Meaning of
"kaynat"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
kaynat
simmer
Kaynatan
Ebullitor
KAYNATAN KİMSE
BOILER
KAYNATARAK HAZIRLANAN ÖZ
DECOCTION
kaynatarak koyulaştırma
concentrate by boiling
kaynatarak özünü elde etmek
decoct
Kaynatılmış öz (ecza.)
Decoction
Kaynatılmış şekerler (bonbon)
Boiled sweets
Kaynatılmış tatlılar
Boiled sweets
kaynatıp içine şeker ve baharat katmak
Mull
KAYNATMA
SIMMER
KAYNATMA
DECOCTION
Kaynatma
Brewing
kaynatma kazanı
boiler
kaynatma kazanı
juice boiler
KAYNATMAK
CODDLE
KAYNATMAK
BOIL
kaynatmak
boil
KAYNATMAK
SCALD
kaynatmak
weld
kaynatmak
brew
kaynatmak
bubble
Kaynatmak, haşlamak
Boil