Translate
"tow"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
TOW
1)Yedekte çekme. 2)Yedekte çekilen. 3)Oturan bir gemiyi kurtarmak amacıyla çekmek.
tow
1.(taşıt) yedekte çekmek, 2.yedekte çekme
TOW
ÇEKİCİ İLE ÇEKMEK
TOW
ÇEKMEK
tow
f., i. yedege alip cekmek; cekmek; i. yedekte cekme veya cekilme; yedekte cekilen duba; cekme halati. have in tow yedekte bulundurmak; pesine takip gezdirmek. take in tow yedege almak, yedekte cekmek; himaye altina almak. tow’age i. yedekte cekme; yedek u
tow
i. kitik.
TOW
KITIK
Tow
Kıtık; Kısa yün
tow
v.yedekte çek:n.yedekte çekme
TOW
YEDEKTE ÇEKİLME
TOW
YEDEKTE ÇEKME
TOW
YEDEKTE ÇEKMEK
tow
zincirle çekilen şey
TOW AHEAD
Baştan çekmek,yedeklemek.
TOW ALONGSIDE
Bordadan yedeğe almak.
TOW ASTERN
Kıçtan yedeğe almak.
TOW AWAY
ÇEKMEK
tow- bar
çeki demiri
Tow bars for vehicles
Araçlar için çekme çubukları
tow car
Çekici, kurtarıcı
Tow cloth
Kıtıktan yapılmış bez
tow coupling head
Römork bağlantı kafası
tow hawser
yedek halatı
tow headed snake
çift başlı yılan
tow hook
çeki kancası
Tow hooks for vehicles
Araçlar için çekme kancaları
TOW LINE
Yedekleme halatı.
tow path
kanal veya su taşımacılığına uygun ırmağa paralel ve mavnaları halatla çeken atların kullandığı yol
tow rope
permeçe, yedek halatı
Tow ropes
Çekme halatları
TOW TRUCK
ÇEKİCİ
tow truck
çekici kamyon
towage
1. yedekte çekme, 2. çekme ücreti
TOWAGE
ÇEKME (GEMİ VB.)
TOWAGE
ÇEKME ÜCRETİ
towage
kule yapma
TOWAGE CLAUSE
Belirli durumda,geminin başkasını yedeklemesi yada yedeklenmesi serbestisi verilmesi hususunda taşıma anlaşmasına veya konişmentoya konulan koşul.
toward
Aİ, bkz. towards
TOWARD
ÇOK ŞEY VAADEDEN
toward
-den hemen önce
toward
-den kısa süre önce
toward
e doğru
TOWARD
-E DOĞRU
toward
için
TOWARD
KARŞI
toward
s. yumusak basli, uysal; yaklasan. toward’ly s. eski uslu, uysal; uygun.
toward
uygun
TOWARD
UYSAL
TOWARD
YUMUŞAK BAŞLI
Toward
yumuşak başlı, uysal
toward the front
öne doğru
toward the future
geleceğe doğru
toward the past
geçmişe doğru
toward the side
kenara doğru
towards
(edat) -e dogru, dogrultusunda, tarafina dogru; -e yakin, -e karsi; icin. towards evening aksama dogru, aksam uzeri.
towards
1.-e doğru, yönünde, 2.-e doğru, sularında, 3.ile ilgili, -e karşı
towards
-den hemen önce
towards
-den kısa süre önce
Towards
DOĞRU (ona doğru, akşama doğru)çok yakın sonlarında
towards
e doğru
TOWARDS
-E DOĞRU
TOWARDS
KARŞI
Towards
Karşısında
towards land
karaya doğru
towards that place
oraya doğru
towards the back
arkaya doğru
towards the land
karaya doğru
towards the rear
arkaya doğru
towards the wind
rüzgara doğru
towards this place
buraya doğru
TOWAWAY
ÇEKME
Towaway
Çektiri (yasak bölgede park edilmiş araba çekimi)
Towaway zone
Çektiri bölgesi; Park yasaklı bölge
towboat
i. romorkor.
