Translate
"de"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
de
aşağı
de
doktor mühendis
de
mahrum
de
onek -den, -dan, asagi, tamamen, mahrum.
de
tamamen
de-
(önek) -den, -dan, aşağı, tamamen, mahrum
de Broglie equation
de Broglie denklemi
de broglie wave
de broglie dalgası
de Broglie wavelength
de Broglie dalga boyu
de broglie wavelength
de broglie dalgaboyu
de energize
enerjisini harca
de facto
fiili, bilfiil
de facto bankruptcy
fiili iflas
De facto free movement
Fiilen serbest dolaşım
De facto government
De facto hükümet
de facto recognition
fiili olarak tanıma
DE JURE
HAKLI OLARAK
De jure
Yasal, meşru
de jure
yasaya göre, yasal olarak
De jure and de facto difference
Hukuki ve fikri farklılık
De jure or de facto directors
Hukuken ve fiilen yönetim yetkisine sahip olan yöneticiler
de jure recognition
bir devleti hukuki olarak tanıma
De Laval turbine
De Laval türbini
de luxe
lüks, görkemli
de profundis clamavi ad te domine
derinliklerden sana seslendim ya rab
DE TROP
FAZLA
DE TROP
FAZLALIK
de trop
istenmedik, fazlalık, fazla
de/anti icing vehicle
de/anti icing aracı
deacidification
asidini giderme
deacidify
asidini gidermek
deacon
(i)., (f). diyakoz, kilise veya cemaat islerinde gonullu olarak papaza yardim eden kimse; (f)., (k). dili ilahileri satir satir okumak; goz boyamak.
DEACON
DİYAKOZ
deacon
kilise işlerinde papaza yardımcı kimse, diyakoz
DEACONESS
KADIN DİYAKOZ
DEACONRY
DİYAKOZLUK
DEACTIVATE
DEVRE DIŞI BIRAKMAK
DEACTIVATE
DURDURMAK
DEACTIVATE
ETKİSİZ HALE GETİRMEK
DEACTIVATE
ETKİSİZLEŞTİRMEK
deactivate
(f). calisamaz duruma getirmek.
deactivate
ekinliğini kaldırmak, işlem dışı bırakmak
deactivate
etkinliğini gidermek
deactivate
etkinliğini kaldır
deactivate
etkinliğini kaldırmak
deactivate (v)
etkinliğini kaldırmak
deactivation
deaktivasyon, etkinlik giderme
deactivation
etkinliğin kaldırılması
Deactivation
Etkinsizleştirme
Deactivation
Etkizleştirme
Deactivator
Etkinsizleştirici, durultucu
DEAD
ACIMASIZ
dead
adv.aniden:adj.ölü
DEAD
AŞIRI
dead
ballıbaba
DEAD
BOZUK
DEAD
BÜSBÜTÜN
DEAD
CANSIZ
DEAD
ÇIKMAZ
DEAD
ÇOK
DEAD
DERMANSIZ
DEAD
DONUK
dead
duygusuzluk
dead
gerilimsiz
dead
hareketsiz
DEAD
KESKİN
dead
1.ölü, 2.ölmüş, işi bitmiş, geçersiz, 3.bozuk, 4.tam, 5.uyuşmuş, uyuşuk, hissiz, 6.cansız, renksiz, sıkıcı, 7.çok yorgun, 8.hareketsiz/ölü vakit, 9.ansızın ve tümüyle, 10.tamamen, tam, 11.doğrudan doğruya, direk olarak
DEAD
KULLANILMAYAN
dead
müteveffa
DEAD
ÖLMÜŞ
dead
ölü
Dead
ÖLÜ
DEAD
ÖLÜ ZAMAN
dead
renksiz
dead
solgun
DEAD
SÖNMÜŞ
dead
sönük
DEAD
TAM
DEAD
TAMAMEN
DEAD
UNUTULMUŞ
Dead - beat
Bitkin bir halde
dead account
ölü hesap
DEAD AGAINST
MUHALİF
dead ahead
dosdoğru
DEAD AHEAD
Tam pruvada.
DEAD ALIVE
RUHSUZ
DEAD ALIVE
SIKICI
dead and alive
ölü gibi
Dead angle
Ölü açı
Dead annealing
Tam tavlama
dead as a dodo
ölmüş, tarihe karışmış
DEAD ASTERN
Tam kıçta.
dead ball
saha dışına çıkmış top
dead band
ölü bölge
dead band
ölü kuşak
dead band
ölü kuşak
dead beat
bitkin, yorgunluktan ölmüş
dead birth
ölü doğum
dead body
ceset
dead capital
ölü sermaye
dead cargo
boş yük
dead center
sabit punta
dead center
tam orta
Dead centre
Ölü merkez
dead centre
ölü nokta
Dead circuit
Gerilimsiz devre
Dead colours
Ölü renkler, sönük renkler
Dead corner
Ölü köşe
Dead cotton
Olgunlaşmamış pamuk
Dead dolomite
Tam pişmiş dolomit
dead drunk
bulut gibi sarhoş
DEAD DRUNK
KÜFELİK
dead end
1. açmaz, çıkmaz, 2. çıkmaz sokak, 3. küldösak, kör baca
dead end
boru son ucu
dead end
çıkmaz
DEAD END
ÇIKMAZ SOKAK
dead end street
çıkmaz sokak
dead from the neck up
anlama yeteneğinden yoksun
dead head
boş olarak kalkan tren, otobüs v.b
dead heat
berabere biten yarış
dead heat
berabere biten yarış, başabaş biten yarış
dead horse
alakasız konu
DEAD IN THE WATER
Gemi durur vaziyette.
dead in someone’s tracks
tam orada
dead key
boş tuş
dead key
konum atlatmayan tuş
dead language
ölü dil
Dead layer
Ölü katman (yarı iletken)
dead letter
hükmü kalmamış kanun
dead letter
üzerinde durmaya değmeyecek kadar önemsiz konu
DEAD LIGHT
Lumbuz kör kapağı
DEAD LINE
Bir geminin güvenle seyredebileceği,harita üzerindeki hat.
Dead lime
Aşırı yanık kireç, harç kireci
dead line
ölü hat
Dead line
Ölü hat, akımsız hat
dead load
kalıcı yük
dead load
ölü yük
Dead load
Ölü yük, hareketsiz yük
dead loan
batık kredi
dead loss
tam ziyan, kesin zarar, kesin kayıp
dead march
cenaze marşı
Dead mild steel
Yumuşak çelik
dead money
ölü para
DEAD NEAP
Kabarma alçalmada ölü yüksek suyun en alt değeri.
dead nettle
ısırgan otu, ballıbaba
Dead on end
doğrudan doğruya
DEAD ON END
Rüzgar tam pruvada.
Dead on end
Tam karşısında
Dead on the mark
doğrudan doğruya
Dead on the mark
Tam karşısında