Translate
"pad"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Pad
1) Küçük yastık; 2) Eyer; Palan;3) Bloknot 4)Parmak eti; 5)Tampon (tıp)
pad
1.(koruyucu) yastık, 2.(pamuklu, vb. yumuşak) tıkaç, 3.kâğıt destesi, bloknot, 4.ıstampa, 5.(hayvan) taban, 6.ev, daire, 7.içini doldurmak, 8.(konuşma, vb.) şişirmek, uzatmak, 9.sessizce yürümek
PAD
ALTLIK
PAD
AYAK İZİ (HAYVAN)
pad
blok
PAD
BLOKNOT
pad
doldurmak
pad
f. (-ded, -ding) icine pamuk doldurup yastik haline getirmek, takviye etmek; (bir konusma veya yaziyi) sisirmek padded s. yastikli, takviye edilmis; sisirilmis.
pad
f. (-ded, -ding) yaya yurumek, yaya olarak yolculuk etmek; sessizce yurumek.
pad
haydut
PAD
ISTAMPA
pad
i. ayak sesi; haydut, yol kesen kimse.
pad
i. ufak yastik gibi sey; zool. bazi hayvanlarin yumusak tabani; kagit destesi,bloknot, blok; istampa; nilufer ciceginin su yuzunde duran yapragi; semer yastigi; (argo) mesken. launching pad bak. launching.
PAD
KEÇE
PAD
KEÇE İLE KAPLAMAK
PAD
PAMUKLA DOLDURMAK
pad
ped
Pad
Ped, sünger, dolgu
PAD
RAMPA
PAD
SÜMEN
PAD
ŞİŞİRMEK
pad
şişirmek (konuşma/yazı vb’ni)
pad
v.takviye et:n.ufak yastık
pad
yastık
PAD
YASTIK (KÜÇÜK)
pad
yumuşak bir maddeden yapılmış koruyucu şey
pad character
doldurma karakteri
PAD EYE
Mapa.Kaynak yada perçinle bir levha üzerine bağlanmış mapa.
pad jig
fular jiger
pad of
destesi
pad of paper
kağıt destesi
PAD OUT
ŞİŞİRMEK
PAD OUT
UZATMAK
Pad print
Silikonlu kauçuk yastık ile baskı; Ped baskı (seramik)
pad the bill
faturayı şişirmek
pad, to
dolgulamak
Padded
Dolgulu
padded
v.takviye et:adj.takviye edilen
Padded bags
Yastıklı torba
PADDING
DOLGU MALZEMESİ
padding
1.vatka, 2.kıtık
padding
abartma
padding
doldurma
padding
dolgu verisi
Padding
Fularlama
padding
i. vatka; doldurmak icin kullanilan yumusak madde; abartma.
padding
n.takviye etme:v.takviye et:prep.takviye ederek
padding
vatka
Padding
Yastıklama (döküm)
padding machine
fularlama emdirme makinesi, fular
padding mangle
emdirme makinesi, fular
Paddle
1) Kısa kürek; Pala; 2) Tokaç; Çırpma tokmağı 3) Pinpon raketi
paddle
1.kısa kürek, 2.(masa tenisi) raket, 3.kısa kürekle yürütmek, kısa kürek kullanmak, 4.suda gezinmek, 5.tokat atmak
PADDLE
AYAKLARINI SUDA OYNATMAK
PADDLE
BADİ BADİ YÜRÜMEK
PADDLE
BEL
PADDLE
ÇARK KANADI
paddle
denetim kolu
paddle
f. sig suda gezinmek; suda oynamak; sendeleyerek yurumek (cocuk veya ihtiyar).
paddle
imleç denetim kolu
paddle
kanat
Paddle
Kanatlı
PADDLE
KANO KULLANMAK (KISA KÜREKLE)
PADDLE
KISA KÜREK
Paddle
Kürek
PADDLE
KÜREK ÇEKMEK
PADDLE
PALA
paddle
raket (masatenisi için)
paddle
sopa (ceza vermek amacıyla kullanılan ucu yassı ve yayvan)
PADDLE
TOKAÇ
paddle
v.çarkla hareket et:n.çark kanadı
paddle boat
yandan çarklı gemi
paddle box
davlumbaz
Paddle mixer
Kanallı karıştırıcı
paddle one’s own canoe
kendi işini kendi görmek
paddle steamer
çarklı vapur
paddle steamer
yandan çarklı gemi
paddle wheel
gemi çarkı, kanatlı çark
paddle wheel
vapur çarkı
PADDLE WHEEL EFFECT
Geminin rotasından sapmasına sebep olan pervane padıl etkisi.Pervane alt kanadının sağlam,üst kanadının ise çürük suda çalışmasından oluşur.
paddle wheeler
çarklı vapur
Paddle wheels (boat propulsion)
Tekne çarkları (tekneyi hareket ettiren)
paddler
kürekçi
Paddles for canoes
Kanolar için kürekler
paddlewheel
vapur çarkı
paddle-wheel fan
santrifüjlü vantilatör
Paddling
1) Dolgu maddesi 2) Kaba biçimlendirme (optik cam)
Paddlock
Asma kilit
Paddock
1) Manej; 2) Çayırlık; Mera
PADDOCK
ETRAFI ÇEVRİLİ ÇAYIR
paddock
i. ahira yakin etrafi cevrili kucuk cayir veya otlak.
PADDOCK
KARAKURBAĞASI
paddock
küçük çayır alan, padok
paddock
küçük otlak
PADDOCK
OTLAK
PADDOCK
PADOK
pad-dry process
fularlama-kurutma yöntemi
Paddy
1) Çeltik tarlası; 2) Çeltik Kabuklu pirinç
paddy
1.çeltik, pirinç, 2.çeltik tarlası
paddy
çeltik
PADDY
Çeltik,kabuğu soyulmamış pirinç.
paddy
i. kabuklu pirinc, celtik; celtik tarlasi. paddy wagon A.B.D., (argo) emniyet arabasi.
PADDY
İRLANDALI
Paddy
kabuklu pirinç, çeltik
PADDY
ÖFKE
paddy field
çeltik tarlası
paddy wagon
emniyet arabası
paddywhack
i., ing., k.dili siddetli ofke; A.B.D., k.dili pataklama.
PADISHAH
PADİŞAH
padishah
i. padisah.
padishah
padişah
padishah
padişah, sultan
padlock
asma kilit
PADLOCK
ASMA KİLİT TAKMAK
padlock
i., f. asma kilit; f. asma kilitle kilitlemek, asma kilit vurmak.
Padlocks
Asma kilitler
Padlocks and chains
Asma kilitler ve zincirler
Padlocks, locks used for motor vehicles and for furniture, of base metal
Asma kilitler, motorlu kara taşıtları ve mobilyalar için kullanılan kilitler, adi metalden
padre
1. peder, 2. papaz
padre
i. papaz.
PADRE
ORDU PAPAZI
padre
papaz
pad-roll method
emdirme-bekletme yöntemi
padrone
i. (cog. -ni), patron; gemi sahibi veya kaptani; otel, han veya pansiyon isleten kimse.
padrone
otel
padrone
patron
Pads
Bloknotlar