Translate
"spare"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
spare
1.yedek, 2.az, kıt, 3.sıska, arık, zayıf, 4.fazla, artan, boş, serbest, 5.yedek parça, 6.kıymamak, canını bağışlamak, 7.esirgemek, 8.ayırmak
spare
arık
SPARE
AYIRMAK
SPARE
AZ
SPARE
AZ KULLANAN
spare
azlık
SPARE
BOŞ
spare
boş (zaman)
SPARE
CANINI BAĞIŞLAMAK
SPARE
CİMRİ
spare
eksik
Spare
EKSTRA, FAZLA, BOŞ, YEDEK
SPARE
ELİSIKI
SPARE
ESİRGEMEK
spare
f. kiymamak, canini bagislamak, oldurmemek; kurtarmak; idareli kullanmak; idare yoluna gitmek; esirgemek; vermek; onsuz olmak veya yapmak, onsuz isini cevirmek.
SPARE
FAZLA
SPARE
HARCAMAMAK
SPARE
HASİS
SPARE
İDARELİ KULLANMAK
SPARE
İHTİYAT
SPARE
KAÇINMAK
spare
kısa
SPARE
KIYMAMAK
SPARE
KORUMAK
spare
kurtarmak
SPARE
ÖLDÜRMEMEK
SPARE
SISKA
SPARE
TUTUMLU OLMAK
spare
v.ayır:n.yedek
spare
vermek
Spare
Yedek
SPARE
YEDEK PARÇA
spare
yedek, fazla
Spare
yedek, ihtiyat az, kıt dar, kısa, esirgemek, -den vazgeçmek, -i tutumlu kullanmak
SPARE
YETERSİZ
spare
yetersiz boş
SPARE
ZAYIF
Spare boiler
Yedek kazan
Spare compartment
Yedek hücre (şalt tesisinde)
Spare feeder
Yedek fider
spare me
hadi be sen de!
Spare mill
Yedek değirmen
Spare part
Yedek malzeme
spare part
yedek parça
Spare part, replacement part
Yedek parça
Spare parts for goods vehicles, vans and cars
Araçlar, minibüsler ve otomobil yedek parçaları
Spare parts list
Yedek parça listesi
Spare pump
Yedek pompa
spare queen
yedek kraliçe
Spare rib
Kaburga
Spare ribs
Kaburga
SPARE SMB.’S LIFE
CANINI BAĞIŞLAMAK
SPARE THE LIFE OF
CANINI BAĞIŞLAMAK
Spare the rod and spoil the child
Kızını dövmeyen dizini döver
SPARE TIME
BOŞ VAKİT
SPARE TIRE
GÖBEK
spare time
boş zaman
spare time
işten arta kalan zaman
spare time activities
boş zaman aktiviteleri
spare time activities
boş zaman etkinlikleri
spare time activities
boş zaman faaliyetleri
spare time activity
boş zaman uğraşısı
spare tire
stepne, yedek lastik
Spare tire
Yedek lastik
spare tire
yedek tekerlek
spare tyre
stepne
spare tyre
stepne, yedek lastik
spare wheel
stepne, yedek tekerlek
Spare, substitute, reserve, auxiliary
Yedek
spareness
1. azlık, 2. zayıflık
SPARENESS
ZAYIFLIK
sparerib
az etli domuz pirzolası
sparerib
az etli kaburga
sparerib
i. az etli domuz pirzolasi.