Translate
"tram"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
tram
i. ibrisim, bukme ipek.
tram
i., f. (-med, -ming) mak. baska seylere nispetle dogru ayarlanmis olma (in tram, out of tram olarak kullanilir); f. dogru ayarlamak.
tram
i., Ing., f. (-med, -ming) tramvay; maden ocaklarinda raylar uzerinde isleyen sandik seklinde araba; f. boyle arabada tasimak.
tram
ibrişim
TRAM
MADEN OCAĞI ARABASI
tram
tramvay
TRAM
TRAMVAYLA TAŞIMAK
tram
Tranvay
Tram rail
Tramvay rayı
Tram silk
Bükümlü ipek
tram silk
ibrişim
tramcar
i., Ing. tramvay.
TRAMCAR
TRAMVAY
TRAMCAR
TRAMVAY VAGONU
tramcar
Tranvay
Tramcars
Tramvaylar
TRAMLINE
TRAMVAY HATTI
tramline
i., Ing. tramvay hatti.
Tramline
Tramvay hatları
tramline
tramvay hattı
Trammel
1) Kollu pergel; 2) Şablon kesme makinası 3) Elipsçizer
TRAMMEL
AYAK BAĞI
TRAMMEL
BİR TÜR BALIK AĞI
TRAMMEL
BUKAĞI
TRAMMEL
ENGEL
TRAMMEL
ENGELLEMEK
TRAMMEL
GÜÇLEŞTİRMEK
trammel
i., f. (-ed, -ing veya -led, -ling) gen. cog. mania, engel; balik tutmak icin ag; ata rahvan yurumesini ogretmek icin kullanilan bukagi; ocakta tencere askisi; mak. kollu pergel, elipsograf; f. engel olmak; tuzaga dusurmek.
trammel
kollu pergel, elipsograf
trammel
v.tuzağa düşür:n.av ağı
trammer
araba sürücüsü
tramming
araçla taşıma, elle araba itme
tramontane
barbar insan
tramontane
dağların ötesinde
tramontane
s., i. daglarin otesindeki: (Italya’ya gore) Alplerin otesindeki; yabanci; i. daglarin ve bilhassa Alplerin otesinde oturan kimse; yabanci kimse.
TRAMONTANE
YABANCI
tramontane
yabancı kimse
tramp
1.serseri, avare, 2.rap rap sesi, 3.uzun yürüyüş, 4.orospu, 5.ağır adımlarla yürümek, 6.yürüyüp geçmek, çiğnemek
TRAMP
AĞIR ADIMLARLA YÜRÜMEK
tramp
baldırı çıplak
TRAMP
BERDUŞ
tramp
çiğnemek
TRAMP
DERBEDER
TRAMP
GEZİNME
TRAMP
SERSERİ
TRAMP
SERSERİCE DOLAŞMAK
TRAMP
SOKAK SERSERİSİ
TRAMP
SÜRTMEK
TRAMP
SÜRTÜK
tramp
v.ağır adımlarla yürü:n.gezinti
TRAMP
YAYA GİTMEK
Tramp alloys
Katışkı alaşım ögeleri
TRAMP DOWN
KÖTÜ DAVRANMAK
Tramp element (Trace element)
İz öge, iz element, eser element
tramper
gürültülü bir şekilde yürüyen kimse
trample
basmak, ezmek, çiğnemek
trample
çiğne
TRAMPLE
ÇİĞNEME
TRAMPLE
ÇİĞNEMEK
TRAMPLE
EZMEK
trample
f., i. ayak altinda cignemek, ayak altina almak; i. ayakla cigneme; ayakla cigneme sesi.
trample down
ayakla ez
TRAMPLE DOWN
ÇİĞNEMEK
TRAMPLE DOWN
EZMEK
trample on
ayakla ez
TRAMPLE OUT
SÖNDÜRMEK
trample over
ayakla ez
TRAMPOLINE
TRAMBOLİN
trampoline
i. tramplen.
trampoline
tramplen
Trampoline
Tramplen, sıçrama ağı
Trampolines
Trambolinler
tramroad
i. maden ocaklarinda oluklu veya rayli hat.
tramway
1. tramvay, 2. dekovil rayı
TRAMWAY
DEKOVİL RAYI
tramway
i., Ing. tramvay, tramvay hatti; maden ocaklannda hat.
tramway
tramvay
TRAMWAY
TRAMVAY HATTI
Tramway passenger coaches
Tramvay tipi yolcu otobüsleri