Translate
"LAM"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
lam
(f.) (med, ming) (k.dili) dovmek, dayak atmak.
lam
(i.), (f.) (med, ming) argo kacis, tuyme; (f.) kacmak, tuymek, saklanmak; hizli kosmak. be on the lam (k.dili) acele tuymek, sirra kadem basmak, ortadan kaybolmak.
LAM
DAYAK ATMAK
lam
dövmek, dayak atmak
lam
kaçış
LAM
KAÇMAK
lam
saklanmak
lam
tüyme
lam
tüymek
LAM INTO
FIRÇA ATMAK
LAM INTO
SALDIRMAK
lama
(i.) Tibet’li Buda rahibi, Lama. Grand Lama Bas Lama, Dalay Lama.
lama
Budist rahip, lama
lama
lama
LAMA
TİBETLİ BUDA RAHİBİ
Lamagal
Lamagal
lamaism
tibet budizmi
lamasery
(i.) lama manastiri.
lamasery
lama manastırı
lamb
(i.), (f.) kuzu; kuzu eti; kuzu gibi masum ve zayif kimse; acemi borsaci; (f.) kuzulamak. Lamb of God Hz. lsa. lambkin (i.) kucuk kuzu, kuzucuk. lamblike (s.) kuzu gibi, iyi huylu, yumusak basli. lambskin (i.) kuzu derisi. lamb’s wool kuzu yunu.
lamb
1.kuzu, 2.kuzu eti, 3.kuzulamak
lamb
kuzu
Lamb
Kuzu etleri
lamb
kuzu gibi masum ve zayıf kimse
Lamb
Kuzu, kuzu eti
Lamb
KUZU, KUZU, KOYUN ETİ
Lamb and mutton
Kuzu ve koyun etleri
lamb chop
kuzu pirzola
lamb chop
kuzu pirzolası
Lamb chops
Kuzu pirzola
lamb curry
kuzu derisi
Lamb cutlet
Kuzu kotlet
lamb down (aus)
(birini) tüm parasını harcamaya ikna etmek
lamb roast
kuzu kebap
Lamb simmered first, then cooked in a pan with lettuce
Kapama
Lamb stew with vegetables
Türlü
Lamb stew with mixed vegetables
Orman kebabı
Lamb with okra
Etli bamya
Lamb’s feet
Paça
Lamb’s liver soup
Kuzu ciğeri çorbası
lamb’s quarter
kuzu budu
Lamb’s wool
Kuzu yünü
lambast
şiddetli bir şekilde azarlamak
lambaste
(f.), (leh.) dovmek, dayak atmak; fena azarlamak.
lambaste
1. dövmek, pataklamak, 2. dayak atmak
LAMBASTE
AZARLAMAK
lambaste
dayak at
lambaste
dayak atmak
LAMBASTE
DÖVMEK
LAMBASTE
FIRÇA ATMAK
LAMBASTE
PATAKLAMAK
lambasting
şiddetli bir şekilde azarlama
lambda
(i.) Yunan alfabesinin on birinci harfi olan L harfi.
Lambda calculus
Lamda hesabı
lambda switching
lambda anahtarlama
lambency
(i.) hafif parlaklik.
lambency
hafif parlaklık
LAMBENCY
PARLAKLIK
lambent
(s.) alev gibi yalayarak yayilan; hafifce parlayan (goz, gok). lambently (z.) alev gibi yayilarak.
