Meaning of
"TEK"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
tek
several
tek
uneven
Tek
The one and only
TEK
UNIQUE
tek
uni
tek
unique
tek
unit
tek
unitary
TEK
EXCLUSIVE
tek
exclusive
TEK
SINGLE
tek
odd
TEK
SINGULAR
tek
Pure and simple
tek
simple
tek
single
tek
singular
TEK
ONE
TEK
ONE AND ONLY
TEK
ONLY
tek
individual
tek
suigeneris
TEK
FELLOW
tek
mono
TEK
LONE
TEK
SOLE
Tek
Sole, single, individual, one, only, unique, exclusive
TEK
SOLITARY
tek
solitary
TEK
Turkish Electricity Authority
TEK
INDIVIDUAL
Tek - Kör
Single - Blind
tek /tekil
single
TEK ADAYLI
UNCONTESTED
tek adım
single step
tek adım
single-step
tek adım dansı
one step
tek adımda etkinleştirme
one -step activation
tek adımda etkinsizleştirme
one-step deactivitation
tek adımlı işletme
single-step operation
tek adres
single address
tek adresli komut
single address instruction
tek adresli komut
one address instruction
tek adresli komut
one-address instruction
tek ağacı
teak
tek akciğerliler
monopneumona
Tek akış yönlü konstrüksiyon, tek geçişli konstrüksiyon
Single-flow construction
Tek akışlı kızdırıcı
Single-flow superheater
Tek akışlı kondenser, tek geçişli kondenser
Single-pass condenser
Tek akışlı, tek yönlü, tek geçişli
Single flow
Tek akyuvar, monosit (tıp)
Monocyte
tek amaçlı
single minded
Tek ara buharlı karşı basınçlı türbin
Single automatic-extraction noncondensing turbine
Tek ara buharlı karşı basınçlı türbin
Single-extraction non-condensing turbine
Tek ara buharlı kondensasyon turbini
Single-extraction condensing turbine
Tek ara buharlı türbin
Single-extraction turbine
Tek ara kızdırıcılı
Single reheat
tek aralıklı font
monospaced font
tek arıza noktası
single point of failure (SPOF)
tek astronomik istasyon datum yönlendirme
single astronomic station datum orientation
Tek Aşamalı
Single-Stage
Tek aşamalı tüketim vergisi
Single stage consumption tax
Tek aşamalınitrürleme (çelik)
Single stage nitriding
tek aşkım
my only love
tek atlı
one horse
tek atlı
one-horse
Tek atma kadehi
Shot glass
tek atomlu
monastomic
Tek Avrupa Pazarı
European Single Market
Tek Avrupa Senedi / Avrupa Tek Senedi
Single European Act
Tek Avrupa Senedi, Avrupa Tek Senedi
Single European Act
TEK AYAK ÜZERİNDE DÖNMEK
PIROUETTE
TEK AYAK ÜZERİNDE DÖNÜŞ
PIROUETTE
Tek ayaklı hadde; Tek tezgahlı hadde
Single-stand mill
Tek ayaklı soğuk tersinir hadde
Single strand cold reversing mill
tek bacaklı
one-legged
tek bağ
single bond
Tek bağ (kim.)
Single bond
tek bakış açılı anlama
single-vision understanding
tek banyo, tek banyolu
one-bath
tek basamak
single-digit
tek basamaklı
single-digit
Tek basamaklı aksiyon türbini, De Laval türbini
Simple impulse steam turbine
Tek basamaklı hız kademesi
Single-row velocity stage
tek basamaklı oran
single-digit rate
Tek basamaklı türbin
Single-row wheel turbine
Tek basamaklı türbin rotoru
Single-row wheel rotor
Tek başımayım ama yalnız değilim
I was alone but not lonely
tek başımıza, yalnız
by ourselves
tek başına
stand alone
tek başına
stand-alone
tek başına
alone
tek başına
by yourself
TEK BAŞINA
SINGLE-HANDED
TEK BAŞINA
SINGLY
tek başına
Off one’s own bat
TEK BAŞINA
ON ONE’S OWN
tek başına
singly
TEK BAŞINA
ON ONE’S TOD
tek başına
solitary
TEK BAŞINA
SOLO
Tek başına
Individually, solely
TEK BAŞINA
UNACCOMPANIED
TEK BAŞINA
UNAIDED
tek başına
unattended
TEK BAŞINA
SEPARATELY
TEK BAŞINA
SEQUESTERED
tek başına antikor yapımını uyarma niteliği taşımayan, ancak bir proteine bağlandığında bu özelliği göstererek kendisine karşı oluşan antikorla birleşebilen molekül
hapten
tek başına işletme
individual drive
tek başına kullanılabilen cihaz (sistem), her an hazır
stand-alone
tek başına kullanılan tahsisli denetim kanalı, bağımsız tahsisli denetim kanalı
standalone dedicated control channel (SDCCH)
tek başına maliyet
stand-alone cost
tek başına, bağımsız
stand-alone
TEK BAŞINALIK
SOLITUDE
tek başlı radar tahmini
single-heading radar prediction
tek baytla kodlanmış yazı tipi
single-byte coded font
tek baytlı karakter kümesi
single byte character set
tek baytlı kodlama yöntemi
single byte coding scheme
tek baz yöntemi
single base method
tek biçimli kaynak bulucusu
uniform resource locaters (URLS)
Tek bileşenli
Unary
Tek bileşenli denge
Unary equilibrium
Tek bileşenli denge dizgesi
Unary equilibrium system
Tek bileşenli evre çizgesi
Unary phase diagram
Tek bileşenli evre dengesi
One-component phase equilibrium
TEK BİR
SINGLE
tek bir alanda çalışma (birçok alan veya iş yerine)
specialization
tek bir Allahın kulu
not a living soul
tek bir hareket (el, kol)
sweep
tek bir isimle tanınacak kadar ünlü kimse
mononym
tek bir iş yapma (birçok alan veya iş yerine)
specialization
tek bir kelime etmemek
clam up
tek bir merkeze yoğunlaşıp diğer yönleri yok sayma
centration
tek bir orta noktanın etrafında olan gelişim
unicentral development
tek bir şey düşünme
single mindedness
tek biricik
unique
Tek birleşmeli transistörler (BJT)
Bipolar junction transistors (BJT)
Tek bobinli
Single coil
tek boşlukkutusu
single-space box
tek boşluklu
single-space
Tek boşluklu dövme çekiçleri
Single-cavity forging hammers
Tek boşluklu dövme kalıpları
Single-cavity forging dies
tek boşluklu tek aralık
single space
TEK BOYNUZLU AT
UNICORN
tek boynuzlu hayali hayvan
unicorn
tek boyutlu
one dimensional
tek boyutlu dizi
one dimensional array
Tek bölgecik
Single domain
Tek brülörlü kuyu fırınlar
One-way fired pits
Tek brülörlü tav çukuru (eski)
One way-fired soaking pit