olmak, 8.bilmek, tahmin etmek, seçmek, ayırt etmek
TELL
AÇIĞA ÇIKARMAK
tell
anlatmak
Tell
ANLATMAK, SÖYLEMEK
TELL
BİLDİRMEK
TELL
DEMEK
tell
emin olmak (bir şey hakkında)
TELL
EMRETMEK
TELL
HABER VERMEK
tell
i., ark hoyuk.
tell
keşfetmek
tell
nakletmek
tell
saymak
tell
söyle
TELL
SÖYLEMEK
tell
yaymak
TELL A FIB
ATMAK
TELL A FIB
UYDURMAK
TELL A FIB
YALAN SÖYLEMEK
tell a fib
yalan söyle
tell a joke
fıkra anlat
TELL A LIE
YALAN SÖYLEMEK
tell a lie
yalan söyle
TELL A LONG RIGMAROLE
SAÇMA SAPAN KONUŞMAK
tell a long rigmarole
zırvalamak
TELL A SECRET
SIR VERMEK
TELL A STORY
HİKÂYE ANLATMAK
tell a story
masal anlatmak
tell anonymously
isim vermeden konuş
tell anonymously
isim vermeden konuşmak
TELL APART
AYIRDETMEK
TELL APART
AYIRT ETMEK
tell apart
parça parça konuş
TELL BRIEFLY
KISA KESMEK
tell confidentially
gizli konuş
tell every detail
tüm detayları anlatmak
tell fortunes
fala bakmak
tell in someone’s favor
bir şey birinin lehinde olmak
tell it to the hand
seni dinlemiyorum
tell it to the hand
umurumda değil
TELL LIES
ATMAK
tell me about
bana anlat
tell me about it
bilmez miyim!
tell me about it
bir de bana sor
tell me about it
bunu bana mı söylüyorsun
tell me how you come here
buraya nasıl geldiğini anlat
tell me how you got here
buraya nasıl geldiğini anlat
Tell me where the post office is Please
Postanenin ne tarafta olduğunu söyleyin lütfen
tell off
azarla
TELL OFF
AZARLAMAK
tell off
azarlamak, paylamak, yüzüne vurmak
tell on
1. kötü etkilemek, 2. gammazlamak, ihbar etmek
tell on
kötü etkile
TELL ON SMB.
İHBAR ETMEK
tell one to one’s face
birinin yüzüne karşı söylemek
tell people apart
ayırt etmek
tell romantic lies
romantik yalanlar söyle
TELL SMB. ONE’S MIND
AZARLAMAK
tell somebody what they can do with something
(birine) al bir tarafına sok demek
tell somebody what they can do with something
(birine) münasip bir yerine sok demek
Tell that to the marines
Külahıma anlat
TELL THE DIFFERENCE
AYIRT ETMEK
tell the same thing
aynı şeyi söylemek
tell the time
zamanı göstermek (saat)
tell the truth, the whole truth, and nothing but the truth
gerçeği, tüm gerçeği ve sadece gerçeği söyle
TELL THE WORLD
İLAN ETMEK
tell what to do with
’-i münasip bir yerine sok demek
tell what to do with
-i al bir tarafına sok demek
tell what to do with
-i alıp bir tarafına sok demek
teller
1.banka veznedarı, 2.oy sayıcı
TELLER
ANLATAN
TELLER
BANKA MEMURU
teller
haber veren
teller
i. anlatan kimse: veznedar, kasa memuru; sayici, bir mecliste oylan sayan kimse .tellership i. veznedarlik.
teller
sayıcı
Teller
Veznedar
teller’s department
vezne
Tellerline
Telefon bankacılığı
TELLING
ETKİLİ
TELLING
SÖYLEME
TELLING
TESİRLİ
TELLING-OFF
AZAR
telling
1.etkili, tesirli, 2.(duygu, görüş, vb.) açığa çıkaran, gösteren, belirten
telling
n.etkili:v.anlat:prep.anlatarak
telling
s. tesirli, etkili .tellingly z. etkili bir sekilde, tesirli olarak.
telling
tesirli
telltale
1.gammaz, muhbir, ispiyoncu, 2.(duygu, düşünce, suç, vb.) belli eden, açığa vuran
telltale
dedikoducu
TELLTALE
İSPİYONCU
TELLTALE
Müşir.
TELLTALE
SAHTE
TELLTALE
SAYAÇ
TELLTALE
SIRRI AÇIĞA VURAN KİMSE
TELLTALE
YALAN
Tell-tale lights
Gösterge ışıkları
tellur-
dünya/yeryüzü anlamı veren ön ek
tellural
dünya ile ilgili
tellurate
tellürat
TELLURIC
TELLÜRE AİT
TELLURIUM
TELLÜR
tellurian
dünyada yaşayan
tellurian
dünyadaki varlık
tellurian
s., i. arza ait, dunyaya ait: i. dunyadaki varlik: dunyanin hem gunes hemde kendi ekseni etrafindaki hareketlerini temsil eden model.
Telluric
1)Telürlü ; 2) Topraktan çıkan
telluric
dünya ile ilgili
telluric
dünyasal
telluric
tellürik
Telluride
Telürür
Tellurite
1) Telürit 2)
tellurite
tellürit
tellurium
i. tellur.
tellurium
tellür
Tellurium
Telür
Tellurium chill inducing agent
Tellürlü çillendirici (döküm)
Tellurium dioxide
Telür ikioksit
Tellurium granule
Telür tanecikleri
Tellurium powder
Telür tozu
Tellurium shot
Telür bilyaları
Tellurium tetrabromide
Telür dörtbromür
Tellurium tetrachloride
Telür dörtklorür
Tellurium tetraiodide
Telür dörtiyodür
telluro-
dünya/yeryüzü anlamı veren ön ek
telluroid
tellüroid
tellurometer
tellürometre
tellurous
tellüröz
Tellurous
Telürlü
telly
i., (Ing), k.dili. televizyon .
TELLY
TELEVİZYON