Translate
"fine"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
fine
(i)., (f). para cezasi; (f). para cezasina carptirmak. finable (s). para ile cezalandirilabilir, para cezasi verilebilir.
fine
(i)., (muz). son.
Fine
1)İnce, Küçücük; 2) Hassas; 3) Para cezası
Fine
1.İYİ, İNCE, KÜÇÜK 2.PARA CEZASI
fine
açık
fine
ala
fine
duygulu
fine
güzel
fine
güzellik
fine
halis
fine
hassas
fine
hoş
fine
ince
fine
1.para cezası, 2.para cezasına çarptırmak, 3.güzel, iyi, yakşı, kaliteli, 4.çok ince, incecik, 5.ince, küçük, kırıntılar halinde, 6.(hava) güzel, açık, parlak, 7.sağlıklı, rahat, keyfi yerinde, 8.(iş) dikkatli, iyi, ustaca yapılan, 9.(maden) saf, som, 10.
fine
ince güzel zarif hoş
fine
iyi
fine
katışıksız
fine
katkısız
fine
mükemmel
fine
para cezası
fine
para cezası vermek
fine
zarafet
fine
zarif
Fine adjustment
İnce ayar
fine aggregate
ince agrega
Fine and various chemical products
İnce ve çeşitli kimyasal ürünler
fine and you
iyi/iyiyim ya sen/siz?
Fine annealing
Hassas tavlama,İnce tavlama, Özenli soğutma (cam)
fine art
güzel sanat
Fine arts
Güzel sanatlar
Fine as a fiddle
Çok güzel
Fine blanking
Hassas zımbalama
Fine ceramics
İnce (taneli) seramikler
Fine china
İnce çin porseleni
fine coal
ince kömür
Fine coal dust
İnce kömür tozu
Fine crusher
İnce kırıcı; Hassas kırıcı
Fine crushing
İnce kırma
Fine cutting
Hassas kesim (cam)
Fine dining
Aristokrat yemek düzeni
fine earth
ince toprak
fine filter
ince filtre
fine flour
has un
fine gold
safi altın
fine grain
ince tane
fine grain
ince tanecik
fine grain
küçük taneli (buğday vb)
fine grain crystallization
ince taneli kristalizasyon
fine grained
ince taneli
fine gravel
ince çakıl
Fine grinding
1)İnce öğütme; 2) Hassas zımparalama
Fine grinding belt
İnce zımpara şeridi
Fine hackle
İnce horoz tüyü, İnce çapak (cam)
fine how about you
iyi seni sormalı
fine how about you
iyiyim ya peki siz
fine How are you?
ederim, iyim Siz nasılsınız ?
Fine lines
İnce tarak (cam)
fine looking
yakışıklı
Fine meshed sieve
İnce örülü elek
Fine ore
Toz cevher
Fine ore reduction process
Toz cevher indirgeme süreci
fine paper
birinci sınıf değerli evrak
Fine pearlite
İnce perlit
Fine plasma cutting
Hassas plazmalıkesme
Fine polishing
Hassas parlatma
fine sand
ince kum
Fine scratch
İnce çizik
Fine screen
İnce elek (soğutma suyu giriş kanallarında)
Fine sieve
İnce elek
Fine silver
İnce gümüş (99.9)
Fine solder
İnce lehim
Fine structure
İnce yapı
fine tuning
ince ayar
fine what about you
iyi seni sormalı
fine what about you
iyiyim ya peki siz
Fine whiteware
İnce beyaz eşya
Fine wire
İnce tel
Fine wire machine
İnce tel makinası
fine work
ince iş
fine, thanks and you?
iyi, teşekkürler, ya siz?
fine, you?
iyiyim ya sen?
Fineblanking
Hassas kesme
Fine-cut
İnce kıyım; İnce kıyılmış
finedraw
belli olmayacak bir şekilde dik
fine-drawn
inceltilmiş (tel)
Fine-grain
İnce tane; Küçük tane
fine-grain
ince taneli
Fine-grain extruded graphite
Küçük taneli sıkma grafit
fine-grained
ince taneli
Fine-grained
İnce taneli; Küçük taneli
Fine-grained emery paper
Küçük taneli zımpara kağıdı
Fine-grained grinding disk
Küçük taneli taşlama çarkı
Fine-grained metals
Küçük taneli metaller
Fine-grained microstructure
Küçük taneli içyapı
fine-grained parallelism
ince ayrıntılı koşutluk
Fine-grained steel
Küçük taneli çelik
Fine-grained structure
Küçük taneli yapı
finely
1.çok iyi bir biçimde, güzel güzel, 2.ince ince
finely
ince ince
Finely crushed glass
İnce öğütülmüş cam
Finely worked
Hassas taşlama
fine-meshed
sık ilmekli
fineness
güzellik
fineness
incelik, güzellik, zarafet
Fineness
İncelik; Küçücüklük
Fineness
Öğütme inceliği (değirmenlerde)
fineness modulus
incelik modülü
Fineness number
İncelik sayısı (kum)
Fineness of enamel
Emaye inceliği
finer
ince
finery
(bak). refinery.
finery
(i). sus, siklik; suslu giyim.
finery
ham demir arıtma ocağı
Finery
İsveç pik demiri haznesi
finery
süs
Finery
Süslü elbise; özel günlerde giyilen giysiler
finery
süslü takılı güzel elbise
finery
şıklık
finespun
çok ince
finesse
(i)., (f). incelik; kurnazlik, hile, ustalik; (f)., iskambil fines yapmak; ustalikla durumu idare etmek.
finesse
(insan ilişkilerinde) kurnazlık, incelik, yönetme yeteneği, ustalık
finesse
hile
finesse
incelik
finesse
kurnazlık
finesse
ustalık
finest
en güzel
finest crystallization
iyi kristalleşme
finest quality
en kaliteli
fine-structure
ince-yapı
Fine-toothed
Küçük dişli
Fine-toothed saw
Küçük dişli testere
Fine-tuning
İnce ayar; Hassas ayar