Translate
"hear"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
hear
1.işitmek, duymak, 2.haber almak, duymak, öğrenmek, 3.dikkatle dinlemek
hear
almak
HEAR
DİNLEMEK
hear
duymak
HEAR
HABER ALMAK
HEAR
İFADESİNİ ALMAK
hear
işit
hear
işitmek
HEAR
KULAK VERMEK
HEAR
MEKTUP ALMAK
HEAR
ONAYLAMAK
HEAR
ÖĞRENMEK
hear
seyircilerin arasında olmak
hear
sorguya çekmek
hear a pin drop
sinek uçsa duymak
hear about
duymak, haberini almak, bilmek, haberdar olmak
hear about
haberi ol
hear about
haberini almak
hear about someone or something
birine/bir şeye ne olduğunu öğrenmek/duymak
hear from
haber almak
Hear hear!
Bravo!, Yaşa!
hear less
az duymak
hear of
1. bahsini işitmek, duymak, bilmek, 2. öğrenmek
hear of
haberi ol
hear out
konuşma bitene kadar dinlemek
hear out
sonuna kadar dinlemek
hearable
duyulabilir
heard
(bak). hear.
heard
duy
hearer
dinleyici
HEARER
DUYAN KİMSE
HEARING
AÇIKLAMA
HEARING
CELSE
HEARING
DİNLEME
HEARING
DURUŞMA
HEARING
DUYMA
HEARING
GÖRÜŞME
HEARING
İŞİTME
HEARING
OTURUM
HEARING
SAVUNMA
HEARING
SES ERİMİ
HEARING
SORGU
HEARING
SORUŞTURMA
HEARING
SÖZ HAKKI
hearing
(i). isitme duyusu, isitim; isitme; (huk). celse, durusma, oturum; ses erimi. hearing aid kulaklik, isitme cihazi. hard of hearing agir isiten.
hearing
1.işitme duyusu, işitme, 2.işitme alanı, ses erimi, 3.kendi durumunu çevreye duyurma, 4.duruşma, oturum
hearing
duruşma
Hearing
Duruşma, celse, oturum
hearing
işitim
hearing
işitme
hearing
n.duyma:v.işit:prep.işiterek
hearing
oturum
hearing aid
işitme yardımı
hearing aid
kulaklık, işitme cihazı
Hearing aids
İşitme cihazları
hearing aids for children
çocuklar için duruşma yardımları
Hearing aids for the deaf
İşitme engelliler için işitme cihazları
Hearing date
Duruşma günü
hearing designation order (HDO)
oturum tahsis sırası
hearing impaired
işitme özürlü
hearing impaired
zor işiten
hearing impairment
işitmenin zayıflaması
Hearing in camera
Gizli celse
Hearing in Court
Celse, duruşma
hearing loss
işitme kaybı
Hearing of witnesses
Tanıkların dinlenmesi
hearing, sense of
işitme duyusu
Hearing, session
Celse
hearken
(f). dinlemek, kulak vermek.
hearken
dinlemek
hearken
dinlemek, kulak vermek
HEARKEN
KULAK VERMEK
hearsay
(i). soylenti, sayia, dedikodu, soz, haber. hearsay evidence (huk). baskalarindan isitilerek one surulen delil.
HEARSAY
DEDİKODU
hearsay
söylenti
hearsay
söylenti, şayia
hearsay
söz
hearsay
şayia
hearse
(i). cenaze arabasi.
Hearse
1) Cenaze arabası; 2) Üçgenmumluk
hearse
cenaze arabası
Hearses
Cenaze arabaları
Heart
1.KALP 2.KUPA (oyun kartlarında)
heart
1.kalp, yürek, 2.kalp, gönül, yürek, 3.merkez, 4.kararlılık, azim, yüreklilik, cesaret, 5.kupa
HEART
CAN
HEART
CESARET
heart
en önemli kısım
heart
enerji
HEART
GÖBEK
heart
göğüs
HEART
GÖNÜL
heart
iç dünya
heart
kalp
HEART
KÂLP
heart
kuvvet
heart
merkez
heart
orta
HEART
ORTA KISIM
heart
öz
heart
şevk
heart
üzgün
heart
verimlilik
HEART
VİCDAN
HEART
YÜREK
Heart
Yürek, kalp
Heart
Yürek; Kalp (tıp)
Heart and lung machine
Kalp ve akciğermakinası (tıp)
heart and soul
can ve gönülden
HEART AND SOUL
SEVE SEVE
HEART AND SOUL
TAMAMEN
heart attack
kalp krizi
Heart attack
Kalp krizi (tıp)
heart beating
kalp atışı
heart beatings
kalp atışları
heart block
kalp bloğu
Heart block
Yürek durgusu (tıp)
heart disease
kalp hastalığı
Heart failure
Kalp sektesi; Kalp durması(tıp)
heart failure
kalp yetmezliği
heart line
avuç içinde bulunan bir çizgi
heart point
arma orta noktası
heart rate
kalp hızı
heart sound
kalp sesi
heart specialist
kalp uzmanı
heart surgeon
kalp cerrahı
HEART THIMBLE
Bir halat kasasının içine konan oyuk radansa,bir taraf yarım daire diğer tarafı silindir.Yürek radansa.
heart throb
kalp çarpıntısı
heart transplant
kalp nakli
Heart transplant
Kalp nakli (tıp)
Heart type
Yürek türü (cam kap)
Heart valve
Kalp kapakcığı (tıp)
Heart valve implant
Kalp kapakcığı koyuntusu; Kalp kapakcığı implantı (tıp)
heart whole
gönlü serbest
heart’s to one’s heart’s content
doya doya
heartache
(i). kalp agrisi, istirap, keder.
Heartache
1) Yürek ağrısı (tıp);2) Üzüntü, keder
HEARTACHE
DERT
HEARTACHE
GÖNÜL YARASI
heartache
gönül yarası, ıstırap, acı
heartache
ıstırap
HEARTACHE
KÂLP AĞRISI
heartache
keder
heartbeat
(i). yurek vurusu.
HEARTBEAT
ESAS
heartbeat
kalp atışı
HEARTBEAT
KÂLP ATIŞI
HEARTBEAT
ÖZ
HEARTBEAT
RUH
Heartbeat
Yürek vuruşu; kalp atışı (tıp)
heartbeat signals
kalp atışı sinyalleri