Meaning of
"kendisi"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
kendisi
thing in itself
kendisi
herself
kendisi
himself
kendisi
itself
kendisi hakkında hesap vermek
give an account of oneself
kendisi için varlık
being-for-itself
kendisi ile ticaret yapılan karşı taraf
trade partner
kendisi, kendi
itself
kendisi, kendisini, kendisine
herself
kendisinden daha becerikli bir işçiye yardım eden kimse
mate
kendisine bağımlı ülkeler bulunan üst ülke
superstate
kendisine düşen işi yapmak
pull one’s weight
kendisine garanti belgesi verilen kimse
warrantee
kendisine mal veya hak devredilen kimse
assignee
kendisine mektup, vb. gönderilen kişi, alacak kişi, alıcı
addressee
kendisine özel bilgiler ve ayrıcalık tanıyan bir grubun üyesi
insider
kendisine vaadde bulunulan kişi
promisee
kendisine yarar sağlamak, yararlanmak, kullanış, sonuç, avantaj, yarar
avail
kendisini araba tutan, arabada hasta olan
carsick
kendisini bilgili gibi gösteren ancak cahil olan kimse
a piss-artist
kendisini diğer insanlardan zeki göstermeye çalışan tip
a smart alec
kendisini diğer insanlardan zeki göstermeye çalışan tip
a smart aleck
kendisini özel veya kolayca tanınabilir kılan niteliklere sahip bölge ya da yöre
zone
kendisini vermek
devote oneself
kendisinin ne demek istediğini anlatmak
explain oneself
kendisinin niye öyle davrandığını anlatmak
explain oneself
kendisinin olduğunu itiraf eden
self-confessed
kendisiyle çatışan
self-contradictory
kendisiyle çatışma
self-contradiction
kendisiyle çelişen
self contradictory
kendisiyle evli olmayan biriyle bir aşk ilişkisinde bulunmak
have an affair with
KENDİSİYLE İKİ KERE ÇARPMAK
CUBE