Translate
"DAM"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
dam
(i). ana hayvan.
dam
(i)., (f). (-med, -ming) baraj, set, su bendi; (f). baraj yapmak; kapamak. dam in, dam up kapatmak, geri tutmak.
Dam
1) Set; Engel; 2) Baraj
dam
1.baraj, set, su bendi, 2.baraj yapmak, su bendi yapmak, 3.set çekmek, kapamak
Dam
Baraj
dam
baraj bent
DAM
BARAJ YAPMAK
DAM
ENGEL
DAM
ENGELLEMEK
DAM
HAZNE
dam
kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm
DAM
SET
DAM
SET ÇEKMEK
DAM
TOPLAMA HAVUZU
dam
v.baraj kur:n.baraj
Dam crest
Baraj kreti
Dam embankment
Baraj gövdesi
Dam irrigation
Baraj Sulamaları
Dam lake
Baraj gölü
dam location
baraj yeri
Dam reservoir
Baraj gölü
Dam shutter
Baraj kapağı, bent kapağı
Dam site
Baraj alanı
DAM UP
ENGELLEMEK
DAM UP
SET ÇEKMEK
DAMA
istek güdümlü çoklu erişim
DAMAGABLE
BOZULABİLİR
damage
(i)., (f). zarar, ziyan, hasar; (k).dili masraf, fiyat; (f). hasar yapmak bozmak, zarar vermek. damages (i)., (huk). tazminat.
damage
1.zarar, ziyan, hasar, 2.zarar vermek
DAMAGE
BOZMAK
DAMAGE
DEĞERİNİ DÜŞÜRMEK
Damage
Dokunca, Hasar; Zarar; Yıkım
damage
fiyat
Damage
Hasar
damage
hasar vermek
DAMAGE
HASAR YAPMAK
DAMAGE
HASARA UĞRATMAK
DAMAGE
MASRAF
damage
v.hasar ver:n.hasar
damage
v.zarar ver:n.zarar
Damage
Zarar
damage
zarar vermek
Damage
zarar, ziyan, hasar
damage
ziyan
DAMAGE ABSOLUTELY FREE
Hasar ödenmez (Free of damage absolutely).Hasarın ödenmeyeceği hakkında sigorta poliçelerine konulan koşul.Bu koşul altında yapılmış poliçe ile müşterek avarya (büyük avarya) kurtarma masrafları,çatışma masrafları vb. ödenmez.
damage assessment
hasar değerlendirmesi
damage control
(itibar, güvenilirlik veya kamu imajı zararına karşı) hasar kontrolü
Damage determination committee
Hasar tespit komisyonu
damage financially
maddi zarar ver
damage free
hasarsız
DAMAGE LIENS
Çatışma,çatmadan doğan ihtiyati haciz,tedbir.
damage of inflation
enflasyon zararı
damage radius
hasar yarıçapı
Damage ratio
Hasar oranı
damage the reputation
şöhretine zarar ver
damage, to
zarar vermek, örselemek
DAMAGE,INDIRECT
Dolaylı hasar.
DAMAGE,RECEIVE
Hasara uğramak
DAMAGE,SUFFERED
Hasara uğramak
DAMAGE,SUSTAINED
Hasara uğramak.Uğranılan hasar
damageable
bozulabilir
DAMAGED
BOZUK
damaged
bozulmuş, hasarlı, zarar görmüş
Damaged
Hasarlı; Hasarlanmış
damaged
v.hasar ver:adj.hasarlı
damaged
v.zarar ver:adj.zarar görmüş
damaged area
bozuk alan (disk)
damaged cargo
hasarlı kargo
damaged queen
hasarlı kraliçe
damaged to property
mala verilen zarar
damager
hasara neden olan
damages
tazminat
damages
tazminat, zarar ziyan tazminatı
DAMAGES
ZARAR ZİYAN
DAMAGES FOR DETENTION
Alıkonulmadan doğan zararlar.
damages insurance
zarara karşı sigorta
DAMAGING
ZARAR VERİCİ
damaging
n.zarar görmüş:v.zarar ver:prep.zarar vererek
damaging
zararlı
Damaks
Şam kumaşı
damascene
(f). hareli cizgilerle suslemek, kakma is ile suslemek.
