Translate
"transit"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
transit
1.taşıma, aktarma, 2.geçiş
transit
Aktarma, taşıma, ulaşım
transit
düzgeçiş
transit
geçiş
transit
geçiş,açı ölçer
transit
geçme
transit
geçmek
transit
mürur
transit
transit
Transit
Transit, doğrudan geçiş
transit
v.transit geç:n.geçiş
transit and stadia survey
yatay açı traversi
Transit charges
Transit geçiş vergileri
Transit compass
Takeometre
transit exchange
düzgeçiş santralı
transit exchange level
transit santral seviyesi
transit flight
transit uçuş
Transit instrument
Meridyen dürbünü
transit lounge
transit yolcu salonu
transit micrometer
açış mikrometresi
transit micrometer contact
geçiş mikrometre kontakt
Transit mixer
Mikser (Transmikser)
transit mixer
transmikser
transit network
düzgeçiş ağı
transit network
geçiş ağı
transit network
geçiş şebekesi
transit network identification
aktarma şebekesi numarası (kimliği)
transit node
geçiş düğümü
transit passenger
transit yolcu
Transit procedure
Transit rejimi
transit rule
yatay açı kuralı
Transit security
Transit teminatı
transit share
düzgeçiş ücret payı
transit time
geçiş süresi
transit time
geçiş zamanı
transit trade
transit ticaret
transit traffic
düzgeçiş trafiği
transit traverse
yatay açı traversi
transit visa
transit vize
transit-based information
Bilgiye dayalı geçiş
transiting
n.transit geçiş:v.transit geç:prep.transit geçerek
transition
bağlantı
transition
geçiş
Transition
geçiş, intikal
transition
i. gecis, intikal; gecis yeri veya muddeti; baglanti; muz., eksen degisimi. transition period, transition stage gecis devresi, intikal devresi.
transition
intikal
transition
pirimidinin başka bir pirimidin ile, bir pürinin ise başka bir pürin ile değiştirildiği nokta mutasyonu
Transition
Rakortman
transition altitude (TA)
geçiş (intikal) irtifası
Transition carbide
Geçiş karbürü
transition card
geçiş kartı
transition curve
geçiş yayı
transition diagram
geçiş çizeneği
transition element
geçiş elementleri
transition element
transisyon elementi, geçiş öğesi
Transition elements
Geçiş öğeleri
transition fit
ara geçme
transition form
geçiş formu
Transition lattice
Geçiş örgüsü, geçişkafesi (örütbilim)
transition metal
geçiş metali
Transition metal complexes
Geçiş metali karmaşıkları
Transition metal oxides
Geçiş metali oksitleri
Transition period
Geçiş dönemi
Transition phase
Geçiş evresi
Transition point
Geçiş noktası
Transition point
Geçiş noktası (çarpmatokluğu)
transition probability
geçiş ihtimaliyeti
transition probability
geçiş olasılığı
Transition Region
Geçiş Bölgesi
Transition series elements
Aradizi öğeleri
Transition state
Geçiş durumu
Transition structure
Geçiş yapısı
Transition temperature
Geçiş sıcaklığı
Transition temperature
Geçiş sıcaklığı(çarpma tokluğu)
transition time
geçiş süresi
transition training
geçiş eğitimi
transition variable
geçiş değişkeni
Transition zone
Geçiş bölgesi
Transition zone
Geçiş bölgesi (benson kazanlarında)
transitional
1. geçişle ilgili, 2. geçişli
Transitional
Geçişe veya değişikliğe ait
transitional
geçişken
transitional
s. gecise veya degismeye ait. transitionally z. degisim muddetince.
Transitional budget
Geçici Bütçe
Transitional measures
Geçiş tedbirleri, geçici önlemler
Transitional provision
Geçici hüküm
Transitional solvent
Geçiş çözücüsü(numune hazırlama)
Transitional stage
Geçiş dönemi
transitive
geçişken
transitive
geçişli
transitive
geçişli (eylem)
transitive
s., i. gecme veya gecirme kabiliyeti olan; gram. nesneli, gecisli; i. gecisli fiil. transitively z. gecisli olarak.
transitive closure
geçişli kapalılık
transitive clousure
geçişli kapatma
transitive expression
geçişli ifade
transitive verb
geçişli fiil, geçişli eylem
transitiveness
şekil değiştirme
transitivity
geçişlilik kuralı
transitivity
geçişme, geçişkenlik
transitivity
şekil değiştirme
transitivize
şekil değiştir
transitorily
geçici olarak
transitoriness
geçicilik
Transitory
1) Geçici, süreksiz; 2) Kalımsız
transitory
1. geçici, süreksiz, 2. fani, kalımsız, 3. ölümlü
transitory
fani
transitory
geçici
Transitory
Geçici, muvakkat
transitory
s. gecici, sureksiz; fani, kalimsiz. transitorily z. gecici olarak. transitoriness i. gecicilik; fanilik.
transitory
süreksiz
Transitory accounts
Geçici hesaplar
transitory income
arızi gelir
transitory life
yalan dünya