Translate
"wait"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
wait
ara
wait
bekle
wait
bekleme
wait
beklemek
wait
beklemek, bekleme, bekleyiş
wait
bekletilmek
wait
durmak
wait
gecikme
wait
i. bekleme, bekleme suresi; gecikme; ara; pusu; Ing. Noel’de sokaklarda calip soyleyen muzisyen grubu uyesi. lie in wait pusuya yatmak.
wait
pusu
wait
servis yapmak
wait 10 minutes
10 dakika bekle
wait 10 minutes
on dakika bekle
wait a little
bekle biraz
wait a little
biraz bekle
wait a little while
az beklemek
wait a minute
bekle bir dakika
wait a moment
bekle biraz
wait a moment
biraz bekle
wait a second
bir saniye bekle
wait a while
az beklemek
wait a while
bekle biraz
wait a while
biraz bekle
wait and see
bekle de gör
wait and see
bekle gör
wait and see
bekle ve gör
wait and see policy
bekle ve gör politikası
wait at table
servis yapmak
wait at the bus stop
(otobüs) durakta bekle
wait at the bus stop
otobüs durağında bekle
wait condition
bekleme koşulu
wait for
bekle
wait for a call
aranmayı bekle
wait for a sight of
görmek için beklemek
wait for dead men’s shoes
mirasa konmak
wait for his/her replacement
kendi yerine gelecek/geçecek olan kişiyi beklemek
wait for it
zamanını bekle
wait for me
beni bekle
wait for me
beni de bekle
wait for paper
kağıt bekle
wait here
burada bekle
Wait here, I will get some help
Burada bekleyin yardım getireceğim
wait in line
sıranı bekle
wait in the bedroom naked
yatak odasında çıplak bir şekilde beklemek
wait me
beni bekle
wait on
hizmet etmek, servis yapmak, ziyaretine gitmek
wait on customers
lokantada müşterilere yemek servisi yapmak
wait on customers
sipariş almak (lokantada garson)
wait on sb hand and foot
canla başla hizmet etmek
wait on someone hand and foot
varını yoğunu vermek (bir başkası için)
wait on tables
lokantada müşterilere yemek servisi yapmak
wait state
bekleme durumu
wait tables
lokantada müşterilere yemek servisi yapmak
wait there
orada bekle
wait time
bekleme süresi
wait to see which way the cat will jump
yaş tahtaya basmamak
wait until the sun goes down
güneşin batışına kadar bekle
wait up for sb
birini beklemek için yatmamak
wait your turn
sıranı bekle
wait-a-bit
i. cengelli dikenleri olan herhangi bir bitki.
wait-and-see attitude
bekle ve gör tutumu
waiter
garson
waiter
i. garson; bekleyen kimse; tepsi. waitress i. kadin garson.
wait-for-overhead message (WFOM)
yük (denetim) mesajı için bekleme
waiting
1. bekleyen, 2. bekleme
waiting
n.bekleme:v.bekle:prep.bekleyerek
waiting list
yedek liste
waiting room
bekleme salonu
waiting time
bekleme süresi
waitress
bayan garson
waitress
bayan hizmetçi
Waitress
Garson (bayan)