Meaning of
"zirve"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
ZİRVE
CULMINATION
zirve
cusp
ZİRVE
PAYOFF
ZİRVE
PEAK
ZİRVE
HEAD
ZİRVE
HEIGHT
zirve
height
ZİRVE
CAP
ZİRVE
ZENITH
zirve
zenith
ZİRVE
HIGH
ZİRVE
HIGH TIDE
ZİRVE
MERIDIAN
zirve
meridian
zirve
extremity
ZİRVE
APEX
zirve
acme
ZİRVE
APOGEE
ZİRVE
PINK
ZİRVE
PINNACLE
zirve
pinnacle
zirve
vertex
ZİRVE
SUMMIT
zirve
summit
ZİRVE
TOP
ZİRVE
CLIMAX
zirve
crest
ZİRVE
CROWN
ZİRVE (BRİT.)
PIKE
Zirve doluluk
peak occupancy
zirve doruk
climax
zirve konferansı
summit meeting
zirve politikası
summitry
Zirve saatler
peak periods
zirve sonuç bildirisi
summit final declaration
zirve tepe
apex
Zirve toplantıları
Summit meetings
zirve toplantısı
summit conference
Zirve toplantısı
Summit meeting
zirve toplantısı
summit talk
zirve yapmak
hit the top
zirve yapmak (fiyatlar)
peak
zirve, doruk, en yüksek nokta, tepe
apex
zirve, uç
vertex (vertices)
Zirve/Doruk alışveriş zamanı
peak shopping periods
Zirve/Doruk saatlerden normal saatlere değişim
shifting from peak to off-peak
Zirve/Doruk saatlerin dışı, peak saatlerin dışında
off-peak periods
zirvesinde
At its zenith
zirvesine ermek sonuçlandırma
culminate
ZİRVEYE ULAŞMAK
CLIMAX
ZİRVEYE ULAŞMAK
CREST