Meaning of
"TÜM"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
TÜM
ALL OVER THE
TÜM
UNDIVIDED
tüm
full
tüm
complement
TÜM
UTTER
TÜM
TOTAL
TÜM
TOTALITY
tüm
overall
TÜM
CLEAR
TÜM
ENTIRE
TÜM
ENTIRETY
tüm
entirety
TÜM
WHOLE
TÜM
ALL
Tüm açı (360)
Perigon
tüm adları göster
show full names
tüm ağaç ve çalıları kesmek
clear-cut
tüm aile fertleri
the whole fam damily
tüm aile fertleri
whole fam damily
tüm ailesini kaybetmek
lose one’s entire family
tüm aileyle
with the whole family
tüm aksesuarlar
all the trimmings
tüm aksesuarlar
all accessories
tüm amaçlar için yapılandırılmış Eurocontrol gözetim veri değişimi
all-purpose structured Eurocontrol surveillance information exchange
tüm anlamı veren ön ek
hol-
tüm anlatılanlara bakılırsa
by all accounts
tüm anlatılanlara bakılırsa
according to all accounts
tüm anlattıklarına göre
according to all accounts
tüm araştırmaları kapsayan
hologeistic
tüm arkadaşlar
all friends
tüm aşamalarda
in all phases
tüm aşamalarda
in all steps
tüm ayarlamaları yapmak
make all the arrangements
tüm aygıtları göster
show all devices
Tüm ayrıntıları biliyorum
I know all about it
tüm ayrıntıları gösteren
graphic
tüm ayrıntıları gözlemlemek
observe every detail
tüm ayrıntılarıyla
specifically
tüm ayrıntılarıyla yazmak
amplify
Tüm bakışık (örüt)
Holohedral
Tüm bakışımlılık (atom parçacıkları)
Unitary symmetry (SU3)
Tüm başkalaşım (tıp)
Holometabolism
Tüm başkalaşımsal (tıp)
Holometabolic
Tüm bedeni etkileyen ağılılık/zehirlilik (tıp)
Systemic toxicity
tüm bedenleri içeren
omnicorporeal
tüm bedenleri kapsayan
omnicorporeal
tüm beklentileri aşmak
exceed all expectations
Tüm belirti; sendrom (tıp)
Syndrome
tüm benliği ile dinlemek
give someone an undivided attention
tüm beyin
encephala
tüm bilgiler güvenli bir bağlantı üzerinden iletilir
all information is transmitted over a secure connection
tüm bilgiyi açığa çıkarmak
plaster over
tüm bilim dalları
all branches of science
tüm bireylerin eşit mükellef olduğu vergi
chevage
tüm birikimini
all one’s savings
tüm birimler
all units
tüm borçarını ödeyebilen (kurum)
solvent
tüm boyutlarıyla tartışmak
discuss thoroughly (all aspects of)
tüm bu çılgınlığa bir son vermek
put an end to all the madness
tüm bu gelişmeler
all these developments
tüm bu olanlar
all the happenings
tüm bu unsurları dikkate alacak olursak
If we take into account all of these factors
tüm bu yolu benden özür dilemek için mi geldin?
did you come all the way over here just to say you’re sorry?
tüm bunlar dikkate alındığında
taking into account all of these
tüm bunlar düşünüldüğünde
considering all of these
tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda
taking into account all of these
tüm bunlar göz önüne alındığında
having all these in mind
tüm bunlar göz önüne alındığında
taking into account all of these
tüm bunlar hesaba katıldığında
taking into account all of these
tüm bunlar ne anlama geliyor?
what’s all that mean?
tüm bunlara rağmen
despite all
tüm bunları dikkate alacak olursak
If we take into account all of these
tüm bunların yanında
in addition to all these
tüm bunlarla beraber
orthogonal to these
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi
mighty oaks from little acorns grow
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi
great oaks from little acorns grow
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi
great oaks grow from small acorns
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi
tall oaks from little acorns grow
tüm canlılar
all living creatures
tüm canlılar
all creatures
TÜM CANLILARIN TEK HÜCREDEN OLUŞTUĞU KURAMI
MONOGENESIS
tüm canlıların tek hücreden oluştuğu kuramı
monogenesis
tüm cesaretini toplamak
call up
tüm ciddiyetle
in all seriousness
tüm çabalara rağmen kurtarılamamak
despite all efforts can not be saved
tüm çabasını harcamak
move heaven and earth
tüm çalışmaları kapsayan
hologeistic
Tüm çamurlu süreç
All-slimes process
tüm çareler tükendiğinde
when all else fails
tüm çekmeceleri boşaltmak
clean out all the drawers
tüm çıkıntılar dahil olmak üzere bir uçtan diğer uca
overall
tüm çıplaklığıyla ortada olmak
be blatantly obvious
tüm çıplaklığıyla ortada olmak
be blindingly obvious
tüm çözünürlük
full resolution
tüm dalga
all wave
tüm dalga
all-wave
tüm dalgaları alıcı
all wave receiver
tüm dalgaları alıcı
all-wave receiver
tüm danış
referendum
Tüm demir bağlama sığası (tıp)
Total iron binding capacity
tüm derslerden a alma
straight a’s
tüm derslerden en yüksek notu alma
straight a’s
tüm dersleri a olma
straight a’s
tüm detaylar
the ins and outs
tüm detayları anlatmak
tell every detail
tüm devinimli video
full motion video
tüm devre
whole circuit
tüm diğer
every other
Tüm diğer tedavi edici olmayan ürünler
All other non-therapeutic products
tüm diğer zamanlar
at all other times
tüm dikkati üzerine toplama
enthrallment
tüm dikkatini (birine/bir şeye) çevirmek
rivet (something) to (someone or something)
tüm dikkatini (birine/bir şeye) vermek
concern (oneself) over (someone or something)
tüm dikkatini almak
enwrap
tüm dikkatini almak (iş/sorun)
absorb
tüm dikkatini bir noktaya çevirmiş
absorbed
tüm dikkatini bir noktaya çevirmiş
absorpt
tüm dikkatini bir şeye vermiş
absorbed
tüm dikkatini bir şeye vermiş
absorpt
tüm dikkatini bir şeye vermiş olmak
be absorbed in
tüm dikkatini toplamak
call up
tüm dikkatini veren
enwrapped
tüm dikkatini vermek
pay particular attention to
tüm dikkatini vermek
bind up in
tüm dikkatini vermek
give full attention/focus to something
tüm dikkatini vermek
give someone an undivided attention
tüm dikkatini vermek
focus on
tüm dikkatiyle
absorbedly
tüm dikkatleri üzerine çekmek
draw all attention towards oneself
tüm dikkatleri üzerine toplamak
enthral
tüm dikkatleri üzerine toplamak
enthrall
tüm dil kuramı
whole language theory
tüm dişlerini kaybetmiş yaşlı koyun
gummer
tüm dişlerini kaybetmiş yaşlı koyun
gummy (australia)
Tüm diz değiştirimi (tıp)
Total knee replacement
Tüm doküman üzerinde
On overall documentation
tüm donanımı göster
show all hardware
tüm dosyaları göster
show all files
tüm dönem
whole/entire period
tüm dualarım seninle
i am crossing my fingers for you
tüm düğüm
full node
tüm dünya
tout le monde (french)
tüm dünya
whole world
tüm dünya bir sahnedir
all the world’s a stage
tüm dünya çevresinde
all around the world
tüm dünyaca bilinen
world wide known
tüm dünyaca bilinen
world-renowned
tüm dünyaca bilinen
worldwide known
tüm dünyaca bilinen
globally known
tüm dünyaca bilinen
renowned worldwide