Towboat
Römorkör
tow-car
uçak itme/çekme aracı
Towed artillery
Çekili top
towel
1.havlu, 2.havluyla kurulamak
towel
havlu
TOWEL
HAVLU İLE KURULAMAK
Towel
Havlu; Peşkir
towel
i., f. havlu, silecek, peskir; f. havlu ile kurulamak veya kurulanmak. Turkish towel kaliteli havlu. towel(l)ing i. havluluk bez throw in the towel; k.dili pes demek.
towel
peşkir
towel
silecek
towel
v.kurula:n.havlu
towel bar
havluluk, havlu asacağı
Towel dispensers
Havlu dağıtıcılar
Towel driers and parts thereof (excl. electrically heated)
Havlu kurutucu (banyopan) vb. aksamlı olanlar dahil (elektrikle ısıtılmayanlar)
Towel holders (sanitary equipment)
Peçete tutucuları (sıhhi donanım)
towel rack
havluluk
Towel rail
Havluluk; havlu askılığı (duvar)
Towel rails
Havlu demirleri
Towelette
El bezi
Toweling
Havluluk kumaş
toweling
n.havlu:v.havluyla kurula:prep.kurlayarak
towelling
havluluk bez
Towels
Havlular
Tower
1) Şahta (cam) 2) Kule; Burç
tower
1.kule, 2.burç, 3.(above/over ile) yükselmek, çok yüksek/uzun olmak
TOWER
BURÇ
TOWER
HİSAR
tower
i., f. kule, burc: kale, hisar; f. baskalarindan yuksek olmak; dikine havalanmak (kus). tower over bir digerinden daha yuksek olmak. a tower of strength insana manevi kuvvet veren kimse. the Tower Londra’nin eski kalesi. water tower yuksek su deposu.
TOWER
KALE
TOWER
KALE GİBİ YÜKSELMEK
TOWER
KULE
tower
kule gibi yüksek yığın
Tower
Kule,direk
tower
v.yüksel:n.kule
TOWER
YÜKSELMEK
TOWER ABOVE
GEÇMEK
TOWER ABOVE
ÜSTÜN OLMAK
tower block
apartman, yüksek bina
tower clock
kule saati
tower control
meydan kontrol
Tower cranes
Kule döner vinçleri
Tower cranes and portal or pedestal jib cranes
Kule vinçleri ile seyyar veya kaideli pergel vinçler
Tower doors
Şahta kapakları (cam)
tower drier
kule kurutucu
tower mustard
tere
Tower over
Dikey maça fırını (döküm)
Tower sections
Şahta parçaları (cam)
tower silo
kule silo
tower telescope
kule teleskopu
towered
kuleli
TOWERING
ÇOK YÜKSEK
TOWERING
YÜCE
towering
1. çok yüksek, 2. şiddetli, son derece
towering
n.yükselen:v.yüksel:prep.yükselerek
towering
s. yuksek, kule gibi; cok siddetli, siddeti artan towering rage dehsetli ofke.
towering
yüksek
towering financial strength
büyük mali güç
Towers
Kuleler
Towers and lattice masts of iron or steel
Kuleler ve kafes direkler, demirden veya çelikten
Towers, lattice masts, derricks and pylons
Kuleler, pilonlar, kafes yapılı direkler
towhead
i. sirma sacli kimse.
Towhead
Sırma saç
towheaded
kabarık saçlı
Towheaded
Sırma saçlı
TOWING LIGHT
Yedekleyenin yedekleme sırasında pruva direğine çektiği ek silyon feneri.
TOWING LINE
ÇEKME HALATI
TOWING PATH
YEDEKÇİ YOLU
TOWING ROPE
ÇEKME HALATI
TOWING TRUCK
ÇEKİCİ
towing
Aracın çekilmesi
Towing
Çekip götürme
towing
çekme
towing fork
Römork bağlama çatalı
towing gear for trailer
Römork ve çeki ekipmanları
Towing reminder
Aracın çekilmesi
towing vehicle
Çekici taşıt