Meaning of
"YENİ"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
YENİ
FRESH
YENİ
FRESHLY
yeni
unprecedented
YENİ
NOVEL
YENİ
NOVICE
yeni
strange
YENİ
ONLY JUST
YENİ
HOT
YENİ
SMART
yeni
modern
yeni
original
yeni
raw
yeni
warm
YENİ
RECENT
Yeni
Recent, new, fresh
YENİ
GREEN
YENİ
INCOMING
YENİ
MAIDEN
yeni
maiden
YENİ
NEOTERIC
YENİ
INGOING
yeni
new
YENİ
NEWLY
YENİ
RENEWED
Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Uluslararası Birliği
The International Union for the Protection of New Varieties of Plants
yeni (hükümet/yıl)
incoming
yeni açılım
further expansion
yeni açılım
new expansion
yeni adla kaydet
save as
yeni adla sakla
save as
yeni adla saklamak
save as
yeni adla saklamak
save as, to
yeni adres
forwarding address
YENİ ADRESE YOLLAMAK
FORWARD
YENİ AĞAÇ DİKMEK
REPLANT
yeni ahit
the new testament
Yeni Ahit
New Testament
yeni ahit
new-testament
yeni akım
new wave
Yeni aktif karbon
New activated carbon
yeni algılama teknolojisi
novel sensing technology
yeni alınan eşya veya kitap vb (koleksiyona)
accession
yeni anlam veya kelimeler bulan veya kullanan kimse
neologist
yeni araba
new car
yeni araba kokusu
new car smell
yeni arkadaşa ne gerek var
no new friends
yeni arkadaşlar
new friends
yeni atılım
new wave
YENİ AY
CRESCENT
yeni ay
new moon
yeni ay ve eski ay zamanları arasında
interlunar
Yeni ay,hilal.
MOON,CRESENT
yeni ayın tarihini ayarlamak için her 134 yılda bir artık yıla ait günü ortadan kaldırma uygulaması
metemptosis
yeni basılmış
newly published
yeni basılmış madeni para
new coinage
yeni basılmış madeni para üzerinde görülen ağdamsı veya tozumsu bir tabaka
bloom
yeni basım
new edition
YENİ BASKI
REPRINT
yeni baskı
reprint
YENİ BASKI
RE-EDITION
yeni baskı
re-edition
YENİ BASKI
REISSUE
yeni baskı
reissue
yeni baskı
new edition
yeni başlamış
incipient
YENİ BAŞLAMIŞ
INCHOATE
yeni başlamış açık
incipient deficit
yeni başlamış, gelişmemiş
inchoate
yeni başlayan
zero beginner
yeni başlayan
beginner
yeni başlayan
incipient
yeni başlayan
total beginner
YENİ BAŞLAYAN
INCHOATIVE
YENİ BAŞLAYAN
INCIPIENT
YENİ BAŞLAYAN
INCOMING
yeni başlayan arıza
distress
Yeni başlayan erime
Incipient fusion (Incipient melting)
Yeni başlayan erime, erime başlangıcı
Incipient melting
yeni başlayan kimse
beginner
yeni başlayan, acemi
beginner
yeni başlayanlar için talimatlar
tyrology (rare)
Yeni baştan
All over again
YENİ BAŞTAN
AFRESH
yeni baştan yapmak
do over again
YENİ BAŞTAN YAPMAK
RECONSTRUCT
yeni baştan yapmak
reconstruct
Yeni beliren; yeni başlayan
Incipient
yeni biçim verme
refashionment
YENİ BİÇİM VERMEK
RESHAPE
yeni bilet
new ticket
Yeni bina/yapı
new building
yeni binalar
new buildings
yeni bir ad vermek
rename
Yeni bir araba almaya gücüm yetmiyor
I can’t afford a new car
yeni bir bağlama yerleştirme
entextualization
yeni bir başlangıç
fresh start
yeni bir başlangıç
a new beginning
yeni bir başlangıç
opportunity to start over
yeni bir başlangıç
clean slate
yeni bir başlangıç
new beginning
yeni bir başlangıç
new chance
Yeni bir bildiriye kadar
Until further notice
yeni bir cesit ufak ve hafif ic yakimli makina.
wankel engine
yeni bir coğrafya
a new geography
yeni bir çalışma
a new study
yeni bir çevre
a new environment
yeni bir dalganın üyesi olan kimse
newwaver
yeni bir devir açmak
mark an epoch
Yeni bir düzenleme getirmek
To adopt a new procedure
yeni bir ekipmana alışmak için yapılan eylemler
checkout
yeni bir emirle geçersiz kılmak, iptal etmek
countermand
yeni bir eve taşınmanın kutlanışı
housewarming
yeni bir fikir, kavram, teknoloji veya ideolojinin gücü
impact
yeni bir gerçekçilik anlayışı
a new sense of realism
Yeni bir haber yok
NNN (no new news)
yeni bir hamlenin ilk sinyallerini vermek
give the first signs/signals of a new move
YENİ BİR HAYAT VERMEK
REVIVIFY
yeni bir hayata başlamak
turn over a new leaf
yeni bir iklime/ortama alışma
acclimatization
yeni bir iklime/ortama alışmak veya alıştırmak
acclimatize
yeni bir ilme başlangıç
propaedeutic
yeni bir ilme başlangıç
propaedeutics
yeni bir kullanımını bulma
rediscovery
yeni bir soluk
a new breath
yeni bir soluk
a breath of fresh air
yeni bir şeye başlama
entry
yeni bir şeyi müjdeleme
ushering in
yeni bir şeyi tanıtma
ushering in
yeni bir tiyatro oyununun ilk temsili
premier
YENİ BİR ÜLKEYE YERLEŞME
RESETTLEMENT
yeni bir yaşama başlamak
turn over a new leaf
yeni bir yere gidip yerleşen kimse, göçmen
settler
yeni britanya
new britain
yeni britanya
new britain
Yeni cephe doğuşu.
FRONTOGENNIS
yeni cihaz
wrinkle
yeni çağ
new age
yeni çağ
new era
yeni çağ hareketi
new age movement
yeni çalışan
blood
yeni çalışandan zorla alınan para
garnish
yeni çekilmiş fotoğraf
recent photo
YENİ ÇEKİM
RETAKE
yeni çevreye uyma
acclimatisation
yeni çevreye uyma
acclimatization
yeni çıkan şey
novity
YENİ ÇIKMIŞ
NOVEL
YENİ ÇIKMIŞ
OUT
YENİ ÇIKMIŞ
NEWFANGLED
YENİ ÇIKMIŞ
NEW-FANGLED