DAMASCENE
DAMASKO İLE İLGİLİ
Damascening
Menevişleme
damascus
(i). Sam; Sam celigi.
damascus
şam
Damascus steel
Şam çeliği
damask
(i)., (s)., (f). Sam’da dokunan cicekli ipek kumas; damasko (kumas); Sam celigi; koyu pembe renk; (s). Sam celiginden yapilmis; Sam isi; gul renkli; (f).Sam isi gibi islemek; damasko ile dosemek; gul rengi vermek.
damask
damasko
DAMASK
DAMASKO İLE DÖŞEMEK
Damask
Damasko kumaşlar
DAMASK
DONATMAK
DAMASK
KAKMA İLE SÜSLEMEK
DAMASK
SÜSLEMEK
DAMASK
ŞAM ÇELİĞİ
DAMASK
ŞAM İŞİ
DAMASK
ŞAM KUMAŞI
damask
şam kumaşı, damasko
damask
şamda yapılan çiçekli ipek kumaş
DAMASK STEEL
ŞAM ÇELİĞİ
dame
(i)., (ing). kadinlara verilen sovalyelik ayarinda bir asalet unvani; (eskiden) hanim, hatun, yasli kadin; (A.B.D)., argo kadin.
DAME
ANAOKULU
DAME
BAYAN
DAME
DAM (ASALET ÜNVANI)
DAME
HANIM
dame
hatun
DAME
KADIN
DAME
KARI
dame
yaşlı kadın
dame school
özel kız okulu
damn
1.(din) ölümden sonra cezalandırmak, 2.lanet etmek, beddua etmek, lanetlemek, 3.sövmek, yerin dibine batırmak, 4.rezil etmek, mahvetmek, 5.kahretsin!, lanet olsun!, 6.o biçim, süper, son derece, müthiş
DAMN
ALLAH’IN BELÂSI
DAMN
BEDDUA
damn
beddua etmek
DAMN
BELÂ OKUMAK
DAMN
ÇOK FAZLA
DAMN
DEĞERSİZ ŞEY
DAMN
ELEŞTİRMEK
DAMN
İĞRENÇ
DAMN
KESİNLİKLE KABUL ETMEMEK
DAMN
LANET
DAMN
LÂNET
DAMN
LANET ETMEK
DAMN
LANETLEMEK
DAMN
MAHVETMEK
DAMN
REDDETMEK
DAMN
SON DERECE
damn
sövmek
DAMN
SUÇU YÜKLEMEK
damn
v.lanetle:adj.korkunç
damn all
hiçbir bok, hiçbir şey
Damn it!
Allah belasını versin
damn well
pekâlâ, çok iyi, kesinlikle
DAMNABLE
LANET OLASI
damnable
lanetli
damnable
melun, lanetli
DAMNABLE
SIKICI
DAMNATION
BELÂ
DAMNATION
LANET
DAMNATION
LANETLEME
DAMNATION
YIKIM
damnation
(i). Ianet, mahkumiyet, bela; cehennem mahkumiyeti. Damnationl Lanet olsun.
damnation
1.lanetleme, lanet, 2.lanetlenme
damnation
belâ
damnation
lanet
damnatory
(s). takbih veya lanet if ade eden veya onlara sebebiyet veren.
damnatory
lanetli
damned
(s). melun; mahkum; Allahin belasi. Damned if I know. Bilmem, Biliyorsam kahrolayim damnedest (s)., (i)., (k).dili en lanetli; cok sasirtici; (i). en iyisi, en gayretlisi. He did his damnedest to please them. Onlari memnun etmek icin elinden geleni yapti.
damned
1. lanetlenmiş, lanetli, 2. Allahın belası
DAMNED
ALLAH’IN BELÂSI
DAMNED
AŞIRI