Meaning of
"çıkıntılı"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
çıkıntılı
prominent
ÇIKINTILI
PROTRUDING
ÇIKINTILI
PROTRUSIVE
ÇIKINTILI
PROTUBERANT
ÇIKINTILI
RIBBED
ÇIKINTILI
OBTRUSIVE
çıkıntılı
torose , torous
ÇIKINTILI
DENTICULATED
ÇIKINTILI
SALIENT
çıkıntılı
salient
çıkıntılı
snag
çıkıntılı
tumid
çıkıntılı kemik
mastoid
ÇIKINTILI KÖŞE
COIGN
çıkıntılı köşe
coign
Çıkıntılı mıknatıslı mercek
Snorkel lens
ÇIKINTILI ŞEY
SALIENCE
çıkıntılı şey
salience
çıkıntılı, çıkık
projecting
çıkıntılı, fırlak
protruding
çıkıntılı, fırlak
protrusive
çıkıntılı, şişkin
bulgy