Translate
"Trace"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
trace
1) iz; 2) tarihçe
Trace
1)Koşum kayışı (at arabası);2)Krank kolu(mak) 3) İz 4) Eser (miktar)
trace
1.izini sürmek, izlemek, 2.bulmak, 3.ortaya çıkarmak, 4.(kopya kâğıdıyla) kopyasını çıkarmak, 5.iz, 6.az miktar, zerre, 7.kalıntı
TRACE
BELİRTİ
TRACE
ÇİZMEK
TRACE
DAYANDIRMAK
TRACE
DAYANMAK
trace
eser
Trace
Eser/İz
trace
i. arabanin kosum kayisi; mak. hareket aktarmak icin iki parcayi birlestirip isleten cubuk. kick over the traces gemi aziya almak.
TRACE
İPUCU
TRACE
İŞARET
trace
iz
Trace
İZ, İZ SÜRMEK
trace
iz, izlemek
TRACE
İZİNDEN GİTMEK
trace
izlemek
TRACE
KOPYA ETMEK
trace
oymak
TRACE
PATİKA (ORMAN)
TRACE
TASARLAMAK
trace
v.izle:n.iz
trace
zerre
trace and match
takip et ve eşleştir, iz sür ve eşleştir
trace and write
izle ve yaz
trace data
izleme verisi
trace detector
iz dedektörü
trace detector operator
iz dedektörü operatörü
trace edges
kenarlara iz koy
trace element
azrak element, az rastlanan element
trace element
eser element
Trace element
İz öge, belirtisel öge; eser öge
trace elements
tatlısu ve tuzlu su akvaryumlarında gerekli olan elementlere verilen genel isim
trace file
izleme kütüğü
trace log
izleme günlüğü
trace of a matrix
matrisin izi
trace off strap pattern
izleyici şerit dizini
TRACE OVER
KOPYA ETMEK
trace program
izleme programı
trace program
takip programı
trace routine
izleme yordamı
trace table
izleme çizelgesi
trace the shape of
taslağını yap
trace to
bırakılan izlerin birini belirli bir yere kadar götürmesi
trace to
saptamak (silsileyi geçmişte belirli bir zamana kadar)
trace to
uzanmak (geçmişte belirli bir zamana kadar)
Trace, mark
İz
Traceability
İzlenebilirlik
traceability data
izlenebilirlik verisi
TRACEABLE
İZLENEBİLİR
traceable
izlenir
traceable identity
izlenebilir kimlik
trace-based
izleme tabanlı
trace-based real-time service
izleme tabanlı gerçek zamanlı hizmet
Traceble
İzlenebilir
Tracer
1) İzleyici (madde)-(cam)2) İzleyen (şey); 3) Çizgi çizer, terzi ruleti
tracer
1. kopya makinesi, 2. izli mermi
tracer
i. izleyen sey veya kimse; kopya cikaran alet; kayip seyleri sorusturma belgesi; terzi ruleti; tib. hastaligin yerini saptamak icin vucuda zerkedilen radyoaktif izotop. tracer bullet giderken havada iz birakan kursun.
TRACER
İZ BIRAKAN ŞEY
TRACER
İZLEYEN
tracer
izleyici
TRACER
İZLİ MERMİ
TRACER
KOPYA MAKİNESİ
tracer
kopyalama cihazı
TRACER
TEKNİK RESSAM
TRACER
TERZİ RULETİ
tracer bullet
izli mermi
tracer element
izleyici element
Tracer gas
İzleme gazı, test gazı
traceroute
iz yolu
Tracers
Kopyalama aletleri
tracery
i. oyma tasta yapraksi sus.
tracery
mimari çalışma
TRACERY
YAPRAK ŞEKLİNDE OYMA
Traces
iz, izlemek, kopya etmek