Translate
"an"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
an
(art.) bir
an
bir
an
bir (ünlülerden önce)
an
bir unlu ile baslayan kelimelerden evvel kullanilan belgesiz sifat; bir. - ana- onek yukari; tekrar
an
tekrar
an-
değil anlamı veren ön ek
an additional
ilaveten
an advice from me
benden bir tavsiye
an airtight document
kapı gibi belge
an anonymous listener
adını vermek istemeyen bir dinleyici
an anonymous listener
ismini vermek istemeyen bir dinleyici
an anonymous watcher
ismini vermek istemeyen bir izleyici
an apple a day keeps the doctor away
elma girmeyen eve doktor girer
an arm of flesh
insan gücü
an awful time
berbat bir zaman
an early bird
sabah kuşu
an essential role
önemli bir rol
an excellent shot
harika bir atış
An expander
Yay barındırır
an extent
bir dereceye kadar
an extra
extra bir
An eye for an eye
Göze göz dişe diş
an honest joe
kendi halinde insan
an hour ago
bir saat önce
An hour or so
Bir saate kadar
an identifying mark on the suspect
şüphelinin üzerinde kimlik tespitinde yardımı dokunabilecek bir işaret (dövme/ben vb)
an idle hour
boş vakit
an important health problem
önemli bir sağlık sorunu
an important problem
önemli bir sorun/problem
an important role
önemli bir rol
an important step
önemli bir adım
an irrefutable document
kapı gibi belge
An off day
Kötü gün
an off street
sapa bir sokak
an offer too good to refuse
reddedilmeyecek kadar iyi bir teklif
an old chestnut
kabak tadı vermiş konu/şaka
an old shoe
eski/gösterişsiz/iddiasız ama rahat
an open secret
herkesçe bilinen bir sır
AN OPEN SORE
AÇIK YARA
an ordinary human being
normal bir insan
AN OUTRAGE UPON DECENCY
TECÂVÜZ
AN OUTRAGE UPON JUSTICE
ADALETSİZLİK
an outstanding beauty
dünya güzeli
An ulcer
Ülser
an uncertain world
belirsizliklerle dolu bir dünya
an uncertain world
şüphelerle dolu bir dünya
an undeniable/indisputable document
kapı gibi belge
An unsuitable time
Münasip olmayan bir zaman
an upright man
adam gibi adam
An upset stomach
Hazımsızlık
an/arc 190v
an/arc 190v
an’t
değil (aren’t)
an’t (dialect)
değil (ain’t)
ana
(z)., (ecza). her cinsten ayni miktarda (recete).
ana
sonek (-e). ait olan koleksiyon: Americana, Shakespeareana.
ana-
(önek) yukarı, tekrar
ANABAPTISM
ANABATİZM
ANABAPTIST
ANABATİST
anabaptism
vaftize karşı çıkan mezhep
anabaptism
vaftizi reddetme
anabaptist
(i)., (kil). cocuklarin vaftizini reddeden bir Hiristiyan mezhebine mensup kimse.
anabaptist
vaftize karşı çıkan kimse
anabaptist
vaftizi reddeden bir mezhep
anabasis
(i)., (tar). bir ordunun deniz kiyisindan iceriye dogru girisi (ozellikle ksenofon’un katildigi Fars seferi, M.O.401); (tib). atesin yukselmesi
anabasis
ateşin yükselmesi
ANABATIC
Isınan havanın yukarı doğru hareketi.
anabatic wind
anabatik rüzgar
anabatic wind
anabatik rüzgâr
ANABOLISM
ANABOLİZMA
anabolic
anabolik
anabolic
yapıcı metabolizmaya ait
anabolism
(i)., (biyol). yapici metabolizma.