Lambent
1) Parlakca; 2) Yalayan; Dokunup geçen
lambent
alev gibi yalayarak yayılan
LAMBENT
PARLAK
LAMBENT
PARLAYAN
lambent
yayılarak
lambert
lambert
Lambert
Lambert (parlaklık birimi)
lambert azimuthal equal area map projection
lambert azimutal eşit alan harita izdüşümü
lambert azimuthal polar map projection
lambert azimutal kutupsal harita izdüşümü
lambert bearing
lambert açısı
lambert central equivalent map projection upon the plane of the meridian
meridyen düzlemi üzerine lambert eş merkezli harita izdüşüm sistemi
lambert conformal chart
lambert açı korur hava/deniz haritası
lambert conformal conic map projection
lambert konformal konik harita izdüşüm sistemi
lambert conformal map projection
lambert açı korur harita izdüşüm sistemi
lambert equal area meridional map projection
lambert eş alan korur meridyen harita izdüşüm sistemi
lambert grid
lambert gridi
lambert zenithal equal area map projection
lambert zenital alan korur harita izdüşüm sistemi
Lambert’s law
Lambert yasası
Lambert’s law of illumination
Lambert’in aydınlatma yasası
Lambertian reflection
Lambert yansıması
Lamberton mill
Lamberton haddesi
lambing pen
kuzulama bölmesi
lambing rate
kuzulama oranı
LAMBKIN
KUZUCUK
LAMBLIKE
KUZU GİBİ
LAMBLIKE
MASUM
LAMBLIKE
UYSAL
lamblia
bazı türleri insan bağırsaklarında hastalığa sebep olan kamçılı protozonların bir cinsi
lambrequin
(i.) kapi veya pencere uzerine asilan sus, perde; ortacagda migferi muhafaza icin uzerine sarilan kumas parcasi.
lambrequin
kapı üzerine asılan süs, perde
lambrequin
pencere üstü süsü
lambrequin
perde
lambs wool
kuzu yünü
LAMBSKIN
KUZU DERİSİ
lambskin
kuzu derisi
lame
(i.) lame, dore.
lame
(s.), (f.) topal, ayagi sakat; eksik, kusurlu; ABD, argo habersiz; (f.) topal etmek veya olmak. lame back agriyan sirt. lame brain (k.dili) aptal. lame duck (bak.) duck lame excuse kabul edilmez ozur. lamely (z.) topallayarak. lameness (i.) topallik.
Lame
1) Topal; Aksak 2) Zırh levhası
lame
1.topal, aksak, 2.zayıf, inanılması güç, 3.topal etmek
LAME
AKSAK
LAME
EKSİK
lame
kusurlu
lame
lam
lame
lame
lame
orta çağda kullanılmış zırh levhası
LAME
SAKAT
LAME
SAKATLAMAK
LAME
TOPAL
LAME
TOPAL ETMEK
lame
topal(lamak)
lame
v.topal et:adj.topal
Lamé
Lâme (kumaş)
lame duck
1. işe yaramaz kimse, 2. sakat kimse
lame duck
kongre üyesi
LAME DUCK
SAKAT
lame excuse
1. kabul edilmez özür, 2. sudan bahane
Lame’s constant
Lame değişmezi
lamed
topal
lamella
(i.) (cog. lae, las) (anat.), (zool), (bot.) ince levha, lamel. lamellate(d) (s.) safihali, ince levhali, ince tabakali.
lamella
ince levha, pul
Lamella
Katman
lamella
lamel
LAMELLA
PUL
Lamellar
Katmanlı; Katmansal; Katmansı
LAMELLAR
PULLU
lamellar
pullu, katmanlı, yapraksı
lamellar
yapraklı
Lamellar cementite
Katmanlı sementit
lamellar cementite
lamel sementit
Lamellar eutectic
Katmanlı kolayerir;Katmanlı ötektik (metal)
Lamellar eutectoid
Katmanlı kolayerirsi; Katmanlı ötektoid
Lamellar graphite
Katmanlı grafit
Lamellar graphite
Katmanlı grafit; Yapraksı grafit
Lamellar microstructure
Katmanlı içyapı
Lamellar pearlite
Katmanlı perlit
Lamellar precipitation
Katmanlı çökelme
Lamellar pyrites (marcasite)
Katmanlıpiritler
Lamellar spacing
Katmansal aralık
Lamellar structure
Katmanlı yapı
lamellar structure
lame yapı
lamellar structure
tabakalı yapı
Lamellar tear
Katmanlı yırtılma
LAMELLATE
PULLU
lamelle
lamel
lameness
1. topallık, 2. zayıflık
LAMENESS
AKSAKLIK
LAMENESS
EKSİKLİK
LAMENESS
SAKATLIK
lameness
topallık
LAMENESS
ZAAF
LAMENESS
ZAYIFLIK