Meaning of
"sula"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
sula
douse
sula
irrigate
SULAK
MARSHY
SULAK
WATERY
Sulak alan
Wetland
SULAMA
IRRIGATION
Sulama
Irrigation
sulama
watering
sulama
irrigation
Sulama Alanı
Area of irrigation
sulama alanı
irrigation area
sulama arkı
irrigation ditch
sulama barajı
irrigation dam
Sulama borusu
Irrigation pipe
sulama borusu
irrigation pipe
Sulama cihazları, tarımsal veya bahçecilikte kullanılan
Agricultural or horticultural watering appliances
Sulama ekipmanı
Irrigation equipment
sulama işlemi
irrigation operation
Sulama Kanalı
Irrigation canal
sulama kanalı
irrigation canal
sulama kanalı (hidrografya)
drainage
sulama kanalı şebekesi( hidrografya)
drainage pattern
Sulama kanalları
Irrigation canal
Sulama kapları
Watering cans
sulama potansiyeli
irrigation potential
sulama projesi
irrigation project
sulama sistemi
water system
sulama sistemi
irrigation system
SULAMA SİSTEMİ
SPRINKLER
SULAMA SİSTEMİ
SPRINKLER SYSTEM
sulama suyu
irrigation water
sulama şebekesi
irrigation network
sulama tesisatı
irrigation structure
Sulama tesisatları
Irrigation installations
sulama tüneli
irrigation tunnel
sulama verimi
irrigation efficiency
SULAMAK
IRRIGATE
SULAMAK
QUENCH
SULAMAK
HYDRATE
SULAMAK
WATER
sulamak
irrigate
SULAMAK
SPRINKLE
sulan
deliquesce
sulanabilir
irrigable
sulanabilir arazi
irrigable area
sulanabilir arazi
irrigable land
sulandı
My mouth is watering
sulandırıcı
liquidizer
sulandırıcı
attenuant
sulandırıcı
diluent
Sulandırılarak hazırlanan çözelti
Reconstituted Solution
Sulandırılarak hazırlanan çözelti stabilitesi
Reconstituted Solution Stability
Sulandırılarak hazırlanan süspansiyon
Reconstituted Suspension
SULANDIRILMIŞ
DILUTE
SULANDIRILMIŞ
DILUTED
sulandırılmış yemek artıkları vermek (domuza)
swill
SULANDIRMA
DILUTION
sulandırma
dilution
SULANDIRMAK
CUT
SULANDIRMAK
DOCTOR
SULANDIRMAK
LENGTHEN
SULANDIRMAK
DILUTE
SULANDIRMAK
WATER
SULANDIRMAK
WATER DOWN
SULANDIRMAK
RECONSTITUTE
sulandırmak
dilute
SULANDIRMAK (GÖZ)
BLEAR
Sulangan
Deliquescent
sulanma
deliquescence
Sulanma
Hydration
sulanma
dilute
Sulanma direnci; Su ile birleşme direnci; Hidrasyon direnci
Hydration resistance
Sulanma suyu
Water of hydration
Sulanma tepkimesi
Hydration reaction
sulanma, eriyip su olma
deliquescence
Sulanma; Çözünüp suolma
Deliquescence
Sulanma; su katımı
Slaking
SULANMAK
BECOME WATERY
SULANMAK
WATER
sulanmak, eriyip su olmak
deliquesce
SULANMIŞ (GÖZ)
BLEARY
SULAR
WATER
SULAR ALTINDA BIRAKMAK
SUBMERGE
Sular kabardığı zaman girilen liman.Derinliği sınırlı liman.
BAR PORT
Sular, buz ve kar, tatlandırılmamış ve aromalandırılmamış (maden suyu ve gazlı sular hariç)
Unsweetened and non-flavoured waters; ice and snow (excluding mineral and aerated waters)
Sular, şeker veya başka tatlandırıcılı madde ilave edilmiş veya aromalandırılmış, örneğin alkolsüz içecekler (tatlandırılmış maden suyu ve gazlı sular dahil)
Waters, with added sugar, other sweetening matter or flavoured, i.e. soft drinks (including mineral and aerated)
Suların alçalması (Cezir).
TIDE,EBB
Suların biriktirdiği kum bankı.
SILTING
SULARIN ÇEKİLDİĞİ KIYI
FORESHORE
Suların kabarması (Med).
TIDE,FLOOD
Suların kirlenmesi
Water pollution
sulawesi adası’nın güneybatısında yer alan makassar liman kentinde ve bu kentin çevresinde yaşayan endonezyalı bir halka mensup kimse
makassarese