Translate
"sad"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
sad
1.üzgün, üzüntülü, kederli, hüzünlü, 2.acınacak, hazin, acıklı, üzücü
SAD
ACI
SAD
ACIKLI
SAD
ACILI
sad
acınacak
sad
adam olmaz
sad
bedbaht
sad
gamlı
sad
hayırsız
SAD
HAZİN
sad
hüzün
sad
hüzünlü
SAD
İÇ KARARTICI
sad
iflah olmaz
SAD
KASVETLİ
sad
kederli
SAD
KOYU
SAD
MAHZUN
sad
s. kederli, uzgun, mahzun, gamli; hazin, acinacak, esef edilecek; keder verici, kasvetli; bedbaht; hayirsiz, yetersiz; cok kotu. sad sack A.B.D., (argo) miskin. sadly z. kederle, huzunle. sadness i. keder, huzun, uzuntu.
sad
üzgün
Sad
ÜZGÜN, MUTSUZ
sad
üzücü
sad
üzüntü
sad
üzüntülü
sad
yetersiz
sad but true
acı ama gerçek
sad ending
acıklı son
sad ending
üzücü son
SAD PICKLE
ZOR DURUM
sad sack
miskin
sad to say
kusura bakma ama
sad to say
söylemek istemezdim ama
sadden
1.üzmek, 2.üzülmek
sadden
f. kederlendirmek, keyfini kacirmak, nesesini kacirmak; kederlenmek, nesesi kacmak.
SADDEN
HÜZÜNLENDİRMEK
sadden
kederlendir
sadden
kederlendirmek
sadden
kederlenmek
SADDEN
ÜZMEK
SADDEN
ÜZÜLMEK
Saddening
Hafif ezme
Saddening
kederlendirmek, keyfini kaçırmak, neşesini kaçırmak
saddening
n.kederlendirici:v.kederlen:prep.kederlendirerek
saddest
en kederli
Saddle
1) Eyer, semer 2) Sele 3) Dövme mandreli 4) Altlık (seramik)
saddle
1.eyer, semer, 2.sele, oturak, 3.(koyun, vb.) sırtın alt ucundan kesilmiş et, 4.bel, boyun, 5.eyerlemek, eyer ya da semer vurmak, 6.(tatsız bir iş) vermek, yüklemek
SADDLE
BİSİKLET SELESİ
saddle
boyun
SADDLE
Bumbaların üzerine yerleştiği ve bağlandığı yastık,çatal puntel.
Saddle
EĞER
SADDLE
EYER
SADDLE
EYERLEMEK
saddle
oturak, eyer, boyun
SADDLE
SELE
SADDLE
SEMER
SADDLE
SEMER VURMAK
saddle
v.semer vur:n.eyer
SADDLE
YATAK KOVANI
SADDLE
YÜKLEMEK
saddle backed
beli çökük
Saddle bag
Heybe
Saddle blanket
Eyer altlığı, çul
saddle blanket
eyer örtüsü
Saddle cloths
Eyer pedleri
Saddle covers for cycles or motorcycles
Bisikletler veya motosikletler için sele kılıfları
saddle horse
binek atı
saddle joint
sırtlı kenet
saddle key
bindirme kama
Saddle leather
Eyer derisi
saddle point
eyer noktası
saddle point equilibrium
eğer noktası dengesi
Saddle pommels
Eyer topuzları
saddle roof
beşik çatı
Saddle soap
Eyer sabunu
Saddle soar
Eyer vurması
Saddle weld
Semer kaynak
saddleback
i. sirti cukur olan herhangi bir sey; sirtinda semere benzer cizgileri olan kus veya kelebek.
saddleback
sırtı çukur olan herhangi bir şey
saddlebag
1.eyer çantası, heybe, 2.(bisiklet, vb.) sele çantası
saddlebag
heybe
Saddlebag
Heybe hurç
saddlebag
hurç
saddlebag
i. hurc, heybe.
