Meaning of
"Beklenmedik"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
Beklenmedik
Unexpected
beklenmedik
unforeseen
BEKLENMEDİK
UNHOPED
BEKLENMEDİK
UNHOPED-FOR
BEKLENMEDİK
UNIMAGINED
beklenmedik
unlooked for
beklenmedik
unlookedfor
BEKLENMEDİK
HEAVEN-SENT
BEKLENMEDİK
ABRUPT
BEKLENMEDİK
SUDDEN
Beklenmedik
Sudden, unexpected
BEKLENMEDİK
ADVENTITIOUS
BEKLENMEDİK
SURPRISE
BEKLENMEDİK
SNAP
BEKLENMEDİK
IMPROBABLE
BEKLENMEDİK
UNANNOUNCED
BEKLENMEDİK BAŞARI
STRIKE
BEKLENMEDİK BAŞARI
FLUKE
beklenmedik bir anda ol
crop up
BEKLENMEDİK BİR ÇIKIŞ YAPAN KİMSE
SLEEPER
beklenmedik bir şekilde
unexpectedly
beklenmedik bir şekilde gerçekleşen olumlu olay
caduac (scottish)
beklenmedik bir şekilde seni seviyorum demek
drop the l-bomb
beklenmedik durum
contingency
beklenmedik durum plan
contingency plan
beklenmedik durum planı
contingency measure
beklenmedik durum planı
contingency plan
Beklenmedik Durum Yanıtı Stratejileri
Contingent Response Strategies
Beklenmedik Durum Yedekleri
Contingency Reserves
BEKLENMEDİK OLAY
THUNDERBOLT
BEKLENMEDİK OLAY
ACCIDENT
BEKLENMEDİK OLAY
QUIRK
beklenmedik olay
black swan
beklenmedik olay
black swan event
BEKLENMEDİK OLAY
CONTINGENCY
BEKLENMEDİK OLAY
CONTINGENT
beklenmedik olay
afterclap
beklenmedik olay planı
contingency plan
beklenmedik sorunlarla iyi başa çıkabilme
forehandedness
BEKLENMEDİK ŞANS
WINDFALL
beklenmedik şekilde yapılan sert konuşma
ascent
beklenmedik şeyler bulma şansı
Serendipitous
beklenmedik talih, talih eseri bir raslantı, şans
fluke
Beklenmedik zarara sebep olmak
To cause unexpected damage
beklenmedik, ansız
unlooked-for
beklenmedik, umulmadık
Unexpected
beklenmedik, umulmadık, önceden tahmin edilmeyen
unforeseen
Beklenmedik; Umulmadık
Unforeseen