Meaning of
"HEM"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
HEM
ALSO
HEM
LIKEWISE
hem-
yarı anlamı veren ön ek
hem-
yarım anlamı veren ön ek
hem-
kan anlamı veren ön ek
hem (dialect)
onlar
hem (dialect)
onları
hem (dialect)
onu
hem (dialect) (uk)
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri
hem (obsolete)
kendileri
hem (of cloth)
kenar baskısı
hem about
kuşatmak
hem about
çevrelemek
hem about
çevresini çevirmek
hem about
içine almak
hem about
sınırlandırmak
hem about
sarmak
hem acı hem tatlı olan, iyi ve kötü olan
bitter sweet
hem allowance
dikiş payı
hem and haw
evelemek gevelemek
hem and haw
lafı dolandırmak
hem and haw
mırın kırın etmek
hem and haw
kaçamaklı konuşmak
hem and haw
kararsız olmak
hem and haw
kem küm etmek
hem and haw
tereddüt etmek
hem and haw
kesin eylemde bulunmaktan kaçınmak
hem and haw
kesin karar vermekten kaçınmak
hem and haw (us)
lafla peynir gemisi yürütmek
hem and haw (us)
anca konuşmayı bilmek
hem and haw (us)
arpacı kumrusu gibi düşünüp durmak
hem and haw around
evelemek gevelemek
hem and haw around
kem küm etmek
hem around
kuşatmak
hem around
sarmak
Hem asit hem baz özellikli nesne, asitli-bazlı
Amphoter
hem avrupalı hem de siyahi kökenden gelen kimse veya bu kimselerin konuştuğu dil
creole
hem bak/hem de/hadi ama (bir şey de) var
can’t be bad
hem baştan hem sondan okunuşu aynı olan kelime
palindrome
hem çalışıp çabalamayayım hem de çok para kazanayım demek
want (one’s) bread buttered on both sides
hem çalışıp çabalamayayım hem de çok para kazanayım demek
want your bread buttered on both sides
HEM DE
ALSO
hem de
And what is more
HEM DE
BESIDES
HEM DE
Besides
hem de nasıl
and how
hem de nasıl!
i should say so!
hem de nasıl!
and how!
hem de nasıl!
absolutely!
hem de nasıl!
you said it!
hem de nasıl!
rather!
hem de ne biçim
and how
Hem denizde hem karada yaşayan hayvanlar.
AMPHIBIA
Hem denizden hem karadan
By sea and land
hem düz yazı hem de şiir içeren
prosimetrical
hem erkek hem de dişi özellikleri gösteren
gynandromorphous
Hem gece hem gündüz
By day as well as night
hem hem de
both and
hem iç hem uluslararası konularla ilgili
intermestic
hem in
etrafını almak
hem in
kuşatmak
hem in
çevresini çevirmek
hem in
içinde hemin klorür bulunduran bir dizi tuz
hem in
içine almak
hem in
hemin klorüre benzer çeşitli demir-porfirin türevleri
hem in
sınırlamak
hem in
oksitlenmiş hemden üretilen kırmızı-kahverengi veya mavi-siyah renkli kristalli formda bir tuz
hem in
ferriprotoporfirin klorür
hem in
sarmak
hem in
kısıtlamak
hem insanları hem de hayvanları etkileyen ama hayvanların taşıyıcısı olduğu patojen
zoophilic
hem iyi hem kötü
mixed blessing
hem iyi hem kötü
a curate’s egg
Hem iyi hem kötü günlerde
Through thick and thin
hem kara hem de suya ait
terraquious
Hem karada hem denizde kullanılan.
AMPHIBIOUS
hem karada hem suda yaşayan canlılar
amphibia
hem o hem de ben
both he and I
hem o, hem ben
both he and i
hem otobur hem etobur, her şeyi yiyen
omnivorous
hem out
girmesini engellemek
hem out
dışarıda bırakmak
hem out
kapamak
hem oxygenase
hem oksijenaz
hem pastam dursun hem karnım doysun demek
have your cake and eat it
hem rigged parachute
donatısı pervazlı paraşüt
Hem sıcaklık hem de basınçla grafikal kayıt yapan alet.Termometreli,yazıcı barometre.
BAROTHERMOGRAPH
hem stitch
etek ucu dikişi
hem width
etek ucu genişliği
Hem yükleme hem de boşaltma için toplam zaman
ALL PURPOSES
hem zamanda hem mekanda var olan/gerçekleşen
spatiotemporal
hem zamanda hem mekanda var olan/gerçekleşen
temporospatial
hem someone or something in
birini/bir şeyi kısıtlamak/sınırlamak
hem someone or something in
birini/bir şeyi kuşatmak
hem someone or something in
birinin/bir şeyin etrafını çevirmek/sarmak
hemame
cardamom
hemanjiyoblastom
angioblastoma
Hemateyin
Hematein
Hematin
Hematine
hematin
haematin
Hematit
Hematite
hematit
haematite
Hematit cevheri
Hematite ore
Hematit piki
Hematite pig iron
Hematit tozu
Hematite dust
hematit, kantaşı
hematite
Hematitten pik demiri
Forge iron
hemato, hemo onek kan.
hema
hemato, hemo- onek kan.
hema
Hematoksilin
Hematoxylin
hematoksilin
haematoxylin
Hematoloji
Hematology
Hematoloji analiz cihazları
Haematology analysers
hematoloji, kanbilim
haematology
Hematolojik tüketim malzemeleri
Haematological consumables
Hematom
Hematoma
hematuri, kan işeme
haematuria
hemcins
sister
hemcins
congeneric
hemcins
fellow
hemcins
fellow creature
hemcinsine şefkat gösteren kimse, hayır sahibi
Philanthropist
hemcinssel
congenerical
HEMEN
BANG OFF
hemen
forthright
HEMEN
FORTHWITH
hemen
forthwith
hemen
The moment
Hemen
Then and there
hemen
thereupon
HEMEN
PROMPT
HEMEN
PRONTO
hemen
return
HEMEN
NOW
hemen
This very moment
HEMEN
RIGHT OF THE BAT
HEMEN
STRAIGHT AWAY
HEMEN
STRAIGHT OFF
HEMEN
STRAIGHTAWAY
Hemen
Straight off
hemen
straightaway
hemen
straightwav
Hemen
Right after
hemen
right away
hemen
anon
Hemen
Right off
hemen
immediately
hemen
immidiately
hemen
drop
HEMEN
ON THE INSTANT