Translate
"DENSE"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
dense
(s). sik, agir, koyu, kesif, kalin, kalabalik; kalin kafali, ahmak; (fiz). kirilma kuvveti cok olan (mercekcami); seffaf olma; kesif densely (z). kesif bir surette.
Dense
1) Yoğun 2) Kırılma imleci yüksekliği
dense
1.sıkışık, kalabalık, yoğun, 2.(sis, duman, vb.) yoğun, koyu, 3.(orman) sık, 4.aptal, kalın kafalı
dense
ağır
dense
ağır (yazı)
dense
ahmak
dense
kalabalık
DENSE
KALIN
DENSE
KALIN KAFALI
dense
kesif
DENSE
KOYU
dense
sık
dense
sık yoğun
DENSE
SIKIŞIK
dense
yoğun
dense crowd
büyük kalabalık
Dense crown
Yüksek yoğunluklu, kırılma imleci düşük optik cam
dense diplomatic traffic
yoğun diplomatik trafik
Dense flint
Yüksek yoğunluklu, kırılma imleci yüksek optik cam
dense fog
yoğun sis
DENSE FOG
Yoğun sis.
Dense shaped products
Biçimlenmişyoğun ürün (cam)
Dense soda ash
Granül soda
dense wave division multiplexing (DWDM)
yoğun dalga bölmeli çoğullama
dense wavelenght division multiplex (DWDM)
yoğunlaştırılmış dalga boyu bölmeli çoklama
dense wavelength division multiplex (DWDM)
yoğun dalga boylu bölmeli çoklama
densely
yoğun olarak
Densener
Soğutucu parça
DENSENESS
DARLIK
DENSENESS
SIKIŞIKLIK
DENSENESS
YOĞUNLUK