anabolism
anabolizma
anabolism
yapıcı metabolizma
ANACHRONISM
ANAKRONİZM
ANACHRONISM
KRONOLOJİK HATA
ANACHRONISM
TARİH HATASI
ANACHRONISTIC
KRONOLOJİK HATAYLA İLGİLİ
anachronic
tarih hatasına ait
anachronism
(i). tarih hatasi, bir sahis veya olayi gercek devrinden baska bir tarihte gosterme.
anachronism
çağ aşımı
anachronism
tarih hatası
anacidity
anasidite
anacin iii®
iltihap tedavisinde kullanılmayan ancak hafif ağrı kesici olarak kullanılan analjezik bir ilaç
anaclitic
ebeveynine benzeyen eş seçme ile ilgili
anacoluthon
(i). (gram). bir cumle icinde anlam uyusmazligi.
ANACOLUTHON
ANAKOLÜT
anaconda
(i)., (zool). Guney Amerika’ya mahsus bir ,cesit buyuk boa yilani; herhangi bir cesit boa yilani.
anaconda
anaconda yılanı
anaconda
anakonda
anacreon
(i). eski bir Yunan lirik sairi, Anakrion. Anacreon’tic (s)., ,siir Anakrion’un lirik uslubuyla ilgili.
ANACREONTIC
ANAKRİON’UN USLÜBUYLA
anacrotic
anakrotik
anacrotism
anakrotizm
anacusia
anakuzi
Anadem
Çiçekli tac
anadicrotic
anakrotik
anadicrotism
anakrotizm
ANAEMIA
ANEMİ
ANAEMIC
ANEMİK
ANAEMIC
KANSIZ
ANAEMIC
SOLGUN
anaemia
(i)., (tib). kansizlik, anemi. anemic (s). kansiz, anemik.
anaemia
anemi
anaemia
anemik
anaemia
bak anemia
anaemia
kansızlık
anaemia
kansızlık, anemi
anaemic
anemili
anaemic
kansız, anemili, anemik
Anaerob
Anaerob
anaerobe
anaerob
anaerobe
havasız yerde yaşayabilen
anaerobe
havasız yerde yetişip yaşayabilen mikroorganizma
anaerobic
(s)., (biyol). oksijensiz yasayabilen; oksijenin yoklugu ile ilgili veya oksijen yokluguna ait.
anaerobic
anaerobik
anaerobic
anaerobik, havasızyaşayan
Anaerobic
Havasız
anaerobic
havasız yerde yaşayabilen
anaerobic
havasız yerde yetişip yaşayabilen
anaerobic
oksijensiz yaşayabilen
Anaerobic adhesive
Havasız yapıştırıcı
anaerobic bacteria
oksijensiz yaşayabilen bakteri
anaerobic bacteria
oksijensiz yaşayabilen bakteriler
anaerobic exercise
oksijensiz çalışma
Anaerobic organisms
Havasız organizmalar
anaerobic respiration
oksijensiz solunum
ANAESTHESIA
ANESTEZİ
ANAESTHESIA
HİSSİZLİK
ANAESTHESIA
UYUŞTURMA
anaesthesia
(bak). anesthesia.
anaesthesia
anestezi
anaesthesia
anestezi, duyum yitimi
Anaesthesia and resuscitation
Anestezi ve canlandırma
Anaesthesia and resuscitation devices
Anestezi ve canlandırma cihazları
Anaesthesia devices
Anestezi cihazları
Anaesthesia mask
Anestezi maskesi
anaesthesie
anestezi
ANAESTHETIC
ANESTETİK
ANAESTHETIC
UYUŞTURUCU
ANAESTHETIST
ANESTEZİ UZMANI
ANAESTHETIST
NARKOZCU
ANAESTHETIZE
NARKOZ VERMEK
ANAESTHETIZE
UYUŞTURMAK
ANAESTHETIZE
UYUTMAK
anaesthetic
anestetik
Anaesthetic
Uyuşturucu
Anaesthetic apparatus
Anestezi cihazları
Anaesthetic apparatus and instruments
Anestezi cihaz ve aletleri
Anaesthetic masks
Anestezi maskeleri