Translate
"SETT"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
SETT
KALDIRIM TAŞI
Settable
Ayarlanabilir
settee
(i.) kanepe.
settee
kanape
Settee
Kanepe
SETTEE
ŞEZLONG
Settees
Kanepeler
setter
(i.) dizici; seter (av kopegi).
SETTER
AV KÖPEĞİ
setter
bir tür av köpeği, seter
SETTER
DİZGİCİ
setter
dizici
SETTER
İHBARCI
SETTER
MAKİNEYİ HAZIRLAYAN İŞÇİ
SETTER
MUHBİR
SETTER
SETTER
SETTER-ON
KIŞKIRTICI
SETTER-ON
TAHRİKÇİ
SETTING
1)Gemiyi rotasına almak,koymak. 2)Ayarlamak
SETTING
BATIŞ
SETTING
BESTE
SETTING
BİLEME
SETTING
BİR KİŞİLİK YEMEK TAKIMI
SETTING
DEKOR
SETTING
DİZME
SETTING
DÜZENLEME
SETTING
HİKÂYENİN GEÇTİĞİ YER
SETTING
OLAY YERİ
SETTING
SAHNE
SETTING
SERTLEŞME (ÇİMENTO VB.)
SETTING
SET
SETTING FREE
SALIVERME
SETTING-UP
AYARLAMA
SETTING-UP EXERCISES
JİMNASTİK
setting
(i.) kakilmis sey, mucevher yuvasi; bir defada kuluckaya konulan yumurtalar; tiyatro dekor; konunun gectigi yer ve zaman, ortam; batma, gurup; bir kisilik yemek takimi; beste.
setting
1.koyma, yerleştirme, 2.batma, 3.çerçeve, yuva, 4.konunun geçtiği yer ve zaman, ortam, 5.bir kişilik yemek takımı
setting
ayar
Setting
Ayarlama
setting
batma
setting
beste
setting
gurup
setting
hikayenin geçtiği yer
Setting
Kurma
setting
n.ayar:v.ayarla:prep.ayarlayarak
setting
n.kurma:v.kur:prep.kurarak
setting
ortam
Setting
Tutturma; bağlama (kimya)
setting
yuva ve tırnakları (mücevher için)
Setting (Laying up)
1) İstifleme2) Taşlama tezgahına yerleştirme (cam)
Setting diagram
Ayarlama şeması
Setting gear lever
Vites kolu ayarları
Setting mechanism
Ayar mekanizması
Setting of governor
Regülatörün ayarlanması
Setting range
Ayar aralığı
Setting rate
Biçimlendirilememe sıcaklığına ulaşma süresi (cam)
Setting ring
Ayar halkası, ayar bileziği
Setting solenoid
Solenoid motor / Regülatör
Setting spindle
Ayar mili
setting sun
akşam güneşi
setting tab stops
sekme duraklarını belirleme
Setting the bearing preload
Rulman ön yükü ayarı
setting the format
biçim ayarlanıyor
Setting the injection timing
Pompa sente ayarı
setting up
kurma
Setting up
Monte etme
Setting value
Set değeri
Setting wheel angles
Tekerlek ön düzen-açı ayarı
SETTLE
1)Bir kara parçasını veya feneri,uzaklaşırken ufukta kaybetmek. 2)Hesap görmek,ödemek. 3)Havanın kalması.Bir yönde karar kılması.
settle
1.-de koloniler kurmak, 2.yerleşmek, 3.konmak, 4.(rahat edecek şekilde) yerleştirmek, 5.yatıştırmak, 6.yatışmak, 7.halletmek, çözmek, tatlıya bağlamak, 8.karara bağlamak, kararlaştırmak
Settle
1.DURUP DİNLENMEK 2.ALIŞMAK 3.YERLEŞMEK
SETTLE
ADAPTE OLMAK
SETTLE
ANLAŞMAK
SETTLE
AYAK UYDURMAK
SETTLE
BAĞLAMAK (NAFAKA)
SETTLE
BANK
SETTLE
BASTIRMAK
SETTLE
BELİRLEMEK
SETTLE
BERRAKLAŞMAK
SETTLE
ÇÖKELMEK
SETTLE
ÇÖKMEK
settle
çöküp daha sıkışık olmak (kuru bir madde)
Settle
Dibe çökmek/yerleşmek
SETTLE
DİBE OTURMAK
SETTLE
DURULMAK
settle
düzeltmek
settle
göstermek
SETTLE
HAFİFLEMEK
settle
halletmek
SETTLE
KARAR KILMAK
SETTLE
KARAR VERMEK
SETTLE
KARARLAŞTIRMAK
SETTLE
KONMAK
SETTLE
OTURMAK
settle
oturmak yerleşmek
SETTLE
ÖDEMEK
settle
sabit
settle
sakinleştirmek
SETTLE
SIRA
SETTLE
SÜZMEK
SETTLE
TAHTA KANAPE
settle
tasman meydana gelmek (binada)
SETTLE
TÜNEMEK
SETTLE
UYUM SAĞLAMAK
SETTLE
YATIŞMAK
SETTLE
YATIŞTIRMAK
SETTLE
YERİNE GETİRMEK
settle
yerleş
SETTLE
YERLEŞMEK
SETTLE
YERLEŞTİRMEK
Settle
yerleştirmek, yerleşmek
SETTLE
YETİNMEK
settle (to) in hive
kovanında yerleşmek
settle (to); cluster (of swarm)
oğul dölü toplamak
SETTLE A DISPUTE
ARA BULMAK
SETTLE ACCOUNTS WITH
HINCINI ALMAK
settle accounts with
hıncını almak
settle an account
hesabı ödemek
settle an account with sb
hesaplaşmak
settle down
1. oturmak, yerleşmek, 2. yatırmak, oturtmak, yerleştirmek
SETTLE DOWN
DURULMAK
SETTLE DOWN
KURULMAK
settle down
rahat bir şekilde oturmak
settle down
sakin olmak
settle down
yerleş
settle down
yerleşmek
settle down
yola gelmek
SETTLE DOWN TO
DİKKATİNİ VERMEK
settle down to
kendini adamak
SETTLE DOWN TO
KOYULMAK
SETTLE FOR
KABUL ETMEK
SETTLE FOR
KABULLENMEK
settle for
razı ol
SETTLE FOR
RAZI OLMAK
settle for
razı olmak, fit olmak
settle for account
vadeli satmak
SETTLE IN
BASTIRMAK
settle in
1. alışmak, 2. alışmasına yardımcı olmak
settle in
yerleş
Settle mark (Settle wave)
Yerleştirme izi(cam)
SETTLE ON
AZMETMEK
SETTLE ON
UZLAŞMAK
settle sb’s hash
birinin çanına ot tıkamak
settle scores
hesaplaşmak
SETTLE SMB.’S HASH
SUSTURMAK
settle up
ödemek, hesabını kapatmak
settle up with
hesap öde
Settle wave
Yerletirme dalgası (cam)
SETTLE WITH
ANLAŞMAK
SETTLE WITH
UZLAŞMAK
settled
1.sabit, değişmez, yerleşmiş, 2.yerleşik, 3.meskûn, oturulan, şenelmiş