Meaning of
"aynı"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
AYNI
ALL OF A PIECE
AYNI
NO CHANGE
aynı
set
AYNI
THE SAME
aynı
ditto
AYNI
UNIFORM
aynı
double
aynı
identical
aynı
identically
aynı
doublet
AYNI
OF A PIECE
Aynı
Of a piece with
AYNI
TO A HAIR
aynı
similar
AYNI
FACSIMILE
aynı
facsimile
AYNI
LIKE
AYNI
ONE
aynı
one and the same
aynı
duplicate
AYNI
VERY
aynı
same
AYNI
LOOK-ALIKE
AYNI
IDEM
AYNI
IDENTIC
AYNI
IDENTICAL
Aynı
Identical, same
aynı
tantamount
AYNI
IN REM
aynı
parallel
AYNI
SELF
aynı
selfsame
AYNI
EQUAL
AYNI
ALIKE
aynı
alike
AYNI ACIYI HİSSETMEK
SYMPATHIZE
aynı acıyı hissetmek
sympathise
aynı acıyı hissetmek
sympathize
aynı ada sahip kimse
namesake
aynı adı taşıyan
namesake
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ
primrose evening oil
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ
evening primrose oil
aynı adlı
homonym
aynı adlı
namesake
aynı ağızı kullanmak
see eye to eye
aynı ahırdan olan
ecurie
Aynı alanda çalışan
To engage in the same field of business
aynı alanda farklı tarım ürünleri yetiştirmek
intercrop
aynı alanda üç farklı beceriye sahip uzman
triple threat
aynı amaca hizmet etmemek
serve at cross purposes
aynı amacı taşıyan herkes
all hands
AYNI AMAÇLI OLAN
COLLATERAL
aynı ana denk gelmek
coincide
AYNI ANDA
MEANWHILE
aynı anda
meanwhile
AYNI ANDA
SIMULTANEOUSLY
aynı anda
in tandem
Aynı anda
Simultaneous, at the same time
AYNI ANDA
AT THE SAME TIME
aynı anda
at the same time
aynı anda aynı şeyi hissetmek
feel the same thing at the same time
aynı anda aynı şeyleri söyleme
unison
aynı anda birçok yerde olma yetisi
ubiquity
aynı anda birden fazla fikir veya konu ile baş edemeyen
one-track
aynı anda birden fazla yerde olma
ubiquitariness
aynı anda birkaç görevi yerine getirmek
multitask
aynı anda birkaç iş/görev yapmak
juggle several tasks at once
aynı anda bulunmak
co-exist
aynı anda çalışma (çalıştırma), koşut zamanlı işletim
concurrent operation
aynı anda çekildiğinde kaybolan iki halkadan oluşan hokkabaz düğümü
tom fool knot
aynı anda çekildiğinde kaybolan iki halkadan oluşan hokkabaz düğümü
tom fool’s knot
aynı anda çeşitli meteorolojik olguları kaydeden cihaz
meteograph
aynı anda dikmek
interplant
aynı anda dört eşi olan kimse
quadrigamist
aynı anda hem iyi bir eş olan hem de profesyonel bir kariyere sahip olabilen bir kadın
wonder woman
aynı anda hem özne hem de nesne konumunda olma durumu
assujetissement
AYNI ANDA HER YERDE BULUNMA
UBIQUITY
aynı anda her yerde bulunma
ubiquity
aynı anda her yerde olabilen
omnipresent
aynı anda her yerde olma
omnipresence
aynı anda iki aracın yarıştığı bir çeşit araba/motor yarışı
drag racing
aynı anda iki eşe birden sahip olmak
have two spouses at the same time
aynı anda iki farklı kaynaktan veya yönden saldırıya maruz kalmak
whipsaw
aynı anda iki farklı yöne sallanan ikili oyun ipi
double dutch
aynı anda iki kişiyle evli olan kimse
bigamist
aynı anda iki kriteri sağlayan şey
twofer
aynı anda iki yerde birden olma
bilocation
aynı anda iki zıt fikre inanma
doublethink
aynı anda kullanım
concurrency
aynı anda olan
simultaneous
aynı anda olma
simultaneousness
aynı anda olma
concurrence
aynı anda olma
concurrency
AYNI ANDA OLMA
CONCURRENT
aynı anda olmak
concur
AYNI ANDA OLMAK
SYNCHRONIZE
aynı anda olmak
synchronise
aynı anda olmak
synchronize
aynı anda söze başlamak
intercede with
aynı anda söze karışmak
intercede with
aynı anda tek bir karısı olma
monogyny
aynı anda var olmak
coexist
aynı anda yapılan işlem
simultaneous operation
AYNI ANDA YAPMAK
ACCOMPANY
aynı anda yaratmak
concreate
aynı anlam
same meaning
aynı anlama gelmek
have the same meaning
aynı anlamda olmak
have same meaning
aynı anlamda olmak
have the same meaning
aynı anlamı taşımak
have the same meaning
aynı anlamı taşımak
bear the same meaning
aynı anlamı taşımak
carry the same meaning
aynı anlamlı
synonymous
aynı atadan gelen bir soyun alt kolu
branch
aynı ayarda
In Step
aynı ayarda olmak
be in step with something
aynı ayarda olmak (birisiyle)
be in step with somebody
AYNI BASIM
FACSIMILE
aynı basım
facsimile
aynı başakçıktaki iki çiçeğinden biri kısır diğeri ise tek eşeyli olan (çimen)
hemigamous
aynı bedende birleşmek
coalite
aynı ben
just like me
aynı bırakmak
leave something same
aynı bırakmak
leave unchanged
aynı bırakmak
leave untouched
aynı biçimde
likewise
aynı biçimde söylenen ancak farklı anlamları olan
heteronym
aynı birimle ölçülebilme
commensurability
aynı boyunduruğa koşmak
yoke with
aynı bölgede yaşayan insanlar
vianage
aynı cins
same quality
aynı cinsiyete duyulan cinsel çekim
homosexualism
aynı cinsiyetten birine cinsel çekim duyma
homosex
aynı cinsiyetten biriyle ilişkiye girme
homosexuality
aynı cinsiyetten biriyle yaşanan cinsellik
homosex
aynı cinsiyetten kişiler arasında cinsel aktivite içeren
homosexual
aynı cinsiyetten kişiler arasında cinsel aktiviteye ait
homosexual
aynı cinsiyetten kişiler arasında cinsel aktiviteyle ilgili
homosexual
Aynı cinsten
Of a kind
aynı cinsten
ejusdem generis
aynı cinsten olma
congenialness
aynı cinsten sıradan
of a kind
aynı cinsten, aynı sınıftan
congener
aynı çadırda kalan kimse
tentmate
aynı çatı altında
under the same roof
aynı çatı altında toplamak
assemble under the same roof
aynı çatı altında toplamak
bring together under the same roof
aynı çatı altında toplanmak
gather under the same roof
aynı çatı altında yaşamak
live under the same roof
Aynı çizgiye gelmek üzere
To align