Meaning of
"GELENEKSEL"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
GELENEKSEL
SET
GELENEKSEL
CUSTOMARY
geleneksel
unwritten
GELENEKSEL
TRADITIONAL
geleneksel
traditional
GELENEKSEL
CONVENTIONAL
geleneksel
conventional
GELENEKSEL
GROOVY
GELENEKSEL
CLASSIC
GELENEKSEL
FOLKSY
GELENEKSEL
INSTITUTIONAL
geleneksel bellek
conventional memory
geleneksel biçimde sun
stylize
geleneksel bilgi
traditional knowledge
geleneksel bilişim
conventional computing
Geleneksel cam
Traditional glass
geleneksel canlandırma
traditional animation
Geleneksel çözümler
traditional solutions
geleneksel düzenlemeler
traditional arrangements
Geleneksel elektrik santralı
Conventional power plant
Geleneksel enerji kaynakları
Conventional energy sources
Geleneksel enerji kaynakları
Conventionel energy resources
geleneksel fikirlere sahip grup
old school
Geleneksel giysiler veya kostümler
Traditional dresses or costumes
Geleneksel ihracatçı-geleneksel satıcı ülke
Traditional supplier
geleneksel olarak
traditionally
geleneksel olarak kol ile vücut arasına sıkıştırılarak çalınan afrika’ya özgü bir vurmalı çalgı
talking drum
geleneksel olmayan
unconventional
geleneksel olmayan bilişim
unconventional computing
geleneksel olmayan veri
nontraditional data
geleneksel posta
snail mail
geleneksel tasarım
conventional design
geleneksel telefon hizmeti
plain old telefone service (POTS)
geleneksel tipteki uçakların gerektirdiğinden daha kısa pistlerde çalışabilen uçaklar
short takeoff and landing
geleneksel yaklaşım
classical approach
Geleneksel yemeklerin olduğu
Traditional cooking
geleneksel yol kenarı hanları için kullanılan japonca sözcük
ryokan
geleneksel, alışılmış
customary
geleneksel, ananevi. traditionalism ananeye bağlılık, gelenekçilik. traditionally geleneksel olarak, geleneklere göre traditionalist ananeye bağlı kimse, gelenekçi.
Traditional
Geleneksel; Genelleş(tiril)miş
Conventional
geleneksellik
traditionalism
GELENEKSELLİK
CONVENTIONALISM
Gelenekselseramikler
Traditional ceramics