Translate
"fair"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
fair
(i). pazar, panayir, fuar, sergi. fairgroundi panayir meydani, sergi yeri.
fair
(z). iyi, yolunda, durustce, tam .fair spoken her seyin dogrusunu soyleyen; nazik,tatli dilli, kandirici. bid fair (bak.) bid play fair kurallara gore oynamak, hakca mucadele etmek.
fair
1.dürüst, doğru, eşit, adil, 2.orta, vasat, şöyle böyle, 3.(hava) açık, güzel, 4.sarışın, kumral, 5.(ten, saç) açık renkli, 6.(kadın) güzel, çekici, 7.temiz, net, 8.adilane, hakça, dürüstçe, kurallara uygun, 9.panayır, 10.pazar, 11.fuar
Fair
1.DÜRÜST,ADİL 2.OLDUKÇA İYİ 3.PANAYIR 4.FUAR
fair
âdeta
fair
adil
fair
adv.doğrulukla:adj.adaletli
fair
DOĞRU
fair
dürüst
fair
fuar
Fair
Fuar, Panayır
fair
güzel
fair
haklı
fair
hoş
fair
iyi
fair
kumral
fair
mubah
fair
muvafık
fair
müsait
fair
nazik
fair
okunaklı
fair
orta
fair
pak
fair
panayır
fair
pazar
fair
saf
fair
sarışın
fair
şöyle böyle
fair
temiz
fair
uğurlu
fair
uygun
fair
vasat
fair
zarif
Fair and reasonable
Adil ve makul
fair and square
1. dürüst bir şekilde, 2. doğrudan, direkt
Fair and square
Doğru ve dürüst; tas tamam
Fair and square
doğrudan doğruya
fair and square
hakkaniyet ve dürüstlükle
Fair competition
Eşit şartlar altında rekabet
fair copy
1. temiz nüsha, 2. temiz kopya
fair copy
birebir aynı kopya
fair copy
temiz kopya
fair drawing
reprodüksiyon için belirlenen tüm stil ve formlar açısından tamamlanmış çizim
fair enough
yeterince makul
fair haired
tutulan
fair mindedness
haklı düşünürlük
fair play
tarafsızlık
Fair Presentation
Gerçeğe Uygun Sunum
Fair price
Adil fiyat
fair price
makul fiyat
fair sample
iyi örnek
fair spoken
nazik, tatlı dilli, kandırıcı
fair to middling
fena olmayan
fair to middling
ne iyi ne kötü
fair to middling
orta
Fair trade
Adil ticaret
fair treatment
iyi muamele
Fair Value
Gerçeğe Uygun Değer
Fair value
Rayiç değer
Fair value accounting
Gerçek değer muhasebesi
Fair Value Measurement
Gerçeğe Uygun Değer Ölçümü
fair wages
adil ücret
Fair wear and tear
Normal kullanma sonucu eskime
fair weather
iyi hava
fair wind
uygun rüzgâr
fairbanks
fair bank gibi isimlere sahip çeşitli yerleşim yerlerinde yaşamış kişilere verilen bir ingiliz soyadı
fair-faced brickwork
çıplak tuğla işi
fairground
fuar yeri
fairground
panayır yeri
Fairground shooting galleries
Panayırlar için atış galerileri
fair-haired
sarı saçlı
fairing
(i)., (muh.) karenaj; (hav.) kaplama.
fairing
1. karenaj, 2. kaplama
Fairing
Kaporta, kaplama, karenaj (uçak)
Fairings for motorcycles
Motosikletler için kaplamalar
fairlead
iyi yönlendirilmiş
fairlead
kurtağzı
fairly
1.dürüst bir biçimde, hakça, yansızca, kurallara uygun biçimde, 2.oldukça
Fairly
1.DÜRÜSTÇE 2.EPEYCE
Fairly
adaletli/adil bir sekilde, oldukça
Fairly
Adilce
Fairly
Oldukça
fairly
yeterli
Fairly well
Fena değil
Fairly well
idare eder
Fairly, politely, courteously
Nezaketle
fair-minded
makul düşünen
fairness
1. doğruluk, dürüstlük, 2. güzellik, insaflılık
fairness
adalet
Fairness
i. adaletlilik, kurallara uygunluk, sarisinlik
fairness
iyilik
Fairness
Tarafsızlık
fairness doctrine
adaletlilik doktrini
fairness issue of AI
yapay zekâ’nın adalet sorunu
fair-sized
orta boy
fair-sized
orta ebatta
fair-sized
orta ölçek
fair-to-middling
iç güveysinden hallice
fairway
(i)., (golf) cimenli yol; bir koy,liman veya irmagin seyredilebilen kismi, serbest gecit.
fairway
1. serbest geçit, 2. çimenli yol
fairway
serbest geçiş
fairweather
sadece iyi havada kullanılan
fair-weather
sadece iyi havada elverişli
fair-weather friend
iyi gün dostu
fairy
1.peri, 2.ibne
Fairy
peri
fairy
peri gibi
fairy
yalan
fairy light
küçük süsleme ışıkları
fairy story
peri masalı
fairy tail
1. efsane, 2. peri masalı, 3. palavra, uydurma
fairy tale
masal
fairy tale
peri masalı
fairyland
periler ülkesi
fairy-like
peri gibi