Translate
"tit"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
tit
1.meme, ayva, 2.memebaşı, 3.salak, 4.baştankara
tit
baştankara
tit
i. bastankara, zool. Parus major.
tit
i. meme bas.
tit
i. vurus; yumruk. tit for tat yumruga yumruk, misli ile mukabele, kisasa kisas.
Tit
Pürtük; Kazıntı (cam yüzeyi)
tit
vuruş
tit
yumruk
Tit for tat
Kısasa kısas
tit for tat
kısasa kısas, dişe diş
tit; titmice; titmouse
baştankara
titan
i., Yu. mit. Titan; muazzam kuvvet veya kabiliyeti olan kimse; Saturn gezegeninin en buyuk uydusu. titan’ic s. muazzam, beserden ustun.
Titanate
Titanat
Titanate ceramics
Titanat seramikleri
Titania
Titanya
Titania porcelain
Titanyalı porselen
Titania whiteware
Titanyalı beyaz eşya
Titania-doped silica glass
Titanya katkılısilika camı
titanic
1. dev gibi, muazzam, 2. titanyumla ilgili
titanic
muazzam
Titanic acid
Titanik asit
Titanic oxide (Titanium dioxide)
Titanyum ikioksit
titanism
toplum geleneklerine, adetlere ve yerleşik düzene karşı isyan etme
titanite
titanit
Titanite (Sphene)
Kamataşı;Titanit
titanium
i., kim. titan.
titanium
titan
titanium
titan(yum)
titanium
titanyum
Titanium alloys
Titanyum alaşımları
Titanium aluminides
Titanyum aluminitleri
Titanium and articles thereof (excluding waste and scrap), n.e.c.
Başka yerde sınıflandırılmamış titanyum ve titanyumdan eşyalar (atık ve hurdalar hariç)
Titanium boride
Titanyum borür
Titanium bromide
Titanyum bromür
Titanium carbide
Titanyum karbür
Titanium carbohydride
Titanyum karbohidrür
Titanium carbonitride
Titanyum karbonitrür
Titanium chlorides
Titanyum klorürler
Titanium crystal
Titanyum kristalleri
Titanium diboride
Titanyum ikiborür
Titanium dioxide
Titanyum ikioksit
Titanium dioxide alumina
Titanyum ikioksit alumina
Titanium dioxide-terminated layer
Titanyum ikioksit ile kısıtlı katman
Titanium evaporation slug
Titanyum buharlaştırma külçesi
Titanium fluoride
Titanyum florür
Titanium foil
Titanyum varağı; Titan folyosu
Titanium halides
Titanyum halidler
Titanium hydride
Titanyum hidrür
Titanium iodide
Titanyum iyodür
Titanium matrix composites
Titanyum anayapılı karmalar
Titanium nitrate
Titanyum nitrat
Titanium nitride
Titanyum nitrür
Titanium oxide
Titanyum oksit
Titanium oxides
Titanyum oksitler
Titanium oxides
Titanyum oksitleri
Titanium oxysulphate
Titanyum
Titanium powder
Titanyum tozu
Titanium rod
Titanyum çubuk
Titanium silicide
Titanyum silis
Titanium sponge
Titanyum süngeri
Titanium steel
Titanyumlu çelik
Titanium sulphate
Titanyum sülfat
Titanium tetrachloride
Titanyum dörtklorür
Titanium trichloride
Titanyum üçklorür
Titanium wire
Titanyum teli
Titanium-aluminium alloys
Titanyum aluminyum alaşımları
Titanium-copper alloys
Titanyum bakır alaşımları
Titanous
Titanyumlu
titbit
en güzel parça
titbit
en iyi kısım
titbit
en iyi lokma
titbit
i., Ing. ala lokma, cok iyi ve lezzetli parca.
titbit
lezzetli lokma
titer
titre
Titer (Titre)
Eş derişim (kim.)
tit-for-tat strategy
aynen karşılık
tit-for-tat strategy
aynen karşılık stratejisi
tithe
(bir şeyin) az bir kısmı
tithe
1. öşür, aşar vergisi, 2. onda bir
tithe
bir hristiyanın kiliseye vermek üzere ayırdığı gelirinin yüzde onu
tithe
gelirinin yüzde onunu kiliseye vermek
tithe
i., f. ondalik, osur; onda bir; ufak kisim; asar vergisi; f. gelirin onda birini kiliseye vermek; asar vergisini vermek; onda bir nispetinde vergi koymak. tithefree s. asardan muaf. tithepayer i. asar vergisi veya ondalik veren kimse. tith’ing i. asar ver
tithe
ondalık
tithe
öşür
tithe (obsolete)
orijinal sayının onda biri kadar azaltmak
tithes
eskiden ingiltere’de ürün üzerinden yüzde 10 oranında alınan (ancak toprak sahibine yansıyan) bir çeşit vergi
titi
saimiri cinsine benzeyen, ancak başı daha ön tarafta ve kuyruğu kalın olan küçük bir güney amerika maymunu
titian
i kizll sac rengi; kizil sacll kiz
titian
kızıl saç rengi
titillate
f giciklamak, gidiklamak; hisleri oksamak. titilla’tion i. gidilklama, gidiklanma; gecici tatli his.
titillate
gıcıklamak
titillate
gıdıkla
titillate
gıdıklamak
titillate
gıdıklanma
titillate
heyecanlandırmak, coşturmak, zevklendirmek, icini gıcıklamak
titillated
v.gıdıkla:adj.gıdıklanmış
titillating
n.gıdıklayan:v.gıdıkla:prep.gıdıklayarak
titillation
gıdıklama
titillation
gıdıklama, gıdıklanma
Titillation
Gıdıklama; Duygu uyarma
titivate
çeki düzen vermek, toparlamak
titivate
f., k.dili siklastirmak, suslemek; suslenmek.
titivate
süslemek
titivate
süslenmek
Title
1) Başlık, 2) Rütbe; Paye
Title
1.BAŞLIK 2.UNVAN
title
1.başlık, ad, 2.ünvan, 3.hak, istihkak, 4.şampiyonluk
title
başlık
title
başlık (bir yazı/kitap bölümü vb için)
title
isim
title
isim (kitap/piyes/film vb’ne ait)
title
istihkak
title
konu başlığı
title
serlevha
title
tapu
title
unvan
title
ünvan
Title
ünvan , isim, hak, başlık, serlevha, kitap başlşığı
title
v.isimlendir:n.başlık
title bar
başlık çubuğu
title block
başlık blok
title deed
tapu
title deed
tapu senedi
Title deed registry
Tapu kaydı
Title deed, abstract of title
Tapu senedi
Title deed-cadastre system
Tapu-kadastro sistemi
title information
başlık bilgisi
title page
baş sayfa
title page
başlık sayfası
title plate, license/number plate
Plaka
Title retention
Mülkiyeti muhafaza kaydı
title role
başrol
titled
adlı
titled
v.isimlendir:adj.isimlendirilen
titleholder
i. unvan sahibi, sampiyonluk unvanina sahip kimse.
titler
başlık basma makinesi, yazıcı aygıt
Titlers for films
Filmler için alt yazı yazıcıları
titmouse
baştankara
titmouse
fanta
Titrant
Eş değerleç (kim.)
Titrant
Titre eden çözelti
titrate
f, kim titre etmek titra’tion i titre, titrasyon.
titrate
titre et
Titrate
Titre etmek
titration
1. titreleme, titre etme, 2. titrasyon
Titration
Eşdeğerleyim; Eşdeğerleme(kim)
titration
titrasyon
titre
titre
titre
titre etme
Titrimetry
Titrimetri