Meaning of
"SAL"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
sal
timber hitch
Sal
Raft
sal
emit
SAL
FLOAT
Sal ağacı kerestesi
Balsa wood
SAL İLE TAŞIMAK
RAFT
sal ya da benzeri bir deniz aracının insan gücü ile suda hareket etmesini sağlayan alet
oar
SALA BİNMEK
RAFT
salâh
good
Salahiyet
Entitlement
salâhiyet
sword
salâhiyet
warrant
salâhiyet
authority
salâhiyet
potency
salâhiyet
power
Salahiyet çerçevesi içinde
Intra vires
Salahiyet tecavüzü
Excess power
salahiyet vermek
authorize
Salahiyet, ustalık, yeterlik, yetki, güç, iktidar
Competence
salâhiyetli
potent
salâhiyetsizlik
disqualification
salâhiyetsizlik
incapacitate
salâhiyetsizlik
incapacity
salak
ninny
SALAK
DOLT
SALAK
DOLTISH
SALAK
DOPE
SALAK
DOPEY
SALAK
OBTUSE
SALAK
SILLY
salak
lefthanded
salak
silly
SALAK
STUPID
SALAK
SUCKER
SALAK
DIMWITTED
SALAK
IDIOT
SALAK
JERKY
SALAK
COUNTRY BUMPKIN
SALAK
GULLIBLE
SALAK
CRAZY
SALAK
CRETIN
SALAK
FOOL
salak
half witted
SALAK
NINNY
salak adam
oaf
salak gibi davranmak
fuck about
salak gibi davranmak
fuck around
salak herif
nostradumbass
salak herif
dumbass
salak herif seni
you idiot!
salak kişi
schnook
salak mısın
are you an idiot
salak mısın sen?
are you an idiot?
salak numarası yapmak
act the fool
salak numarası yapmak
play the fool
salak salak hareketler yapmak
act the goat
salak salak hareketler yapmak
play the goat
salak ve aşırı zayıf
drippy
salak ya da iğrenç kişi
shmo
salak yerine koymak
treat somebody like a fool
salak, şapşal
nitwit
SALAKLIK
SILLINESS
SALAKLIK
IDIOCITY
salam
variety
SALAM
SALAMI
salam
salami
Salam - (karaciğerden yapılmış olanlar ve domuz etinden olanlar hariç)
Salami (excluding salami from liver and pork)
salam dilimi tekniöi
salami technique
Salamander
Salamander
Salamander, taban demir kütlesi (yüksek fırın)
Salamander
SALAMANDRA
SALAMANDER
SALAMURA
PICKLE
SALAMURA
PICKLED
salamura
pickle
SALAMURA
SALTED
SALAMURA
SOUSE
SALAMURA
CORNED
SALAMURA
IN SALT
SALAMURA
BRINE
salamura
brine
Salamura balık
Pickled fish
Salamura edilmiş balıklar
Fish in brine
SALAMURA ETMEK
CORN
salamura fıçısı
pickle barrel
Salamura ringa balığı
Pickled herrings
Salamura suyu
Brine
Salamura suyu, turşu suyu
Brine
Salamura tuzu
Salt in brine
SALAMURA YAPMA
SOUSE
salamura yapma
corning
SALAMURA YAPMAK
PICKLE
salamura yapmak
pickle
SALAMURA YAPMAK
SALT
Salamurada bırakmak
Marinade
Salamurada bırakmak
Marinate
Salamuralanmış
Pickled
SALAMURAYA BASTIRMAK
SOUSE
SALAPURYA
BARGE
SALAPURYA
LIGHTER
salapurya
lighter
salapurya, mavna
scow
salaş ancak şık, hippy tarzı
shabby chic
salata
lettuce
salata
salad
salata barı
salad bar
salata çatalı
salad fork
Salata kaseleri
Salad bowls
salata kasesi
salad bowl
Salata kurutucular
Salad spinners
Salata servis takımları
Salad servers
SALATA SOSU
DRESSING
Salata sosu
Dressing
SALATA SOSU
VINAIGRETTE
SALATA SOSU
VINAIGRETTE SOUCE
SALATA SOSU
SALAD DRESSING
Salata sosu
Salad dressing
salata tabağı
salad plate
salata, marul
lettuce
salatalık
cucumber
SALATALIK TURŞUSU
PICKLE
Salatalık turşusu
Pickle
Salatalık turşusu
Pickled cucumbers
Salatalık yaprakları
Salad leaves
Salatalık, hıyar
Cucumber
salcı
raftsman
salça
dres(sin.)g
salça
tomato paste
SALÇA
SAUCE
salçalı et
fricassee
saldır
lay about
saldır
molest
saldır
snipe
saldır
snipe at
saldır
rampage
saldır
assail
saldır
tear into
saldır
jump on
SALDIRAN
INVASIVE
SALDIRAN
OFFENSIVE
SALDIRAN
AGGRESSOR
saldıran kişi
attacker
SALDIRGAN
HARD-HITTING
SALDIRGAN
THRUSTING
SALDIRGAN
OFFENSIVE
saldırgan
offensive
SALDIRGAN
PUSHY
SALDIRGAN
MILITANT
saldırgan
militant
SALDIRGAN
GET-TOUGH
saldırgan
rampageous