Translate
"ALL"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
All
1.HEP 2.TÜM 3.HER
all
1.tüm, bütün, 2.her, hepsi, 3.tümüyle, bütünüyle, tamamen, 4.her iki taraf, her şey, herkes, her biri
ALL
ALAYI
ALL
BÜSBÜTÜN
all
bütün
ALL
BÜTÜNÜYLE
all
dünyada
ALL
HEP
ALL
HEPSİ
ALL
HER
all
her iki taraf için de
ALL
HER ŞEY
ALL
HERKES
ALL
KATIŞIKSIZ
all
ne var ne yoksa
all
özellikle
ALL
SAF
ALL
TAMAMEN
all
tamamı
all
tekrar
all
tıpkı
all
(i). herkes, her sey. All went well. Her sey yolunda gitti.above all bilhassa, ozellikle, her seyden fazla. after all nihayet, velhasil. All aboardl Herkes gemiye ! all in all her seyi hesaba katarak. at all hic. in all hepsi, tamami, yekunu.once for all
ALL
TÜM
all
tümü
all
tümü, tümünü
ALL ABOARD
Herkes gemiye kumandası
all aboard!
Herkes gemiye!
All about
Her yerinde
all accessories
tüm aksesuarlar
ALL AGOG
CAN ATAN
All alone
kimsenin yardımı olmaksızın
ALL ALONE
KİMSESİZ
All alone
Yapayalnız
ALL ALONG
BOYUNCA
all along
her zaman
All along
Her zaman, daima; başından başlayarak; öteden beri
all along
öteden beri, başından beri
All along the line
her işte
All along the line
her noktada
All along the line
her yönden
All along the line
Sıra boyunca
all and only
ancak ve ancak
All and sundry
Herkes
all appearances
görünüşe göre
all around
çepçevre, dört yandan
ALL AROUND
ÇEPEÇEVRE
All around
Çepeçevre, dört taraftan
all around
her yer
all around the world
dünya çapında
all around the world
dünya çevresinde
all around the world
tüm dünya çevresinde
ALL AT ONCE
ANİDEN
all at once
aniden, birdenbire
All at once
birdenbire
all at once
hep birden
All at once
Hepsi birden
all authority
tam yetki
all bark and no bite
sadece kuru gürültü
All basic furnace
Tümü bazlı fırın
All being well
Her şey yolunda giderse
all branches of science
tüm bilim dalları
all brawn and no brain
güçlü ama aptal
All but
Az daha; den başka
All but
gibi
all but
hemen hemen
All but
neredeyse
all caps
tümü büyük harf
all cargo aircraft
yalnızca kargo taşıyan uçak
all cats are grey at night
geceleri tüm kediler gridir
all cats are grey by night
geceleri tüm kediler gridir
all clear
tehlike geçti işareti
all clear
tehlike geçti işareti
All comes
Kim gelirse, her gelen
all cost
her fiyat
all creation
tüm evren
all creatures
tüm canlılar
all data
tüm veri
All day
Bütün gün
All day and every day
Hiçbir değişiklik olmadan; devamlı olarak
All day long
akşama kadar
all day long
bütün gün boyunca
all day tomorrow
yarın bütün gün
all day tomorrow
yarın tüm gün
all discussions/talks
tüm görüşmeler
ALL DOLLED UP
İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK
All done up
Bitkin bir halde
All done up
çok yorulmuş
All done up
hepsi hazır
all drives
tüm sürücüler
all eyes are on me
tüm gözler bende
all eyes on me
tüm gözler bende
all fools’ day
1 Nisan günü, 1 Nisan’da
all fools’ day
41730
all fools’ day
bir nisan
All for one, one for all
Hepimiz birimiz birimiz hepimiz için
all fours
dört ayak
all friends
tüm arkadaşlar
all fruits
tüm meyveler
all genres
tüm kategoriler
all genres
tüm türler
all glass fibre
tamamen cam lif
all hands
aynı amacı taşıyan herkes
ALL HANDS
Bütün tayfa
all hands
herkes
ALL HANDS TO MUSTER
Herkes güverteye,role talimine kumandası.
all hat and no cattle (us)
sadece kuru gürültü
all hat, no cattle
ses var görüntü yok, laf var icraat yok
All his grist that comes to mill
Ekmeğini taştan çıkarır
All hours
Çok erken veya çok geç
All hours
her saatte
ALL I KNOW
BANA KALIRSA
ALL IN
BİTKİN
ALL IN
YORGUN
ALL IN BITS
PARAMPARÇA
all i care
bana ne
all i know
bana kalırsa
all in
1. yorgun, bitkin, 2. her şey dahil
All in
bitkin
all in
çok yorgun
All in
Her şey dahil
All in a sweat
Ter içinde
all in aggregate
tüvenan agregat
all in all
neticede, sonuçta
all in all
her şeyi hesaba katarak
All in all
Her şeyi hesaba katarak; her şey; netice, son
all in ballast
tüvenan balast
all in good time
her şeyin bir zamanı var
All in good time
Müsait zamanda
All in one
Hepsi bir arada
all in one breath
bir nefeste
All in order
Her şey yerli yerinde
all in the day’s work
normal, beklendiği gibi
All in the same boat
Aynı durumda
All in the same breath
Aynı zamanda
All in unison
Hepsi aynı zamanda; hep beraber
all inclusive
herşey dahil
all inclusive system
her şey dahil sistemi
all information is transmitted over a secure connection
tüm bilgiler güvenli bir bağlantı üzerinden iletilir
all information provided herein is private and confidential
burada verilen tüm bilgiler kisiye özel ve gizlidir
All is as it should be
Her şey yolundadır
All is up
Bitti, Tamam
all knowing
herşeyi bilen
all knowledge is contained in fandom
gerekli gereksiz tüm konular hakkında konuşma
all knowledge is contained in fandom
tüm konuların birbirine girmesi
all living creatures
tüm canlılar
all living creatures
tüm yaşayan canlılar
All manner of
Her çeşit
all manner of
her tür
All manner of conversation
Her tavır ve hareket
all metal
komple metal