Translate
"good"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Good
1.İYİ 2.DEVAMLI ( uzun periyot )
good
1.iyi, yakşı, 2.uygun, yerinde, 3.iyi ahlaklı, namuslu, 4.yardımsever, iyiliksever, 5.sevecen, 6.uslu, 7.tam, komple, 8.sağlam, güvenilir, 9.yetenekli, becerikli, 10.saygıdeğer, 11.başarılı, iyi, 12.iyilik, 13.yarar, kazanç, çıkar, fayda, 14.(the ile) iyi
good
büyük
good
cömert
GOOD
ÇOK
good
DOĞRU
good
doğruluk
good
dolgun
GOOD
DOLU DOLU
GOOD
EMİN
good
fayda
good
faydalı
good
güvenilir
GOOD
GÜZEL
good
hasenat
GOOD
HAYIR
GOOD
HAYIRLI
good
hoş
good
hünerli
good
itaatli
good
iyi
good
iyilik
good
kerim
good
mal
good
menfaat
good
muteber
good
mükemmel
good
münasip
good
neredeyse
GOOD
OLDUKÇA
good
orta kalite etin resmi puanı
GOOD
SAĞLAM
good
sağlamlaştırmak
GOOD
SAĞLIĞA YARARLI
good
salâh
good
sıhhatli
good
şerefli
GOOD
USLU
good
uygun
good
yarar
GOOD
YARARLI
good
yerinde
good academic standing
iyi akademik durum
good advice
iyi tavsiye
good afternoon
iyi günler
Good afternoon
Tünaydın
good and
çok, tamamen
good appetite
afiyet olsun
good at
bir işte başarılı
good at
de iyi
GOOD BARGAIN
KELEPİR
good behavior
iyi hal
good behavior
iyi hareket
good behavior
iyi tavır
GOOD BOOK
İNCİL
good book
iyi kitap
good book
iyi kitap
good breeding
terbiye
good buy
kazançlı alışveriş
GOOD BUY
KELEPİR
good by
hoşçakal
Good bye
Güle güle
good bye
hoşçakal
good chance
büyük olasılık
Good Clinical Practice
İyi Klinik Uygulamaları
good command of english
iyi derecede ingilizce
good communication skill
iyi iletişim becerisi
good communicator
iletişim becerisi iyi kimse
good communicator
iyi iletişim becerisine sahip kimse
GOOD COMPANY
HOŞSOHBET
good condition
iyi durum
good conduct
iyi hal
good cop
iyi polis
good copy
ilginç haber
good day
iyi günler
good day
merhaba, Allahaısmarladık, güle güle
good deal
bir çok
good deal
iyi el
good deal
iyi el
good decision
iyi karar
good deed
iyi niyet
good deed
sevap
good delivery
koşullara uygun teslim
Good Eating
Güzel Yemek
good enough
fena değil
good enough
yeterince iyi
good evening
iyi akşamlar
good example
iyi örnek
good example
iyi örnek
GOOD FAITH
Sigorta poliçesi yapılırken tarafların azami derecede iyi niyetle hareket edecekleri koşulu.
good faith
güven (birine karşı beslenen)
Good faith
İyi niyet
good fellow
iyi adam, hoş şohbet kimse
GOOD FELLOWSHIP
ARKADAŞLIK
GOOD FELLOWSHIP
DOSTLUK
Good for
e yarar
GOOD FOR NOTHING
BEŞ PARA ETMEZ
Good for nothing
Beceriksiz
good for nothing
faydasız, hiçbir işe yaramaz, serseri, mendebur
Good for nothing
Haylaz
good for nothing
işe yaramaz
good for you
aferin
good for you!
Aferin!
good fortune
iyi talih
good friend
iyi arkadaş
good friend
iyi dost
good friends
iyi arkadaşlar
good from afar, far from good
dışı seni içi beni yakar
good from far, far from good
dışı seni içi beni yakar
good God!
aman Allahım!, Aman Yarabbi!
good governance principles
iyi yönetişim ilkeleri
good gracious!
Tuhaf şey!
good grief
Hay Allah!
good guess
iyi tahmin
good guy
aynı tarafta olunan kimse
GOOD GUY
İYİ ADAM
good habits
iyi alışkanlıklar
good health
sağlıklı olma
good hearted
iyi kalpli
good Heavens!
Tanrım!, Aman Yarabbi!, Allah Allah!
good humor
hoş mizaç
good humored
hoş mizaçlı
good humoredness
şakacılık
good humour
hoş mizaç, şakacılık
good image
iyi imaj
good intention
iyi niyet
Good job
İyi iş
good judgement
iyi karar
good judgment
iyi karar
good karma
iyi karma
Good Laboratory Practice
İyi Laboratuvar Uygulamaları
Good laboratory practice (GLP)
İyi laboratuar uygulamaları
good level
iyi düzey
good life
ahlaki veya dini ilkelere göre yaşanmış hayat
good listener
iyi dinleyici
good looking
yakışıklı
good Lord!
Allah Allah!, Hay Allah
good luck
göreyim seni
good luck
iyi şans
Good luck
İyi şanslar
GOOD LUCK
ŞANS
good luck
uğur
good luck charm
iyi şans duası
good luck to you
sana iyi şanslar
good luck!
Bol şanslar!
GOOD MAN
İYİ ADAM
good manner
iyi huy
good manner
iyi terbiye
GOOD MANNERS
GÖRGÜ
GOOD MANNERS
TERBİYELİ OLMA