Meaning of
"karar"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
KARAR
RESOLUTION
karar
resolution
KARAR
RESOLVE
KARAR
DOOM
karar
darken
karar
perpetuity
karar
become overcast
KARAR
DECISION
karar
decision
karar
decision making
karar
decree
karar
conclusion
karar
arbitrament
Karar
Adjudication, judgement, decision, resolution, award
KARAR
VERDICT
karar
verdict
KARAR
FIAT
KARAR
DETERMINATION
KARAR
VOTE
karar
find
karar
fixity
KARAR
AWARD
karar
judg(e)ment
KARAR
JUDGEMENT
karar
agreement
karar
temper
karar
sense
karar
stability
KARAR
SENTENCE
karar (parlamentoda), ilke kararı
resolution
Karar Ağacı
Decision Tree
Karar Ağacı Analizi
Decision Tree Analysis
karar ağaçlarıyla veri madenciliği
data mining with decision trees
Karar alamama
Failure to take decision
karar alma
decision making
Karar alma mekanizması
Decision making procedure
Karar Alma Teknikleri
Decision Making Techniques
Karar alma yetkisi
Power to take decision
Karar almak
to take a decision
Karar almak
To take a decision, to adopt a resolution
karar almak
take a decision
karar anı
decision instant
Karar anı
Moment of truth
Karar çıkarmak
To pass a resolution
karar çizelgesi
decision table
karar çözümleme
decision analysis
Karar defteri
Minutes book, resolution book
karar değeri
decision value
karar değişkeni
decision variable
karar destek dizgesi
decision support system
karar destek sistemi
decision support system
karar destek veritabanı
decision support database
karar devresi
decision circuit
karar düğümü
decision node
Karar düzeltme
Revision of judgement
karar düzeyi veritabanı
decisional database
Karar gerekçeleri
The grounds of the decision
karar hatası
decision error
Karar İçin Yararlı Bilgi
Decision- Useful İnformation
Karar incelemesi
Case analysis
karar irtifası/yüksekliği
decision altitude /height
karar işlevi politikası
policy decision function (PDF)
KARAR KILMAK
SETTLE
KARAR KILMAK
DECIDE ON
KARAR KILMAK
DECIDE UP
KARAR KILMAK
OPT
karar kuralı
decision rule
karar kuramı
decision theory
karar masası
decision table
Karar nisabı
Quorum of decision
Karar numarası
Number of the decision
Karar organı
Decision making body
Karar organı
Decision -making body, decisive body, decision- making organ
Karar önergesi
Motion for a resolution
karar örüntüsü
decision pattern
karar simgesi
decision symbol
karar tablosu
decision table
Karar taslağı
Draft resolution
Karar tavzihi istemek
To ask for clarification of judgement
Karar uyarınca
Upon decision of
karar uzayı
decision space
Karar ve işlemlerde sorumluluğu bulunmak
To have responsibility in decisions and transactions
karar ver
decide
karar ver
decide on
karar ver
decide upon
karar ver
adjudicate
karar ver
determine
karar ver
fix on
Karar ver
Make up your mind
KARAR VERDİRMEK
DECIDE
karar veri tabanı
decisional database
karar verici
policy maker
Karar vericiler
Decision makers
karar vericinin etkinliği
ROC
karar vericinin etkinliği
receiver operating characteristics
karar verilebilir
decidable
karar verilebilirlik
decidability
Karar verilmemiş
Up in the air
karar verilmemiş konu
open question
karar veritabanı
decisional database
karar verme
resolution
karar verme
decision making
karar verme
decrement
karar verme
adjudication
karar verme modeli
decision making model
Karar verme yetkisi
Power of decision
karar verme yetkisine sahip kimse
decision maker
Karar vermeden önce bir karşılaştırma yapsam iyi olur
I’d like to compere things before making up my mind
KARAR VERMEK
SETTLE
KARAR VERMEK
RESOLVE
KARAR VERMEK
DECIDE
karar vermek
decide
karar vermek
decide on
karar vermek
conclude
Karar vermek
To take a decision, to decide on
karar vermek
plump for
karar vermek
determine
KARAR VERMEK
AWARD
karar vermek
dijudicate
KARAR VERMEK
MAKE A DECISION
karar vermek
make a decision
KARAR VERMEK
MAKE UP ONE’S MIND
KARAR VERMEK
HAND DOWN
KARAR VERMEK (MAHK.)
RETURN
karar vermek (mahkeme vb)
verdict
Karar vermek (mahkemenin yargılama esnasında karar vermesi)
to give a ruling
karar vermek, azmetmek
Determine
karar vermek, hüküm vermek, hükmetmek
adjudicate
karar vermek, kararlaştırmak, hüküm vermek.
Decide
karar vermek, tasarlamak
Resolve
Karar vermekten kaçınma, karar alamama
Failure to take decision
karar vermesini sağla
cause to decide
KARAR VERMESİNİ SAĞLAMAK
DECIDE
Karar yeter sayısı
Decision making quorum
Karar yetkisi
Decision power
karar yordamı
decision procedure
karar, hüküm
Decision
karar, hüküm
Decisive
KARARA BAĞLAMAK
RESOLVE
KARARA BAĞLAMAK
BE DECISIVE OF
Karara bağlamak
To adjudicate
KARARA BAĞLAMAK
DECREE
KARARA BAĞLAMAK
HOLD
KARARA BAĞLANAMAYAN
INDECISIVE
KARARA BAĞLANMAK
DETERMINE
KARARA BAĞLANMAMIŞ
UNDECIDED
KARARA BAĞLANMAMIŞ
OPEN
Karara bağlanmamış
In the air
KARARA BAĞLANMAMIŞ
IN THE BALANCE
KARARA BAĞLANMAMIŞ OLMAK
HANG IN THE BALANCE