Translate
"too"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
too
1.(gereğinden) çok, fazla, aşırı, 2.de, da, dahi, ayrıca, 3.öyle, öyle yahu
Too
1.ÇOK 2....DE ...DA EKİ
too
adv.aynı zamanda:adj.fazla
TOO
ÇOK
TOO
DAHİ
TOO
DE
TOO
FAZLA
too
ilâveten
too
z. fazla, luzumundan fazla, hadden ziyade; de, dahi, ilaveten, ek olarak, hem de. Too bad! Vah vah! I am too going. Ne yaparsan yap, gidecegim. This has gone too far. Bu mesele sikti artik.
too bad!
ne yazık!
too big for one’s boots
burnu havada, kendini beğenmiş
too clever by half
fazla akıllı, sivri, anasının gözü
too close
çok yakın
TOO FAMILIAR
KÜSTAH
TOO FAMILIAR
LAUBALİ
too familiar
sarmaş dolaş
too funny
çok komik
Too funny for words
Çok komik
Too good to be true
İnanılmayacak kadar iyi
too hot to handle
ele alması zor/güç (konu)
Too late
Çok geç
too little
çok az
too many
çok fazla
too many chiefs and not enough indians
sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa?
too many chiefs, not enough indians
sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa?
too many cooks spoil the broth
horozu çok olan köyde sabah erken olur
too many cooks spoil the broth
horozu çok olan köyde sabah geç olur
too many cooks spoil the broth
horozun çok olduğu yerde sabah erken olur
too many cooks spoil the broth
nerde çokluk orda bokluk
too many cooks spoil the broth
nerde çokluk, orada bokluk
too many cooks spoil the broth
nerede çokluk orada bokluk
too many cooks spoil the broth
nerede çokluk orda bokluk
too many cooks spoil the stew
horozu çok olan köyde sabah geç olur
too many cooks spoil the stew
nerede çokluk orada bokluk
too many drives
çok fazla sürücü var
too many irqs
çok fazla ırq var
too much
adv.çok fazla:adj.çok fazla
TOO MUCH
ÇOK FAZLA
Too much
Pek çok
too much for
için çok fazla
too much money
çok para
Too much of a good thing
Bu kadarı da biraz çok
Too soon
çok erken
too soon
çok yakın
Too soon
Pek fazla erken
Too soon
zamanından evvel
too the extent that
bununla ilgili olarak
took
al
took
bak. take.
took a bath
banyo yap
took a chance on
şans tanı
took a look at
göz at
took a picture
fotoğraf çek
took a seat
otur
took a shower
duş al
took a step
adım at
took a sunbath
güneşlen
took a vow
yemin et
took aback
şaşırt
took account
hesaba kat
took apart
parçalara ayır
took back
geri al
took down
parçalara ayır
took off
çıkart
took off for
çık
took out
içerden çıkart
took over
yüklen
took place
meydana gel
took the elevator
asansöre bin
took up
yapmaya başla
tool
1.alet, 2.başkasına alet olan kimse, alet, oyuncak, maşa, kukla
tool
alet
Tool
alet, el aleti, kalem
tool
Alet, takım
tool
alet, takım, torna bıçağı
TOOL
ALETLE İŞLEMEK
tool
araç
tool
avadanlık
tool
başkasının istediği gibi kullandığı kimse
tool
kalem
TOOL
KESKİ
TOOL
PARÇA
TOOL
Takım,alet.
tool
v.aletle şekillendir:n.alet
tool bag
alet çantası
Tool belts
Alet kemerleri
tool box
alet kutusu
tool box
Alet kutusu, takım kutusu
tool box
araç kutusu
tool box
arç kutu
tool box
avadanlık, araç kutusu
Tool boxes
Alet kutuları
Tool car
Takım arabası
Tool carriers
Takım sapları
Tool cases
Alet çantaları
Tool changing
Takım değiştirme
Tool characteristics
Takım belirteçleri
tool chest
alet kutusu
tool chest
alet sandığı
Tool chest
Takım sandığı
Tool coating
Takım kaplaması
Tool cost
Takım maliyeti
Tool cupboards
Alet dolapları
tool cutter
kalem
tool cutter edge angle
ayar açısı
tool cutting edge inclination
meyil açısı, eğim açısı
Tool death
Takım ölümü
Tool design
Takım tasarımı
tool error
araç hatası
Tool failure
Takım işgörmezliği, takım bozulması
Tool for turning the flywheel
Motor volantını çevirme aleti
Tool geometry
Takım geometrisi
Tool grinder
Takım taşlayıcı
Tool grinding
Takım taşlaması
Tool handles
Alet sapları
Tool handles and tool parts
Alet sapları ve parçaları
tool holder
kalem tutucu, kalemlik, kater
Tool holders
Alet sapları, tutucuları
Tool holders and self-opening dieheads, for machine tools
Takım tutucuları ve kendinden açılan pafta kafaları, takım tezgahları için
Tool holders for lathes (excluding arbors, collets and sleeves)
Takım tutucuları, torna tezgahları için olanlar (dingiller, yüksükler ve rakorlar hariç)
Tool holders, n.e.c.
Başka yerde sınıflandırılmamış takım tutucuları
tool included angle
uç açısı
tool kit
alet takımı
tool kit
alet takımı, avadanlık
Tool kit
Takım çantası
Tool kits
Takım çantaları, Alet takımları
tool life
takım dayanma zamanı
Tool life
Takım ömrü
Tool making
Alet yapımı
Tool materials
Takım gereçleri
tool minor cutting edge angle
yan bileme açısı
tool normal clearance angle
serbest açı
tool normal rake angle
talaş açısı
tool normal wedge angle
kama açısı
tool palette
araç paleti
Tool parts
Alet parçaları
tool post
kalem tutacağı, kater
Tool re-grinding
Takım yeniden taşlaması
tool room
takımhane, takım odası
tool slide
takım kızağı
tool steel
takım çeliği
Tool steels
Takım çelikleri
Tool wear
Takım aşınması
tool, vehicle
araç
toolbar
araç çubuğu
toolbox
alet çantası
toolbox
araç kutusu
toolbox
takım
Toolhouse
Alet kulübesi
TOOLING
ALET İLE İŞLEME