Translate
"Mark"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
mark
1.işaret, çizgi, im, 2.çizik, leke, 3.belirti, iz, alamet, 4.not, numara, 5.marka, 6.etiket, 7.iz, yara izi, 8.etki, iz, 9.damga, 10.hedef, nişan, 11.istenen düzey ya da nitelik, 12.işaret koymak, işaretlemek, 13.damgalamak, 14.not vermek, 15.göstermek, b
MARK
ALMAN MARKI
MARK
BELİRTİ
MARK
ÇİZGİ
MARK
ÇİZMEK
MARK
DAMGA
MARK
DAMGALAMAK
mark
dikkat etmek
MARK
DİKKATE ALMAK
mark
göstermek
MARK
HEDEF
mark
i. Alman parasi, mark; eskiden bir gumus veya altin tartisi.
mark
i. ilk Hristiyanlardan biri, Yani Ahdin ikinci kitabinin yazari, Markos.
mark
im
mark
im, belirteç
mark
im, işaret
Mark
İm; İşaret
mark
imlemek
mark
işaret
mark
işaret iz leke marka
mark
işaretlemek
MARK
İZ
mark
leke
mark
liyakat
MARK
MARK
MARK
MARKA
Mark
Marka, röper, i şaret, çizik
MARK
MİMLEMEK
MARK
NİŞAN
MARK
NOT
MARK
NOT VERMEK
MARK
PUAN
mark
şöhret
mark
v.işaretle:n.im
mark
v.işaretle:n.not
mark
yazmak
mark (to) (queen)
ana arıyı ışaretlemek
mark 85
mark85
mark 90
mark 90
mark an epoch
yeni bir devir açmak
MARK AN ERA
ÇIĞIR AÇMAK
mark down
1. (fiyatını) düşürmek, indirmek, 2. yazmak
MARK DOWN
DÜŞÜRMEK
mark down
fiyatını düşür
MARK DOWN
UCUZLATMAK
mark my words
buraya yazıyorum
MARK OFF
SINIRLARINI ÇİZMEK
MARK OUT
AYIRMAK
MARK OUT
PLANLAMAK
mark out
sınırlarını çiz
mark out
sınırlarını çizmek
mark reader
im okuyucu
mark reading
işaret okuma
mark revisions
değişiklikleri imle
mark scanning
işaret tarama
mark scanning document
işaret taramalı belge
mark sense card
işaret algılama kartı
mark sensing
işaret algılama
mark someone absent
yok yazmak
mark space ratio
darbe boşluk oranı
MARK TIME
BEKLEMEK
mark time
yerinde saymak
Mark to market
Piyasa değeri
mark up
(fiyat) zam yapmak
MARK UP
ÇİZMEK
MARK UP
YÜKSELTMEK
mark up
zam yap
mark, to
imlemek
markdown
fiyat indirimi
MARKED
BELİRGİN
Marked
Belirgin, göze çarpan, apaçık
MARKED
DİKKAT ÇEKİCİ
marked
ehemmiyetli
marked
göze çarpan
MARKED
İŞARETLİ
marked
s. ehemmiyetli, goze carpan, belirgin; isaretlenmis, damgasi olan. a marked difference belli bir fark. a marked man supheli adam; mimlenmis adam. mark’edly z. ehemmiyetli derecede.
marked
v.işaretle:adj.işaretlenmiş
marked price
etiket fiyatı
Marked, signed
İşaretli
markedly
önemli derecede
marker
1.işaretleyen şey, işaretleyici, 2.puan yazıcı
marker
belirteç, işaretleyici
marker
belirteç; imleyici
MARKER
DAMGA
MARKER
FOSFORLU KALEM
Marker
Gösterge
marker
i. isaret koyan kimse, markaci; isaret, damga. magic marker ispirtolu kalem.
marker
im
marker
imleyici
marker
işaret
marker
işaretleyici
MARKER
KEÇELİ KALEM
marker
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine çizilen desen taslağı
marker
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine desen taslağı çizen işçi
marker
markacı
marker antenna
marker anteni
Marker buoys
İşaret şamandıraları
Marker posts
Puan yazıcı direkler
marker pulse
marker darbesi
Markers
Marker kalemler
Markers
Markerler, işaretleme amaçlı kalemler
Markers for animals
Hayvanlar için damgalar
Markers for ski slopes
Kayak pistleri için işaretleyiciler
market
1.çarşı, pazar, 2.piyasa, 3.borsa, 4.istek, talep, 5.alışveriş yapmak, 6.satmak, satışa çıkarmak, 7.pazarlamak
MARKET
BORSA
market
çarşı
market
f. mal satmak veya satisa cikarmak; carsida alisveris etmek.
MARKET
PANAYIR
market
pazar
Market
PAZAR, PİYASA
MARKET
PAZARLAMAK
market
piyasa
MARKET
SATMAK
market
v.pazarla:n.pazar
Market analysis
Pazar çözümlemesi
market analysis
piyasa araştırması, piyasa analizi
market analyst
piyasa analizi
Market basket
Pazar sepeti
Market bridge institution
Piyasa oluşturucu köprü kuruluş
market cap
piyasa değeri
market condition
piyasa konjonktürü
Market conditions
Piyasa koşulları
market data
piyasa verileri
market day
çarşı günü, pazar günü
Market dealing, primary dealer
Piyasa yapıcılığı
market demand
pazar talebi, piyasa talebi
Market Demand
Pazardaki Talep
Market distortions
Piyasa şartlarının bozulması
Market dominance
Piyasa hakimiyeti
Market economy
Pazar / piyasa ekonomisi
Market economy
Pazar ekonomisi, piyasa ekonomisi
market economy
piyasa ekonomisi
Market failure
Pazar yetersizliği
market fluctuation
piyasa dalgalanması
Market forces
Piyasa güçleri
market forces
serbest piyasa kuralları, piyasa güçleri
market garden
bostan
market influences
piyasa etkileri
Market inspection
Piyasa denetimi
market investigation
pazar araştırması, piyasa araştırması
market leaders
piyasada rağbet gören ürünler
market letter
borsa cetveli
Market liberalisation
Piyasanın serbestleştirilmesi
market maker
pazar düzenleyicisi
Market maker institution
Piyasa oluşturucu kuruluş
Market openings
Piyasa açılımları
market order
piyasa emri, pazar emri
market oriented
pazara yönelik, pazara dönük
market participant
Piyasa katılımcısı
MARKET PLACE
PAZAR