Meaning of
"yara"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
YARA
CUT
yara
wound
Yara
A wound
YARA
CANKER
YARA
LESION
yara
lesion
yara
injury
YARA
HURT
YARA
RAW
YARA
TRAUMA
YARA
SORE
YARA
BRUISE
YARA
ULCER
YARA
INJURY
YARA AÇMAK
SLASH
yara akıntısı
gall duct
yara aldım ama yenilmedim
bloodied but unbowed
yara aldım ama yenilmedim
bloody but unbowed
yara almama
invulnerability
YARA BANDI
STICKING PLASTER
Yara bandı
Sticking Plaster
YARA BANDI
ADHESIVE BANDAGE
YARA BANDI
PLASTER
YARA BANDI
BAND-AID
YARA BANDI YAPIŞTIRMAK
APPLY A PLASTER
YARA BANDI YAPIŞTIRMAK
PLASTER
Yara bezi
Stupe
Yara çubuğu
Wound Stick
yara gibi kabuk kabuk olan
scabby
Yara hala acıyor mu
Is the cut still painful
YARA İLACI
VULNERARY
Yara iyileş(tir)me (tıp)
Wound healing
YARA İZİ
SCAR
yara izi
cicatrix
YARA İZİ
SEAM
yara kabuğu
eschar
YARA KABUĞU
SCAB
Yara kabuğu (tıp)
Eschar
YARA LAPASI
POULTICE
yara lapası
poultice
YARA MİLİ
TENT
YARA OLMAK
GALL
Yara tamponu; Yara pamuğu (tıp)
Pledget
Yara temizleme tamponları
Wipes
Yara yapan; Ülserleştiren(tıp)
Ulcerogenic
yara, bere
lesion
Yara, bere (tıp)
Wound
yara, yaralamak
wound
Yara; acıyan yer (tıp)
Sore
YARADANCILIK
DEISM
yaradancılık
deism
YARADILIŞ
INTERNAL
YARADILIŞ
FRAME
YARADILIŞ
BEING
YARADILIŞ
CONSTITUTION
yaradılış
constitution
YARADILIŞ
MOLD
YARADILIŞ
MOULD
YARADILIŞ
DISPOSITION
YARADILIŞ
IDIOSYNCRASY
yaradılış
nature
YARADILIŞ
CREATION
yaradılış
creation
YARADILIŞ
TEMPERAMENT
yaradılış
habit
YARADILIŞ
MAKE-UP
YARADILIŞ
BUILD
yaradılış, hilkat, yaratma
Creation
yaradılıştan
inborn
yaradılıştan
inbred
yaradılıştan
intrinsic, sical
YARADILIŞTAN
INHERENT
YARADILIŞTAN OLAN
CONGENITAL
YARADILIŞTAN OLAN
TEMPERAMENTAL
yaradılıştan var olan kusur
inherent defect
yarak haline getirme
lamination
yarak, sik
dick
yarala
injure
yaralama
lacerate
YARALAMAK
LACERATE
YARALAMAK
MAUL
YARALAMAK
WOUND
YARALAMAK
HIT
yaralamak
gash
yaralamak
injure
YARALAMAK
CHAFE
YARALAMAK
HURT
YARALAMAK
RASP
yaralamak
break
YARALAMAK
BRUISE
YARALAMAK
INJURE
YARALAMAK
PRICK
YARALAMAK (KURŞUN)
PIP
YARALAMAK, YARA
Wound
YARALAMAK, YARALANMAK
Hurt
Yaralamak,sakatlamak
INJURE
Yaralamak,sakatlamak.
INJURE
Yaralanabilir
Vulnerable
yaralanamaz
invulnerable
yaralanamazlık
invulnerability
YARALANMA
LACERATION
yaralanmak
be injured
YARALANMAMIŞ
UNINJURED
Yaralanmamış; İncinmemiş(tıp)
Uninjured
yaralanmamis, yarasiz beresiz, sag salim
Unscathed
yaralanmasına rağmen oynamaya devam etmek
play through
YARALANMAZ
INVULNERABLE
YARALANMAZLIK
INVULNERABILITY
Yaralanmış, yaralı (tıp)
Injured
YARALARI İYİLEŞTİREN
VULNERARY
yaralarını sarmak
lick one’s wounds
Yaralaşma; Ülserleşme (tıp)
Ulceration
YARALAYICI
HURTFUL
yaralı
wounded
YARALI
STRICKEN
yaralı
stricken
YARALI
CASUALTY
yaralı
injured
YARALI
SCARRED
YARALI
SORE
Yaralı
Injured
yaralı koğuşu
casualty ward
yaralı koğuşu, ilkyardım, acil
casualty department
Yaralı kol ve bacaklar için ateller
Cradle-splints for injured limbs
Yaralı var mı?
Any casualties?
yaralı, yaralanmış, wound: oh! hayret! , hayret uyandıran kimse veya şey, çok makbul şey. , şaşırtmak, hayrete düşürmek
Wounded
Yaralılar için sedyeler
Stretchers for the injured
yaralılar var
there are some people injured
Yaralıları kımıldatmayın
Don’t move the wounded
YARAMAK
SERVE
YARAMAK
PROFIT
YARAMAK
DO FOR
YARAMAK
BE OF SERVICE TO
yaramak
be of use
YARAMAK
BENEFIT
YARAMAK
LEND ITSELF TO
yaramak
subserve
YARAMAK
SUIT
YARAMAK
CORRESPOND
YARAMAK
AVAIL
yaramak
avail
YARAMAK
AGREE
YARAMAK
AGREE WITH
yaramamak, dokunmak (yiyecek)
disagree with
YARAMAZ
UNDISCIPLINED
YARAMAZ
NON-EFFECTIVE
YARAMAZ
UNMANAGEABLE
YARAMAZ
OBSTREPEROUS
yaramaz
puckish
yaramaz
impish