Meaning of
"KESE"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
kese
bursa
KESE
PURSE
KESE
VESICLE
kese
vesicle
kese
sac
KESE
BLADDER
KESE
POCKET
KESE
SCRIP
KESE
POUCH
KESE
BAG
KESE (BİY.)
SAC
kese bağları
purse-strings
kese benzeri şekle sahip olmak
be saclike
Kese biçimli
Sacciform
kese içine almak
encyst
Kese kalınlığı
Capsule thickness
Kese koruyucu zar
Capsule
kese şeklinde
saccate
Kese yangısı, bürsit (tıp)
Bursitis
kese, para kesesi, para çantası
Purse
Kese; Cüzdan; El çantası
Purse
kesecik
calicle
kesecik
saccule
kesecik
sacculus
KESECİK
SACHET
Kesecik (iç kulak)
Saccule
Kesecik, kese biçiminde çıkıntı
Sacculation
KESEK
TURF
KESEK
CLOD
KESEKÂĞIDI
SACK
kesekâğıdı
pottle
kesel
geodesic
Kesel (geom.)
Geodesic
Kesel çizgi (geom.)
Geodesic line
Keseler
Pouches
Keseler (ambalaj)
Sachets (packaging)
KESELİ
MARSUPIAL
keseli
marsupial
KESELİ
POUCHED
KESELİ ANTİLOP
SPRINGBOK
keseli fare
kangaroo mouse
keseli fare
kangaroo rat
KESELİ HAYVAN
MARSUPIAL
keseli köstebek
pouched mole
keseli kurt
bladder worm
keseli sıçan
pouched mouse
keseli suyosunu
bladder wack
keselikurt
thylacine
kesen
thwartwise
kesen
secant
kesen düzlem
cutting plane
kesenek
deduction
kesenin ağzını açmak
loosen one’s purse strings
Kesenlik yayı (geom.)
Arc secant
keser
bill
keser
adz
keser
adz(e)
keser
adze
keser basar kalıp
combination die
keserek devir
chop down
KESEREK SERVİS ETMEK (ET VB)
CARVE
keserle kesmek
adze
Keserler
Adzes
keseye dokunmak
break the bank