Meaning of
"pazar"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
pazar
market
PAZAR
MARKET PLACE
PAZAR
MART
pazar
bazaar
pazar
fair
pazar
sunday
PAZAR
OUTLET
PAZAR (günü )
Sunday
Pazar / piyasa ekonomisi
Market economy
Pazar araştırması
MARKET RESEARCH
Pazar araştırması
Market search
pazar araştırması yapmak
conduct a market research
pazar araştırması, piyasa araştırması
market investigation
Pazar çözümlemesi
Market analysis
Pazar Değeri Yöntemi
Joint Product Method
pazar düzenleyicisi
market maker
Pazar eğilimi
Market trend
Pazar ekonomisi, piyasa ekonomisi
Market economy
pazar günleri
on sundays
pazar günü
on sunday
pazar günü
lord’s day
pazar günü (çoğu hristiyan için)
the sabbath
Pazar günü kalıbı
sunday funday
pazar günü, ilk gün
first day
pazar günüyle ilgili
dominical
pazar kurulan kasaba
market town
Pazar payı
Market share
pazar payı eşiği
market share threshold
Pazar sepeti
Market basket
pazar talebi, piyasa talebi
market demand
PAZAR YERİ
MARKET PLACE
pazar yeri
marketplace
PAZAR YERİ
EMPORIUM
Pazar yeri barınakları
Market shelters
Pazar yetersizliği
Market failure
pazar, carsi, icinde cesitli mallann satildigi carsi; kermes.
bazaar
PAZAR, PİYASA
Market
pazara yönelik, pazara dönük
market oriented
pazarcı
regrate
Pazardaki Talep
Market Demand
PAZARLAMA
MARKETING
Pazarlama
marketing
pazarlama araştırması
marketing research
pazarlama giderleri
cost or marketing
pazarlama gözlemci yazılımı
marketing cookie
Pazarlama İletişimi
Marketing Communications
pazarlama kurumu
marketing association
pazarlama mümessili
sales representative
Pazarlama programları
marketing programs
pazarlama şirketi
marketing company
Pazarlama Yetki Sahibi
Marketing Authorization Holder
Pazarlama yetkisi
Marketing Authorization
pazarlama yönetimi
marketing management
Pazarlama, satış
Marketing
pazarlamacı
marketing expert
PAZARLAMAK
MARKET
pazarlanabilir
marketable
pazarlığa açık
debatable
pazarlığa girişmek
enter into a bargain
PAZARLIK
BARGAIN
PAZARLIK
BARGAINING
pazarlık
bargain
pazarlık
bargaining
PAZARLIK
DEAL
pazarlık
higgling
PAZARLIK
CHAFFER
pazarlık
dicker
Pazarlık
NEGOTIATION
pazarlık
negotiation
PAZARLIK
HAGGLING
pazarlık
haggling
pazarlık eden kimse
bargainer
PAZARLIK ETMEK
BARGAIN
pazarlık etmek
do a bargain
PAZARLIK ETMEK
CHAFFER
PAZARLIK ETMEK
DICKER
PAZARLIK ETMEK
HAGGLE
pazarlık etmek, çekişmek, tartışmak
haggle
Pazarlık gücü
Bargaining power
Pazarlık usulü ihale
Negotiated tendering
PAZARLIK YAPMAK
HIGGLE
pazarlıkçı
bargainer
pazartesi
monday
pazartesi günü
on monday
pazartesi sendromuna neden olan haftanın ilk iş günü
blue monday
pazaryeri
market place