Translate
"thick"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Thick
1.KALIN 2.SIK
thick
1.kalın, 2.(sıvı) koyu, katı, 3.sık, 4.yoğun, 5.(with ile) ile dolu, kaplı, 6.kalın kafalı, 7.en hareketli an, yoğunluk, curcuna, keşmekeş
thick
ahmak
thick
anlaşılmaz
thick
boğuk
thick
boza gibi (sıvı)
thick
çok
thick
en heyecanlı yeri
thick
kalın
thick
kalın sık keşif
Thick
kalın, sık, kesif, yoğun
thick
kalınca
thick
kalınlık
thick
kesif
thick
koyu
thick
orta yer
thick
sık
thick
sıklık
thick
yakın (arkadaş)
Thick and fast
Ardı sıra, birbirini müteakip
thick as thieves
çok samimi
thick china
fon kartonuna benzeyen ancak daha hafif kuşe karton
thick cup
kalın fincan
thick enough
yeterince kalın
thick Ethernet
kalın Ethernet
Thick film lubrication
Kalın zar yağlaması
thick footed morel
kalın saplı mantar
thick juice
koyu şerbet
thick knee
kalın diz
Thick lens
Kalın mercek
Thick on the ground
Çok, çok miktarda
Thick polished plate glass
Taşlanmışkalın cam
Thick rough cast plate glass
Yüzeyi pürüzlü kalın dökme cam
Thick section
Kalın kesit
Thick sheet glass
Kalın düz cam
thick skin
kalın cilt
thick skinned
vurdumduymaz
Thick skirt
Kalın pançeta
thick super foundation
kalın süper vakıf
Thick yoghurt dip with garlic and dill
Haydari
Thick, slightly fermented millet drink
Boza
thicken
1.kalınlaşmak, 2.kalınlaştırmak, 3.koyulaşmak, 4.koyulaştırmak, 5.karmaşıklaşmak, 6.karmaşıklaştırmak
thicken
bulandırmak
thicken
çoğalmak
thicken
kalınlaşma
thicken
kalınlaşmak
thicken
kalınlaştır
thicken
kalınlaştırmak
thicken
kıvama gelmek
thicken
koyulaşma
thicken
koyulaşmak
thicken
koyulaştırmak
thicken
sıklaşmak
thicken
sıklaştırmak
thicken
yoğunlaşmak
thickened
v.kalınlaştır:adj.kalınlaştırılmış
Thickened blade
Kalınlaştırılmış kanat
thickener
koyulaştırıcı
thickener
koyulaştırıcı, kıvamlaştırıcı
Thickener
Yoğunlaştırıcı; Kıvamlayıcı
Thickeners
Koyulaştırıcı maddeler
Thickening
1) Kıvamlama; Yoğunlama;
thickening
kalınlaştırma, koyulaşma
Thickening
Koyulaştırma
thickening
n.kalınlaştırma:v.kalınlaştır:prep.kalınlaştırma
Thickening Agent
Kıvamlaştırıcı madde
thicker
adv.daha kalın:adj.kalın
thickest
en kalın
thicket
çalılık
thicket
çalılık, ağaçlık
thicket
i. sik calilik veya agaclik.
thicketed
sık çalılarla kaplı
Thick-film sensors
Kalın zar algılıyıcıları
thickhead
kalınkafa
thickheaded
kalın kafalı
thickheaded
s. kalin kafali.
thickly
kalınca
thickly settled
sıkı yerleştirilmiş
thickness
1.kalınlık, 2.koyuluk
thickness
kalınlık
Thickness gauge
Kalınlıkölçer
Thickness map
Kalınlık haritası
thickset
birbirine çok yakın dikilmiş (bitkiler)
thickset
bodur
thickset
kalın yapılı
thickset
s. tiknaz; sik dikilmis (bitkiler).
thickset
tıknaz
thick-set
tıknaz
thickskinned
duygusuz
thickskinned
s. vurdumduymaz, duygusuz, yuzu pek.
thickskinned
vurdumduymaz
thick-skinned
duygusuz, vurdumduymaz, aldırmaz
thickwire
kalın kablo, özgün bir IEEE 10 Mbps etherhet standardı