Meaning of
"haz"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
haz
delectation
HAZ
DELIGHT
haz
delight
HAZ
PLEASURE
HAZ
ELATION
HAZ
GRATIFICATION
haz
gratification
haz
palate
HAZ
ENJOYMENT
HAZ
JOY
HAZ
GUSTO
HAZ
INDULGENCE
HAZ ALMAK
BE DELIGHTED
HAZ ALMAK
TAKE PLEASURE
HAZ ALMAK
ENJOY
HAZ ALMAK
INDULGE
haz duymak, zevk almak
revel in
haz hattı ölçüm gereci
schott base line measuring
hazar
peace
hazar
peacetime
Hazar
Caspian
hazar denizi
caspian sea
Hazar Denizi.
caspian sea
HAZAREN
RATTAN
hazcılık
hedonism
Hazelette süreci
Hazelette process
hazım
peptic
hazım
assimilate
HAZIM
DIGESTION
hazım
digestion
hazım kolaylaştırıcı
peptic
Hazımsızlık
An upset stomach
hazımsızlık
indigestion
hazımsızlık
indislestion
HAZIMSIZLIK
DYSPEPSIA
hazımsızlık
dyspepsia
HAZIMSIZLIK
INDIGESTION
HAZIMSIZLIK ÇEKEN
DYSPEPTIC
hazımsızlık çeken
dyspeptic
HAZIMSIZLIK ÇEKEN KİMSE
DYSPEPTIC
Hazımsızlık.
INDIGESTION
hazımsızlıkla ilgili
dyspeptic
HAZIR
HANDY
HAZIR
STAND-BY
HAZIR
FORTHCOMING
hazır
forthcoming
hazır
set
HAZIR
FORWARD
hazır
cut
HAZIR
CUT AND DRIED
HAZIR
CUT-AND-DRIED
HAZIR
PROMPT
HAZIR
RIPE
hazır
up
HAZIR
UP FOR
hazır
immediate
HAZIR
GAME
Hazır
Off-the-hook
Hazır
Off-the-peg
hazır
To hand
HAZIR
ON
Hazır
On hand
HAZIR
ON ONE’S METTLE
hazır
On one’s toes
Hazır
On tap
Hazır
To the fore
hazır
open
HAZIR
OPERATIONAL
HAZIR
QUICK
HAZIR
CONTENT
HAZIR
FINISHED
HAZIR
GO
HAZIR
REACH-ME-DOWN
HAZIR
AT HAND
hazır
ready
hazır
ready made
hazır
readymade
HAZIR
READY-MADE
Hazır
At point
hazır
mounted
HAZIR
DISPOSED
hazır
fit
Hazır
In store
HAZIR
AVAILABLE
hazır
available
HAZIR
IN THE MOOD FOR
hazır
Near at hand
HAZIR
AGREEABLE
HAZIR
PREPARED
HAZIR
PRESENT
Hazır
Present, ready
HAZIR
WILLING
hazır
hand
HAZIR (CEVAP)
SNAPPY
Hazır ağlar, naylon veya diğer poliamidlerden kınnap, halat veya urgandan yapılmış (kroşe yöntemiyle üretilen parça ağlar, saç filesi, spor ve balık ağları hariç)
Made-up nets from twine, cable or rope of nylon or other polyamides (excluding netting in the piece produced by crochet, hairnets, sports and fishing nets)
Hazır ağlar, naylon veya diğer poliamidlerden yapılmış (kroşe yöntemiyle üretilen parça ağlar, saç filesi, spor ve balık ağları hariç)
Made-up nets of nylon or other polyamides (excluding netting in the piece produced by crochet, hairnets, sports and fishing nets, those made from twine, cable or rope)
Hazır ambalajlama
Pre-packaging
Hazır bağlayıcılar, dökümhane kalıpları veya maçaları için; kimyasal ürünler
Prepared binders for foundry moulds or cores
Hazır balık ağları, suni ve sentetik elyaftan yapılmış kınnap, halat veya urgandan olanlar (balık ağı kepçesi hariç)
Made-up fishing nets from twine, cordage or rope of man-made fibres (excluding fish landing nets)
Hazır balık ağları, suni ve sentetik ipliklerden yapılmış (balık ağı kepçesi hariç)
Made-up fishing nets from yarn of man-made fibres (excluding fish landing nets)
Hazır balık yemekleri
Prepared fish dishes
hazır bekleme durumu
standby state
hazır bellek
available memory
hazır beton
ready mixed concrete
Hazır beton
Ready-mixed concrete
hazır bilgi
literal
hazır bilgi işlemi
literal operand
Hazır boya pigmentleri, matlaştırıcılar (opaklaştırıcı) ve renklendiriciler, camlaştırılabilir emay ve sırlar, astarlar, sıvı cilalar ve benzerleri; cam firit
Prepared pigments, opacifiers and colours, vitrifiable enamels and glazes, engobes, liquid lustres and the like
Hazır boya pigmentleri, matlaştırıcılar (opaklaştırıcı) ve renklendiriciler, vb. müstahzarlar (seramik, emaye ve cam için)
Prepared pigments, opacifiers, colours and similar preparations for ceramics, enamelling or glass
Hazır bu iş üzerinde iken
While we are at it
HAZIR BULUNMA
ATTENDANCE
HAZIR BULUNMA
AVAILABILITY
HAZIR BULUNMA
PRESENCE
Hazır bulunmadığı için
In default of
HAZIR BULUNMAK
REPORT
Hazır bulunmak
To appear, to be present
HAZIR BULUNMAK
ASSIST
hazır bulunmak
assist at
HAZIR BULUNMAK
ATTEND
HAZIR BULUNMAK
PRESENT ONESELF
hazır bulunmak refakat
attend
HAZIR BULUNMAMA
NONAPPEARANCE
hazır cevap
repartee
Hazır çabuk bozulabilir gıda ürünleri, sandviçler ve taze pizza gibi
Prepared perishable food products such as sandwiches and fresh pizza
Hazır çabuk bozulabilir gıda ürünleri, sandviçler, taze pizalar vb.
Butter and dairy spreads
Hazır çelik, pazarlamalık çelik
Finished steel
Hazır çorbalar
Soup mixes
Hazır çorbalık etsuyu veya tavuksuyu
Mixes for stocks
hazır değer
default value
hazır değer, seçimsizlik değeri
default value
Hazır Değerler Devir Hızı
Liquid Assets Turnover
Hazır Değerler/Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar
Liquid Assets
HAZIR DEĞİL
UNREADY
hazır değil
unripe
Hazır domuz eti yemekleri
Prepared pork dishes
hazır durum bilgisi
ready status word
hazır duruma getirme
make ready
HAZIR DURUMA GETİRMEK
COCK
Hazır ekmek ürünleri
Prepared bread products
hazır et
reset
hazır fonksiyon
built in function
Hazır gemi,yükleme için derhal aranan gemi.
PROMPT SHIP
hazır gıda maddeleri
take-home foods
HAZIR GİYİM
CONFECTION
Hazır giyim
Ready-made
Hazır giyim
Ready-made clothing
Hazır giyim
Ready-to-wear apparel
hazır giyim, konfeksiyon
made-up clothes
Hazır giyim; Konfeksiyon
Ready-to-wear
Hazır giysiler için stantlar
Stands for ready-made clothes