Meaning of
"taze"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
taze
fresh
TAZE
FRESHLY
taze
young
taze
verdant
TAZE
HOT
taze
As fresh as a daisy
taze
sweet
TAZE
DEWY
TAZE
RAW
taze
warm
TAZE
GREEN
taze
country
taze
maiden
TAZE
CRISP
TAZE
TENDER
TAZE
NEW
Taze balık filetoları
Fresh fish fillets
taze besin
fresh food
taze beton
fresh concrete
taze beton
unset concrete
Taze beton
Green concrete
taze beton rötre çatlağı
plastic shrinkage cracks
taze beton rötresi
plastic shrinkage
Taze bezelye
Green peas
taze buhar
live steam
Taze buhar
Initial steam
Taze buhar ani kapama ventili, ana stop valfi
Main stop valve
Taze buhar basıncı
Live steam pressure
Taze buhar basıncı
Initial steam pressure
Taze buhar basınç regülatörü
Steam pressure operated load reducer
Taze buhar çıkış sıcaklığı
Initial steam outlet temperature
Taze buhar değerleri
Initial steam conditions
Taze buhar hattı
Live steam piping
Taze buhar reglaj valfi sekonder sıvısı
Secondary fluid to the main control valve
Taze buhar sıcaklığı
Live steam temperature
Taze buhar sıcaklığı, kazan çıkış sıcaklığı
Initial steam temperature
Taze buhar ventili test valfi
Test valve for main stop valve
Taze buhar ventili, taze buhar reglaj valfi
Main control valve
taze buhar, sağlam buhar
live steam
Taze buhar; kazan buharı
Live steam
Taze döküm kumu; Yağsız kum
Greensand
Taze ekmek
Fresh bread
taze fasulye
french bean
taze fasulye
French beans
taze fasulye
fresh bean
Taze fasulye
Green beans
Taze fasulyeler
Green beans
Taze harç
Green mortar
Taze hava
Fresh air
Taze hava fanı, taze hava vantilatörü
Forced draft fan
taze hava girişi
fresh air inlet
Taze hava kanalı
Clean air duct
Taze hava kanalı
Forced air duct
Taze hava kanalı
Forced draft duct
taze hava vantilatörü
fresh air ventilator
taze hava vermek
ventilate
taze hava, temiz hava
fresh air
Taze havayla soğutma
Fresh air cooling
Taze hazırlanmış
Freshly Prepared
Taze inek sütü
Fresh cows’ milk
Taze kalıp (kum)
Green mould
taze kan
new blood
taze kan, iyiye götüren şey
shot in the arm
taze kan, yeni eleman
fresh blood
Taze koyun ve keçi sütleri
Fresh milk from sheep and goats
Taze kümes hayvanları
Fresh poultry
Taze limon suyu
Fresh lemon juice
Taze martensit (çelik)
Fresh martensite
Taze meyve
Fresh fruit
Taze meyve
Fresh fruits
taze meyve sebze yiyor musunuz?
do you eat fresh fruit and vegetables?
Taze meyve sepeti
Fresh fruit basket
Taze mısır çorbası
Fresh corn soup
Taze nane
Fresh Mint
TAZE OTLA BESLEMEK
SOIL
taze para
fresh money
Taze pastane ürünleri, börekler ve kekler
Fresh pastry goods and cakes
Taze peynir
Fresh cheese
taze siva uzerinde yapilan; acik havada; acik hava.
al frasco
Taze soğan
Scallion
Taze soğan
Spring onions
Taze su, tatlı su
Freshwater
Taze ürün
shelf-life
Taze üzüm şarabı (köpüklü şarap hariç); üzüm şırası
Wine of fresh grapes, except sparkling wine
Taze veya dondurulmuş sebzeler
Fresh or frozen vegetables
Taze, Körpe, Yaş
Fresh
taze, körpe, yeni, temiz, tatlı, temiz, kullanılmamış, taze pişmiş, (su, vb.) tatlı, yorulmamış, dinç, taze, sağlıklı, genç, taze, rüzgârlı ve serin, sert, deneyimsiz, toy, acemi, çiçeği burnunda, küstah, arsız, sulu
fresh
TAze,yeni sürülmüş boya.
PAINT,FRESH
tazele
refresh
tazele
brush up on
tazeleme
instauration
tazeleme devreleri
refresh circuitry
TAZELEMEK
FRESHEN
TAZELEMEK
FRESHEN UP
tazelemek
revive
tazelemek
furbish
TAZELEMEK
RUB UP
TAZELEMEK
RECREATE
TAZELEMEK
REFRESH
TAZELEMEK
BRUSH UP
TAZELEMEK
RENEW
TAZELEMEK
RENOVATE
tazelenmek
freshen
TAZELENMEK
REFRESH
TAZELEŞMEK
FRESHEN
tazeleştir
freshen
tazeleştir
make fresh
TAZELEŞTİRMEK
FRESHEN
TAZELEYEN ŞEY
REFRESHER
tazelik
freshness
TAZELİK
YOUTH
TAZELİK
VERDANCY
TAZELİK
VERDURE
tazelik
viridity
TAZELİK
BLOOM
TAZELİK
SWEETNESS
TAZELİK
DEW
TAZELİK
GREENNESS
TAZELİK
CRISPNESS