Translate
"Dark"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Dark
1.KARANLIK 2.KOYU 3.SİYAH TENLİ
dark
1.karanlık, 2.esmer, koyu, siyaha yakın, 3.gizli, karanlık
DARK
AKŞAM
DARK
ASIK SURATLI
DARK
BELİRSİZLİK
DARK
BİLGİSİZLİK
DARK
BULANIK
dark
cehalet içinde
dark
çapraşık
dark
esmer
DARK
ESRARLI
DARK
GİZLİ
DARK
GÖLGE
dark
habersiz
DARK
IŞIKSIZ
dark
kapanık
DARK
KARA
dark
karanlık
Dark
Karanlık, koyu
DARK
KASVETLİ
DARK
KORKUTUCU
Dark
Koyu
DARK
KOYU RENK
DARK
KÖTÜ
DARK
LOŞ
dark
müphem
DARK
ÜZÜNTÜLÜ
dark
zulmet
dark adaptation
karanlığa uyum
Dark adaptation
Karanlığa uyum (göz)
dark age
(bir şeyin gelişmeye başladığı) ilk dönem
dark ages
orta çağ
dark and narrow place
in gibi
Dark beer
Siyah bira
dark blue
lacivert
Dark brown
Koyu kestane (renk)
dark colored
esmer
Dark colour
Koyu renk
DARK CONTINENT
AFRİKA
Dark current
Boş akım (almaç)
dark current
karanlık akım
dark current
karanlık akımı
dark data
işlevsiz veri
dark data processing
kullanılmayan verinin işlemesi
dark discharge
karanlık deşarj
dark enough
yeterince karanlık
dark European honey bee; German bee
koyu Europian bal arılarının; alman arı
dark fiber
kullanılmayan lif
dark horse
hakkında az bilinen fakat beklenmedik bir şekilde başarılı olan ya da olma ihtimali bulunan siyasi lider
dark horse
yarışta kazanması umulmayan at
dark horse
yetenekleri bilinmeyen kimse
dark lantern
hırsız feneri
dark nebula
kara nebula
dark noise
karanlık gürültüsü
dark pattern
yanıltıcı arayüz
dark pattern strategy
yanıltıcı arayüz izlemi
dark red
koyu kırmızı
dark resistance
karanlık direnci
dark room
karanlık oda
Dark room lamps (photography)
Karanlık oda lambaları (fotoğrafçılık)
dark segment
karanlık kesim
dark spot
karanlık nokta
dark spots
güneşteki karanlık noktalar
dark star
ışık vermeyen yıldız
dark topic
karanlık konu
dark trace screen
karanlık izli ekran
dark web
saklı bilgiağı
dark world
karanlık dünya
darken
(birinin) tüm şanını yerle bir etmek
darken
(f). karartmak, kararmak; anlasilmasi zor hale getirmek; koyulasmak, esmerlesmek. darken one’s door birinin esigine ayak basmak.
darken
1.kararmak, 2.karartmak
DARKEN
BULANDIRMAK
darken
karar
DARKEN
KARARMAK
darken
karart
DARKEN
KARARTMAK
DARKEN
KARIŞTIRMAK
DARKEN
KOYULAŞMAK
DARKEN
KOYULAŞTIRMAK
Darken equation
Darken denklemi
darkened
v.karar:adj.kararmış
Darkening
Karartma
darkening
n.kararan:v.karar:prep.karararak
darker
adv.daha koyu:adj.koyu
darkest
en koyu
dark-eyed
kara gözlü
Darkfield
Karanlıkalan
Darkfield and scanning probe microscopes
Karanlıkalan ve tarama prob mikroskopları
Darkfield condenser
Karanlıkalan yoğunlacı, karanlık alan kondenseri
Darkfield detector
Karanlıkalan almacı
Darkfield electron microscopy
Karanlıkalanlı elektron mikroskopisi
Darkfield illumination
Karanlıkalanaydınlatması
Darkfield illuminator
Karanlıkalan aydınlatıcısı
Darkfield image
Karanlıkalan görüntüsü
Darkfield light microscope
Karanlıkalanlı ışık mikroskobu
Dark-field Microscope
Karanlık Saha Mikroskobu
Darkfield microscopes
Karanlıkalan mikroskopları
Darkfield microscopy
Karanlıkalan mikroskopisi
Darkfield objective
Karanlıkalan nesnel merceği, objektifi
Darkfield technique
Karanlıkalan yöntemi
DARKISH
ALACAKARANLIK
DARKISH
KOYU
DARKISH
MAT
DARKISH
SİYAHIMSI
darkish
1. siyahımsı, 2. mat, koyu
darkle
(f). karanlikta gozden kaybolmak; karanlik olmak.
DARKLING
KARANLIK
darkling
(z). (s). karanlikta; (s). karanlikta olan.
darkling
1. karanlıkta olan, 2. karanlıkta
darkling
karanlıkta olan
darkly
1. ümitsizce, 2. kasvetli bir şekilde
DARKLY
BELİRSİZCE
DARKLY
ESRARENGİZ BİÇİMDE
DARKLY
GİZEMLİ BİR ŞEKİLDE
DARKNESS
BİLGİSİZLİK
DARKNESS
BİLİNMEZLİK
DARKNESS
CEHALET
DARKNESS
ESRARENGİZLİK
DARKNESS
GİZLİLİK
darkness
karanlık
DARKNESS
KOYULUK
DARKNESS
KÖRLÜK
DARKNESS
KÖTÜLÜK
DARKNESS
LOŞLUK
darkNet
saklı ağ
darkroom
karanlık oda
Darkroom
Karanlık oda (foto)
DARK-SKINNED
ESMER
dark-skinned
esmer tenli
darky
(i)., (asag). zenci.
darky
zenci