Translate
"use"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Use
1.KULLANIM 2.FONKSİYON
use
1.kullanma, kullanım, 2.kullanma hakkı, yararlanma hakkı, kullanma yetisi, 3.amaç, kullanım amacı, 4.fayda, yarar, 5.kullanmak, 6.kullanmak, suistimal etmek, 7.kullanıp bitirmek, tüketmek, 8.(to ile) (eskiden) -erdi, -ardı
USE
ADET
use
âdet
USE
ADET EDİNMEK
USE
ALIŞKANLIK
USE
AMAÇ
USE
DAVRANMAK
USE
FAYDA
Use
fayda, kullanma, adet, kullanmak, -den yararlanmak
USE
FAYDALANMA
USE
FAYDALANMAK
use
harcamak
Use
İstifade
Use
Kullanım
USE
KULLANMA
use
kullanmak
USE
KULLNIM HAKKI
USE
MENFAAT
USE
MUAMELE ETMEK
use
v.kullan:n.kullanım
USE
YARAR
USE
YARARLANMAK
use an iron hand
aba altından değnek göstermek
use authority
kullanma yetkisi
use by date
son kullanma tarihi
use every means available
tüm imkanları seferber etmek
use every means available
tüm olanakları seferber etmek
use every means available to help someone
birine yardım etmek için tüm imkanlarıyla seferber olmak
use every means possible
tüm yolları denemek
use every trick in the book
her yola başvurmak
USE FORCE
BASKI YAPMAK
use minifinder
minifinder’ı kulla
use my other name
diğer adımı kullan
Use of Administration
Uygulama yolu
use of benchmark in academia
akademide karşılaştırma kullanımı
use of benchmark in industry
sanayide karşılaştırma kullanımı
Use of cheque accounts
Çek hesaplarının kullanılması
use of models at run-time
çalıştırma süresinde modellerin kullanımı
use of off-site parking
Yol dışı otopark kullanımı
Use on free loan
Karşılıksız olarak
use one’s head
kafayı kullanmak
use sb as a cat’s paw
birini maşa olarak kullanmak
use something properly
doğru şekilde kullanmak
use something suitably
doğru şekilde kullanmak
use table
kullanım tablosu
use up
bitir
USE UP
BİTİRMEK
USE UP
HARCAMAK
USE UP
TÜKETMEK
use up
tüketmek, kullanıp bitirmek
USEABLE
KULLANILABİLİR
USEABLE
KULLANILIR
used
1.kullanılmış, eski, 2.(to ile) alışkın
used
alışık
USED
ESKİ
USED
KULLANILMIŞ
Used
Kullanılmış; Yıpranmış
used
s. kullanilmis, eski. used to alismis, alisik; eskiden... idi: leh. eskiden oldugu kadar. He used to come at eight Eskiden saat sekizde gelirdi. be used up cok yorulmak, bitkin hale gelmek; tukenmek.
used
tükenmek
used
v.kullan:adj.kullanılan
used air
kullanılmış hava
Used Goods
Kullanılmış Mallar
used in software development
yazılım geliştirmede kullanılan
used to
alışık
used to
kullan
used to
yapardı, ederdi
Used tractors
Kullanılmış traktörler
Used tyres
Kullanılmış lastikler
used up
bitir
USED UP
BİTKİN
USED UP
YORGUN
used vehicle
Kullanılmış taşıt
useful
1.yararlı, yaraklı, 2.yardımcı
useful
faydalı
Useful
faydalı usefully faydalı olarak. usefulness fayda, kullanışlılık
USEFUL
KULLANIŞLI
useful
s. faydali usefully z. faydali olarak. usefulness i. fayda, kullanislilik.
useful
yararlı
Useful
Yararlı, faydalı
useful data
yararlı veri
Useful Expenses
Faydalı Giderler
Useful heat
Kullanılabilir ısı
useful information
Faydalı/Yararlı bilgi
useful isn’t it?
kullanışlı değil mi?
Useful life
Faydalı ömür
Useful Life
Faydalı Ömür, Hizmet Süresi
Useful Life
Yararlı Ömür
useful load
bir taşıtın kendi ağırlığının yanı sıra taşıyabileceği yük
Useful load
Yararlı yük, faydalı yük
Useful magnification
Yararlı büyütme; İşe yarar büyütme
Useful output
Yararlı güç, faydalı güç
useful output power
yararlı çıkış gücü
Useful power
Yararlı güç, faydalı güç
useful tool for calculating
hesaplama için yararlı araçlar
USEFULNESS
FAYDA
usefulness
fayda, kullanışlılık, faydalı olma
usefulness
faydalılık
USEFULNESS
KULLANIŞLILIK
Usefulness
Yararlılık
USELESS
BEYHUDE
useless
boş
USELESS
BOŞUNA
useless
faydasız
USELESS
İŞE YARAMAZ
USELESS
KULLANIŞSIZ
USELESS
NAFİLE
useless
s. faydasiz, yararsiz, bos, nafile, abes. uselessly z. faydasizca. uselessness i. faydasizlik.
useless
yaramaz
useless
yararsız
useless
yararsız, yaraksız, işe yaramaz
Useless
Yararsız; Değersiz
useless data
yararsız veri
useless understanding
yararsız anlama
USELESSNESS
FAYDASIZLIK
uselessness
kullanışsızlık
Usenet
bkz. User Network
USER
KULLANAN
user
kullanıcı
user
kullanıcı, kullanan
User
Kullanıcı, tüketici
USER
TÜKETİCİ
User (Of Financial Statements)
Kullanıcı (Finansal Tabloları Kullanan)
User Acceptance Test
Kullanıcı Kabul Testi
user access
kullanıcı erişimi
user account
kullanıcı hesabı
user adjustment
kullanıcı ayarı
user agent
kullanıcı aracısı
user agent
kullanıcı etmeni
user agent server (UAS)
kullanıcı aracı sunucusu
user area
Kullanıcı alanı
user charges
Kullanıcı ücreti
user control point
kullanıcı denetim noktası
user convenience and safety
Kullanıcı konfor ve emniyeti
user customization
kullanıcıya uyarlama
user data
kullanıcı verileri
user data protocol
kullanıcı veri protokolü
User Data Protocol (UDP)
kullanıcı veri kuralı
user data segment
kullanıcı veri bölümü
user datagram protocol
kullanıcı veri paket protokolü
user datagram protocol
kullanıcı veribirimi kuralı
user defined function
kullanıcı tanımlı işlev
user defined key
kullanıcı tanımlı tuş
user defined key
programlanır işlev tuşu
user defined type
kullanıcı tanımlı tip
user dialog
kullanıcı iletişimi
user dictionary
kullanıcı sözlüğü
user directory
kullanıcı dizini
user documentation
kullanıcı belgeleri
user equipment
kullanıcı donanımı