Saddlebags
Heybeler
saddlebill
ortası siyah çizgili kırmızı gagalı siyah ve beyaz renkli büyük bir batı afrika leyleği
Saddlebow
Eyerkaşı
saddlebow
i. eyer kasi.
Saddlebows
Eyer kaşları
saddlecloth
haşa
Saddlecloth
Haşa, eyer altlığı keçe
saddlecloth
i. hasa, eyer altina konan kece.
Saddle-gall
Yağır, yara
saddler
i. sarac.
Saddler
Saraç
saddlery
1. saraçlık, 2. saraçhane
Saddlery
Eyer takımları
saddlery
i. saraclik; saraciye; sarachane.
Saddlery
Saraciye
saddlery
saraçhane
Saddlery
Saraçlık
Saddlery and harness for any animal made from any material (including riding whips and crops and their parts, traces, leads, kneepads, muzzles, saddle cloths, dog coats)
Saraçlık ve koşum takımı (herhangi bir hayvan için, herhangi bir malzemeden) (binici kırbaç ve sopası ve bunların parçaları, koşum kayışı, tasma kayışı, dizlik, köpek ağızlığı, eyer örtüsü, köpek kıyafetleri ve benzerleri dahil)
Saddlery and harness for any animal made from any material (including riding whips and crops and their parts, traces, leads, kneepads, muzzles, saddle cloths, dog coats)
Saraçlık ve koşum takımı, herhangi bir hayvan için, herhangi bir malzemeden (binici kırbaç ve sopası ve bunların parçaları, koşum kayışı, tasma kayışı, dizlik, köpek ağızlığı, eyer örtüsü, köpek kıyafetleri ve benzerleri dahil)
Saddlery and harness for any animal, of any material
Saraçlık ve koşum takımı (herhangi bir hayvan için, herhangi bir malzemeden)
Saddles
Eğerler
Saddles
eyer, semer, sele. f. eyerlemek, bisiklette oturacak yer
Saddles for cycles or motorcycles
Bisikletler veya motosikletler için seleler
Saddletree
Eyerkaltağı, eyer erevesi
saddletree
i. eyer kaltagi.
Saddling
Halka dövme
sadducee
i. (eski) Musevilikte ahret ve olumsuzlugu yadsiyip ozdekcilige yonelen kimse, Saduki Saddu cean s. Sadukilere ait.
sadhu
dünya nimetlerinden elini çekmiş hindu bilge
sadhu
i. Hintli fakir.
sadhu
safran örtü ile örtünen ve nefsine çoğu zaman ileri derecede zorluk çektiren hintli duacı
SADISM
SADİZM
SADIST
SADİST
SADISTIC
SADİSTÇE (DAVRANIŞ VS.)
sadile
i. (cog. sedilia) kilisede papazlara mahsus iskemle.
sadiron
i. iki ucu sivri ve sap cikarilabilen eski bir cesit utu.
sadiron
ileriye doğru iki tane ucu olan ve kolu söküp takılabilen ütü
sadism
i. sadizm. sadist i. sadist kimse. sadistic s. sadist.
sadism
sadizm
sadist
sadist
sadistic
sadist
sadistic
sadistçe, sadist
sadistic
sadistik
sadistically
z. sadistce.
sadly
1.üzüntüyle, 2.ne yazık ki
SADLY
ACI BİR ŞEKİLDE
SADLY
ÇOK
sadly
hüzünle
sadly
ne yazık ki
SADLY
SON DERECE
SADLY
ÜZÜNTÜLÜ BİR ŞEKİLDE
sadly mistaken
büyük yanılgıya düşmüş
sadness
1. keder, üzüntü, 2. gam, neşesizlik
sadness
hüzün
SADNESS
KEDER
Sadness
keder, üzgünlük
sadness
üzgünlük
SADNESS
ÜZÜNTÜ
sadomasochism
sadomazoşizm