Meaning of
"ALEV"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
ALEV
PENNANT
ALEV
BLAZE
ALEV
FIRE
alev
fire
alev
flame
ALEV
SPUNK
ALEV ALABİLİR
FLAMMABLE
ALEV ALEV
ABLAZE
ALEV ALEV
AFLAME
alev alev yan
burn up
ALEV ALEV YANMAK
BLAZE
ALEV ALEV YANMAK
FLAME
Alev algılama (yangın)
Flame detection
alev alıcı
flammable
ALEV ALMA
DEFLAGRATION
ALEV ALMAK
DEFLAGRATE
ALEV ALMAK
CATCH FIRE
alev almak
catch fire
alev almak
conflagrate
ALEV ALMAK
FIRE
alev almak
fire
ALEV ALMAK
FLAME
ALEV ALMAK
BURN
ALEV ALMIŞ
FLAMING
alev borusu
fire tube
alev borusu
flame tube
Alev fışkırması (fırın deliği)
Sting-out
alev gibi parlak
flamboyant
alev gibi parlama
flamboyance
alev gibi parlayan
flamboyance
alev gibi yalayarak yayılan
lambent
Alev gömleği; Çevreleç
Muffle
alev ışığı
firelight
Alev ızgaraları
Fire grates
Alev iyonizasyonu
Flame-Ionisation
alev kırmızısı
vermilion
ALEV KIRMIZISI
FLAME
Alev makineleri
Flame throwers
alev makinesi
flame thrower
alev makinesi
flamethrower
Alev monitörü
Flame monitor
alev noktası, parlama noktası
flash point
alev reaksiyonu
flame reaction
Alev sönmesi
Blow out
Alev tepmesi
Flame impingement
Alev tepmesi
Flare-back
Alev tepmesi
Flash-back
Alev tutucular
Flame arresters
alev yangın
blaze
Alev, yalaz, ateş
Blaze
Alev,ateş
FLAME
Alevde yumuşatarak biçim verme (cam)
Scientific glass blowing (Lame working)
ALEVDEN GEÇİRMEK
SINGE
Aleve dayanıklı cam
Flame-proof glass
Aleve dayanıklı cam
Flame-resistant glass
Alevle çakma (cam)
Flame blowing
Alevle kesme hatası (cam)
Bad sear-off
Alevle lehimleme, sert lehimleme veya kaynak yapma için kullanılan elektrikli olmayan makine ve cihazların parçaları; gazla çalışan yüzey temperleme (menevişleme) makine ve cihazlarının parçaları
Parts of non-electrical machinery and apparatus for soldering, brazing or welding
Alevle parlatılmış (cam)
Fire-finished
Alevle parlatılmış ağız(cam)
Fire-finished rim
Alevle parlatılmış kenar (cam)
Fire-finished edge
alevle sertleştirme
flama hardening
alevle sertleştirmek
flame-harden
alevlen
exacerbate
alevlen
become inflamed
alevlen
blaze up
alevlen
flame up
alevlen
flare out
alevlendir
inflame
alevlendirici
inflammatory
ALEVLENDİRİCİ
INFLAMMATORY
Alevlendirilmiş şeftali
Peach flambe
alevlendirme
inflammation
ALEVLENDİRMEK
FAN
alevlendirmek
inflame
alevlendirmek
blaze
alevlendirmek
fire
alevlendirmek
emblaze
alevlendirmek
flame
ALEVLENDİRMEK
ENKINDLE
alevlendirmek
enkindle
ALEVLENDİRMEK
REKINDLE
ALEVLENDİRMEK
INFLAME
ALEVLENDİRMEK
KINDLE
alevlendirmek, tahrik etmek
Inflamed
alevlenme
exacerbation
alevlenme
blaze
ALEVLENME
INFLAMMATION
alevlenme noktası
ignition degree
alevlenme noktası
flash point
alevlenmek
inflame
ALEVLENMEK
BLAZE OUT
ALEVLENMEK
BLAZE UP
alevlenmek
glow
ALEVLENMEK
FLAME
ALEVLENMEK
FLARE
ALEVLENMEK
FLARE UP
ALEVLENMEK
FLICKER
ALEVLENMEK
REKINDLE
alevlenmek hiddetlenmek
flare
alevlenmek, öfkelenmek
flame up
ALEVLENMİŞ
BLAZING
alevler arasında giden
ignifluous (obsolete)
Alevler içinde
In flames
alevler içinde
afire
alevler içinde
aflame
alevler içinde kalmak
catch fire
alevler içinde kalmak
burn into flames
alevler içinde yanmakta
in flames
alevler içinde, yanmakta
on fire
alevler içinde, yanmakta, heyecanlı, ateşli, ışığa gark olan, parlayan, yanan
ablaze
alevlerin tamamen yok ettiği adak
holocaust
alevli
ablaze
alevli
flashy
ALEVLİ (ATEŞ)
QUICK
Alevli meşaleler
Flaming torches
Alevli muz
Bananas flambe