Translate
"cham"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
cham
(i)., (eski). kagan, han.
cham
han
chamber
1.oda, 2.meclis, oda, kamara, 3.özel bir amaç için ayrılmış oda, 4.kapalı bölüm, odacık, 5.ilginç, düşündürücü, uğraştırıcı olma, 6.jüri üyesine itiraz
CHAMBER
BOŞLUK
CHAMBER
BÖLME
CHAMBER
BÜRO
chamber
daire
Chamber
Dolap (Stabilite)
CHAMBER
KABUL SALONU
Chamber
Kapalı Yer
chamber
komisyon
chamber
mahkeme
chamber
oda
Chamber
Oda (Stabilite)
chamber
oda salon meclis
Chamber
Oda, hazne
Chamber
Tank (İTK)
chamber
v.oda ver:n.oda
CHAMBER
YASAMA MECLİSİ
CHAMBER
YATAK ODASI
Chamber
yatak odasi, özel oda, daire, mahkeme, komisyon, kamara, ingiliz yasama meclisi, fisek yatagi
chamber blasting
odalı patlatma
chamber counsel
müşavir avukat
chamber drying
kompartman kurutması
chamber fellow
aynı odayı/bölmeyi kullananların her biri
Chamber klin
Tünel fırın, Tek bölmeli fırın
chamber music
oda müziği
chamber of accounts
sayıştay
chamber of agriculture
ziraat odası
chamber of architects of turkey (cat)
(türkiye) mimarlar odası
chamber of commerce
ticaret odası
chamber of commerce and industry
ticaret ve sanayi odası
chamber of digital commerce
sayısal ticaret odası
Chamber of Industry
Sanayi Odası
chamber of industry
sanayi odası
chamber of interior architects of turkey
türkiye içmimarlar odası
Chamber of Maritime Trade
Deniz Ticaret Odası
chamber of shipping
armatörler birliği
chamber of translation
tercüme odası
chamber orchestra
oda orkestrası
chamber pot
küvet
chamber pot
lazımlık
chamber pot
oturak
CHAMBER POT
SÜRGÜ
Chamber pots
Lazımlıklar
chambered
v.oda ver:adj.oda verilmiş
chambered spirit level
odalı kabarcıklı düzenç
CHAMBERLAIN
KÂHYA
CHAMBERLAIN
TEŞRİFATÇI
chamberlain
(i). mabeyinci, tesrifatci; kahya, kethuda; muhasebeci, haznedar.
chamberlain
kâhya
chamberlain
kethüda
chamberlain
mabeyinci
chamberlain
muhasebeci
chamberlain
saray nazırı, mabeyinci
chamberlain
teşrifatçı
CHAMBERMAID
ODA HİZMETÇİSİ
chambermaid
(i). oda hizmetcisi.
chambermaid
oda hizmetçisi
chambray
(i). iki renk iplikle dokunmus pamuklu kumas.
chambri
papua yeni gine halkı
chameleon
(i). bukalemun, (zool). Chamaeleon vulgaris; sik sik fikir ve tavir degistiren kimse.
chameleon
bukalemun
Chamet Bronze A
Chamet A Tuncu
chamfer
(i)., (f). sev, oluk, kanal, yiv; (f). oluk acmak, pahini almak. chamfer bit havsa.chamfer plane pah rendesi.
chamfer
1. oluk, yiv, şev, 2. oluk açmak, yiv açmak
chamfer
kanal
chamfer
kırma, pah, yiv, oluk
CHAMFER
OLUK
chamfer
oluk aç
CHAMFER
OLUK AÇMAK
chamfer
şev
chamfer
yiv
chamfer angle
kırma açısı, pah açısı
Chamfer angle
Oluk açısı
chamfer length
kırma boyu, pah boyu
chamfer plane
pah rendesi
Chamfer1
1) Pah; Şev; Oluk 2) Eğiklik
Chamfer2
Oluk açma (pencere camı)
chamfered
1. oluklu, yivli, 2. pahlı
chamfered
yivli
Chamfering
Pah verme;Pahını alma;Sivriliğ giderme;Yiv açma;Oluk açma
chamfering machine
yiv açma makinesi
Chamfering machines
Pah kırma makineleri
Chammotte
Şamot
chammy
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri
chammy leather
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri
CHAMOIS
DAĞ KEÇİSİ
CHAMOIS
DAĞKEÇİSİ
CHAMOIS
ELİK
CHAMOIS
GÜDERİ
CHAMOIS LEATHER
GÜDERİ
chamois
(i)., (cog chamois) dag kecisi, (zool). Rupicapra; bu hayvanin derisi, guderi. chamomile (bak). camomile.
chamois
dağ keçisi
chamois
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri
chamois
güderi
chamois
güderi parçası (madeni yüzeyleri parlatmak için kullanılan)
chamois leather
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri
chamois leather
güderi
Chamois leather
Güderiler
Chamois leather and combination chamois leather
Güderi ve güderi bileşenleri
chamomile
papatya
Chamomile
Sarı papatya
Chamomile tea
Papatya çayı
Chamosite
Şamosit; Demir silikat
champ
(f). isirmak, cignemek; gurultu ile cignemek; isirma ve cigneme hareketleri yapmak; ceneyi ve disleri cigner gibi oynatmak.
champ
(i)., argo sampiyon.
CHAMP
ÇİĞNEMEK
CHAMP
ISIRMAK
champ
şampiyon
champ
v.ısır:n.şampiyon
champ at the bit
1. gemini ısırmak, 2. kabına sığmamak
champagne
(i)., (s). sampanya; sampanya rengi, ucuk veya yesilimsi sari renk; (s). sampanyaya ait; bu renkte olan.
champagne
şampanya
CHAMPAGNE
ŞAMPANYA RENGİ
Champagne (important: excluding alcohol duty)
Şampanya (NOT: Alkol vergileri hariç)
Champagne bottle
Şampanya şişesi
Champagne buckets
Şampanya kovaları
champagne powder
tipik olarak kuzey amerika’nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar
Champagne stopper
Şampanya tıpası
Champagne-type drinks
Şampanya tarzı içecekler
champaign
(i)., (s). ova, duzluk arazi, kir; (s). duz ve acik.
champaign
kır
champaign
ova
Champaigne stopper
Şampanya tıpası
champerty
(i)., (huk). baskasina ait olan bir dava hakkinin satin alinmasi.
CHAMPION
DESTEKLEMEK
CHAMPION
EN İYİ
CHAMPION
GALİP
CHAMPION
MÜDAFAA ETMEK
CHAMPION
MÜKEMMEL
CHAMPION
SAVUNMAK
CHAMPION
SAVUNUCU
CHAMPION
ŞAMPİYON
CHAMPION
ÜSTÜN NİTELİKLERE SAHİP KİMSE
CHAMPIONSHIP
ŞAMPİYONLUK
CHAMPIONSHIP
ÜSTÜNLÜK
champignon
..yenilebilen mantar.
champion
(f). savunmak, mudafaa etmek; tarafini tutmak, destek olmak.
champion
(i)., (s). sampiyon, bir karsliasmada birinci gelen kimse; savunucu kimse, mudafaa eden kimse; mucadeleci kimse; (s). galip. championship (i). sampiyonluk.
champion
1.şampiyon, 2.savunucu, destekleyici, 3.desteklemek, savunmak
champion
çok yetenekli kimse
champion
savunmak
Champion
şampion
champion
şampiyon
champion
üstün niteliklere sahip kimse
champion
v.savun:n.şampiyon
championship
1.şampiyona, 2.şampiyonluk
championship
şampiyona
Championship
şampiyonluk