Meaning of
"org"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
org
barrel organ
ORG
ORGAN
Org boruları
Organ pipes
org çalan kimse
organist
Org durakları
Organ stops
org düğmesi
organ stop
ORGAN
MEMBER
organ
organ
Organ
Body, organ
organ anatomisi
visceral anatomy
organ bankası
organ bank
ORGAN ÇEPERİNE AİT
PARIETAL
Organ içi (tıp)
Fundus
Organ kültürü (tıp)
Organ culture
organ nakli
organ transplantation
ORGAN NAKLİ
TRANSPLANTATION
ORGAN NAKLİ
GRAFT
Organ saklama çözeltisi
Solution for Organ Preservation
Organ tanımı (tıp)
Organography
Organ üremesi (tıp)
Organogenesis
Organ, eleman, öğe
Member
Organbilimi (tıp)
Organology
ORGANDİ
ORGANDY
ORGANDİ (KUMAŞ)
MULL
organel
organelle
ORGANI ALINMIŞ KİMSE
AMPUTEE
ORGANIN ALINMASI
AMPUTATION
ORGANINI ALMAK
AMPUTATE
ORGANİK
ORGANIC
organik
organic
organik
organo
organik asit
organic acid
Organik atık
Organic waste
Organik atıklar için kompost kapları
Organic waste composters
organik bileşik
organic compound
Organik cam
Acrylic glass
organik gaz
organic gas
Organik gıda
Organic food
ORGANİK GÜBRE
COMPOST
organik hastalık
organic disease
Organik kaplı levhalar, genişliği ≥ 600 mm
Organic coated sheet of a width ≥ 600 mm
organik kaya
organic rock
organik kimya
organic chemistry
organik kimyager
organic chemist
organik kod
organic code
Organik kompozit solventler ve incelticiler (tiner), kaplamalarla ve mürekkeplerle birlikte kullanılan (bütil asetat esaslı olanlar hariç)
Organic composite solvents and thinners used in conjunction with coatings and inks (excluding those based on butyl acetate)
Organik kompozit solventler ve incelticiler (tiner), kaplamalarla ve mürekkeplerle birlikte kullanılan (bütil asetat esaslı olanlar)
Organic composite solvents and thinners used in conjunction with coatings and inks; based on butyl acetate
Organik madde
Organic matter
organik madde
organic substance
organik olarak
organically
Organik olmayan
Inorganic
Organik pamuk
Organic cotton
Organik peroksitler
Organic peroxides
Organik tabaka
Organic layer
Organik Temizleme Cihazı
Organic Scavenging Device
Organik Toprak
Organic soil
organik tortu
organic sediment
Organik üretim
Organic production
organik yapı
organic structure
Organik yüzey aktif maddeler (sabun, anyonik, katyonik olanlar ile iyonik olmayanlar hariç)
Organic surface-active agents (excluding soap, anionic, cationic, non-ionic)
Organik yüzey aktif maddeler, sabun hariç
Organic surface-active agents, except soap
Organik yüzey aktif ürünler ve müstahzarlar, cilt temizliği için, sabun içersin veya içermesin, perakende satışa hazır olanlar (sıvı veya krem halinde) (sıvı sabunlar hariç)
Organic surface-active products and preparations for washing the skin; whether or not containing soap, p.r.s.
Organiz yüzey aktif maddeler
Organic surface-active agents
ORGANİZASYON
ORGANIZATION
organizasyon
organisation
organizasyon
organization
Organizasyon Şemaları ve Pozisyon Tanımları
Organization Charts and Position Descriptions
Organizasyon şeması
Organizational chart
Organizasyon Teorisi
Organizational Theory
Organizasyon yapısı
Organizational structure
Organizasyon yapısı, kurumsal yapı
Organizational structure
organizasyon, yapı
set-up
organizasyonel
organizational
Organizasyonel Kırılım Yapısı
Organizational Breakdown Structure (OBS)
Organizasyonel Süreç Varlıkları
Organizational Process Assets
Organizasyonel Süreç Varlıkları Güncellemeleri
Organizational Process Assets Updates
ORGANİZATÖR
PROMOTER
ORGANİZATÖR
ORGANIZER
organizatör
orginizer
organizatör
systems man
Organizatörler ve aksesuarları
Organisers and accessories
organize
organized
organize edilmemiş
unorganized
organize et
organise
ORGANİZE ETMEK
PROMOTE
ORGANİZE ETMEK
RUSTLE UP
ORGANİZE ETMEK
ORGANIZE
organize etmek
organise
organize etmek
organize
Organize işlem sistemleri
Organized trading system
ORGANİZE OLMAMIŞ
UNORGANIZED
ORGANİZE OLMUŞ
ORGANIZED
organize suç örgütü içinde olma
gangsterism
Organize suça yönelik üyelik öncesi paktı
Pre-accession pact on organised crime
Organizer yazı dosyaları
Writing cases
ORGANİZMA
THE SYSTEM
ORGANİZMA
ORGANISM
organizma
organism
organizma
organization
Organizmal/ canlı/ yaşayan devlet teorisi
Organismal state theory
organizmalarda bulunan farklı ve genellikle daha az özelleşmiş maddelerden üretmek
manufacture
organizmaları kladistik prensiplere göre sınıflandıran kimse
cladist
organizmanın doğumdan ölüme kadar geçirdiği evrelerin bütünü
life cycle
organizmanın ilk hali
germ
ORGANLARA AİT
ORGANIC
organların çekilmesi ve tutulması için kullanılan küçük maşa
foreps
organların çeperine ait
parietal
organların körelmesi
atrophy
ORGANLARINI AYIRMAK
DISMEMBER
Organofosfat
Organophosphate
organogenez
organogenesis
organoit, organa benzeyen
organoid
Organo-kükürt bileşikler; diğer organo-inorganik bileşikler
Organo-sulphur and other organo-inorganic compounds
organoleptik
organoleptic
organomegali
organomegaly
organometalik
organometallic
Organölçer;Bedenişleyiş ölçeri; Pletismograf (tıp) Pleura
Plethysmograph
organtin
organdie
ORGANZA
ORGANZA
organze
organdy
organze
organza
Organze kumaş
Organdy
organzin ibrişimi
organzine
ORGASM
CLIMAX
orgazm
orgasm
orgazm, doyunum, cinsel doyum
orgasm
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu
asphyxiophilia
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu
breath control play
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini nefessiz bırakma durumu
erotic asphyxiation
ORGCU
ORGANIST
orgçu
organist
orgeneral
full general
ORGENERAL
GENERAL
orgeneral
army commander
Orglar
Organs
Orglar
Musical organs